Danıştay 6. Daire, Esas No: 2020/3606, Karar No: 2022/5427
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2020/3606 E. , 2022/5427 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/3606
Karar No : 2022/5427
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ….
2- … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Adana ili, Yüreğir ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı hazinenin hissedar olduğu taşınmazı kapsayan alanda … Belediye Meclisi’nin … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilerek … Büyükşehir Belediye Meclisi’nin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ….. İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; taşınmazın dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ve bu planın dayanağı 1/5000 ölçekli nazım imar planında; spor tesis alanı, eğitim tesis alanı ve imar yolu fonksiyonlarında kaldığı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planının dayanağı 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile uyumlu olduğu ve planların kademeli birlikteliği ilkesine uygun hareket edildiği anlaşıldığından, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın uyuşmazlık konusu parsel yönünden reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Uyuşmazlık konusu taşınmazları kapsayan bölgenin 2012 yılında kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanına alındığı, bu kararın verildiği tarihten bugüne kadar bölgede belediye tarafından hiçbir işlem yapılmadığı, bu bölgede taşınmazı bulunan tapu sahiplerinin görüşünün alınmadığı, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planının dayanağı 1/25.000 ölçekli nazım imar planı ile uyumlu olmadığı, imar planı değişikliğine konu taşınmazların parselasyon işlemi neticesinde oluştuğu, imar mevzuatına göre spor tesis alanı, sosyal kültürel tesis alanı, yeşil alan ve imar yollarının düzenleme ortaklık payından (DOP) karşılanması gerektiği, ikinci kez DOP kesilemeyeceği, önceki imar planlarında konut alanında kalan taşınmazın DOP’tan karşılanması gereken alanlarda bırakılmasının parselasyon işlemi sırasında büyük problemler yaşanmasına neden olacağı ileri sürülmektedir.
SAVUNMALARIN ÖZETİ :
… Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından; Savunma verilmemiştir.
… Belediye Başkanlığı tarafından; Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 10.07.2018 tarihli, 30474 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 101. maddesi uyarınca Hazine malları konusunda genel yetkili kuruluş Milli Emlak Genel Müdürlüğü olup anılan Genel Müdürlük aynı kararnamenin 99. Madddesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığının hizmet birimleri arasında sayıldığından, 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 1. maddesinin 19. fıkrası uyarınca, davacı Hazine ve Maliye Bakanlığı (Adana Defterdarlığı) yerine … Valiliği’nin davacı olarak alınması suretiyle işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Uyuşmazlık konusu taşınmazın; 16.06.2017 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planında; kısmen eğitim tesis alanı, kısmen spor tesis alanı ve kısmen imar yolu, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ise; kısmen eğitim tesis alanı, kısmen spor tesis alanı, kısmen ibadet alanı ve kısmen imar yolu olarak planlandığı görülmüş, davacı tarafından 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile belirlenen kullanım kararlarına yapılan itirazın zımnen reddi üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde, “nazım imar planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan; uygulama imar planı da; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 6. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde ise, planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmış, her planın bir üst kademedeki plana uygun olarak hazırlanması zorunluluğu getirilmiştir.
14.06.2014 tarih ve 29030 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin “Genel Plânlama Esasları” başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; “Planlar, kademesine ve ölçeğine göre ve yapılış amacının gerektirdiği ayrıntı düzeyinde kalmak koşuluyla alt kademedeki planları yönlendirir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer alan hükümlere göre nazım imar planları, halihazır haritalar üzerine çizilen ve ticaret, sanayi, konut gibi bölgelerle iskan bakımından yoğun veya seyrek bölgeleri ve iskana elverişli, iskana elverişli olmayan veya iskana izin verilmeyen bölgeleri, topoğrafik özelliklerden faydalanma konularını, ulaşım sistemlerini ve bu gibi ana hatları göstermek suretiyle arazi parçalarının kullanma şekillerini belirleyen planlar, uygulama imar planları ise, varsa kadastral durumu da işlenmiş halihazır haritaların üzerine nazım plan esaslarına göre çizilen ve yol, yapı adası ve muhtelif bölgelerin detayları ile inşaat nizamlarını ve uygulama için gerekli bilgileri içeren planlardır.
Yukarıda yer verilen hüküm uyarınca, planlar arasındaki hiyerarşi kapsamında nazım imar planından sonra yapılacak olan uygulama imar planının, nazım imar planına uygun yapılması gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında uyuşmazlık konusu parsele de isabet eden ”ibadet alanı” ve ”eğitim tesis alanı” kullanım kararlarının yerlerinin 1/5000 ölçekli nazım imar planına aykırı olarak birbirleri ile değiştirildiği görülmüştür.
Bu durumda, dayanak nazım imar planında planlanandan farklı olarak uyuşmazlık konusu parsele de isabet eden ”ibadet alanı” ve ”eğitim tesis alanı” kullanım kararlarının yerlerinin dava konusu uygulama imar planında birbirleri ile değiştirilmesi uygulama imar planını dayanağı nazım imar planına aykırı hale getirdiğinden, dava konusu uygulama imar planının bahse konu ibadet alanı ve eğitim tesis alanına ilişkin kısımlarında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında isabet bulunmamıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 09/05/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.