Danıştay 6. Daire, Esas No: 2020/2846, Karar No: 2021/10807

Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2020/2846 E. , 2021/10807 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/2846
Karar No : 2021/10807

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Dava konusu işlemin iptaline ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Mahkeme kararının ”25 metre genişliğinde yol alanına” ilişkin kısmının kaldırılması, bu kısım yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı, ”özel proje alanına” ilişkin kısım yönünden ise reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, ”özel proje alanına” ilişkin istinaf başvurusun reddine ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul ili, Pendik ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda 17.03.2017 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli Pendik İlçesi D-100 Karayolu ile Sahil Arasında Kalan Kısma Ait Nazım İmar Planının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının taşınmazının da içerisinde bulunduğu alanın nazım imar planında özel proje alanı olarak sınırlarının belirlendiği ancak planlanan alanda arazi kullanım kararlarına dair hiçbir gösterime yer verilmediği, arazi kullanım kararı geliştirilmediği, (konut, ticaret, hizmet ve donatı alanlarının nerede yer alacağı ve yoğunluklarının ne olacağı) tüm belirlemelerin uygulama imar planına bırakacak şekilde plan notu oluşturulduğu, bu haliyle nazım imar planının hukuki denetiminin imkansız kılındığı anlaşıldığından dava konusu planda şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uyarlık bulunmadığı, diğer taraftan, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin 10. maddesi uyarınca Bakanlıkça ilan edilmeyen gösterimlerin planlarda uygulanma olanağı bulunmadığından ve gösterimlerde fonksiyon/işlev niteliğinde ”özel proje alanı” şeklinde bir gösterime yer verilmediğinden plan fonksiyonu olarak bu gösterimin kullanılmasına da olanak bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının; ”özel proje alanına” ilişkin kısmına yönelik istinaf başvurusunun reddine, ”25 metre genişliğinde yol alanına” ilişkin kısmına yönelik olarak; dava konusu taşınmazın önünden geçen 21 metrelik yolun 25 metreye çıkarılması kararının 18.05.2018 tarihli nazım imar planı değişikliğiyle tekrar 20 metreye düşürüldüğü ve davacının talebinin karşılandığı anlaşıldığından, bu kısma yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile anılan Mahkeme kararının ”25 metre genişliğinde yol alanına” ilişkin kısmının kaldırılmasına, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Plan çalışmaları yapılırken, plan bölgesinde, nüfusun sosyal, ticari ve kültürel ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde ilçe merkezi niteliğinde bir alanın eksikliğinin belirlendiği, plan bölgesinde demiryolu ve karayolu toplu taşıma bağlantısına yakınlığı ve diğer kriterler dikkate alınarak merkez ihtiyacına hizmet edecek, bölgenin tarihsel özellikleri ve yöreye özgü geleneksel mimari sürekliliklerini dikkate alan, çağdaş ve çevresi ile her boyutta uyumlu yapıların olduğu, parçalı ve gerekirse kademeli mimari düzenlemelerin yapılacağı ”özel proje alanı” planlandığı, dava konusu imar planına karşı Pendik Belediye Başkanlığı ile davacı ile birlikte diğer ilgililer tarafından yapılan itirazların değerlendirilmesi sonucu imar planı değişikliği yapıldığı, bu plana askı süresinde herhangi bir itiraz olmadığı, yapılan yeni düzenlemeler ile davacı parseli ile ilgili dava konusu edilecek bir hususun kalmadığı, kararın ‘’özel proje alanına’ ilişkin kısmı yönünden bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idarenin davanın konusuz kaldığı iddiasının somut olay kapsamında gerçeği yansıtmadığı, ilgili planda değişiklik yapılırken şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uyulmadığı, askı süresinde bu plana itiraz edilmemiş olunmasının planın hukuka uygun olduğunu göstermeyeceği, dava konusu planın hukuka aykırı olduğunun açık olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının gerekçesinin değiştirilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının hissedarı olduğu İstanbul ili, Pendik ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanın 05.12.1997 ve 14.04.2000 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli Pendik Merkez Revizyon Nazım İmar Planlarında; ”E.1.50 yapılaşma şartında ticaret ve konut alanı” olarak planlandığı daha sonra 17.03.2017 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli Pendik İlçesi D-100 Karayolu ile Sahil Arasında Kalan Kısma Ait Nazım İmar Planı değişikliği ile taşınmazın bulunduğu alanın kullanım kararının ”özel proje alanı” olarak değiştirildiği ve önünden geçen mevcut 21 metre enkesitli olan taşıt yolunun 25 metreye çıkartıldığı, bunun üzerine davacı tarafından parselin ticaret alanı fonksiyonundan çıkartılarak özel proje alanı olarak belirlenmesinin hukuka aykırı olduğu, önünden geçen yolun genişletilmesine ihtiyaç olmadığı, yapılan imar planı değişikliği ile hak kaybına uğradığı ileri sürülerek bu plan değişikliğine yapılan itirazın zımnen reddi üzerine bakılan dava açıldığı görülmüştür.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5. maddesinin işlem tarihi itibariyle yürürlükte olan halinde; “nazım imar planı” varsa bölge ve çevre düzeni planlarına uygun olarak, hali hazır haritalar üzerine yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme, yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları gösteren ve uygulama imar planının hazırlanmasında esas olmak üzere düzenlenen detaylı bir raporla açıklanan ve raporu ile beraber bir bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
14.06.2014 tarihli, 29030 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin “Gösterim (lejand) teknikleri” başlıklı 10. maddesinde, her türlü mekansal planın, kendi kademesinin ve yapılış amacının gerektirdiği çizim ve gösterim tekniğine göre hazırlanacağı, planların Bakanlıkça belirlenen ve Ek-1 Gösterimler başlığı altında yer alan Ek-1a Ortak Gösterimler, Ek-1b Mekansal Strateji Planları Gösterimleri, Ek-1c Çevre Düzeni Planı Gösterimleri, Ek-1ç Nazım İmar Planı Gösterimleri, Ek-1d Uygulama İmar Planı Gösterimleri ve Ek-1e Detay Kataloğuna uygun olarak hazırlanacağı hükmüne, 21. maddesinin 11. fıkrasında; ”11) İmar planlarında, özel proje alanı olarak belirlenen yerlerde nüfus veya yapı yoğunluğu ile kullanım ve yapılaşmaya ilişkin kararlar belirtilir.
” hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlığın ”özel proje alanı” lejandı çerçevesinde incelenmesinde;
Dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planında; davacının taşınmazını da kapsayan bir kısım alanın ”ÖPA” (Özel Proje Alanı) olarak tanımlandığı, bunun dışında arazi kullanım kararlarına ilişkin hiçbir gösterime yer verilmediği, plan notlarında bu alan içerisinde çok farklı kullanım türlerinin yer alabileceğinin belirtildiği ancak bunların yerinin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı aşamasında belirleneceğinin düzenlendiği görülmüştür.

Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin Ek-1ç gösterimlerinde 1/5000 ölçekli nazım imar planı lejandlarında “özel proje alanı” adı altında bir lejand gösterimine (sembolüne) yer verilmemiş yalnızca ”Planlama Sınırlarına” ilişkin gösterimler başlığı altında ”özel proje alanı sınırının” nasıl gösterileceği düzenlenmiş ise de plancılar tarafından, planlanan mekanın öznel niteliğinin gereği olarak, yönetmelik ekinde belirtilen (lejand) gösterimler dışında, plana özgü lejand üretilebilmesi mümkündür.
Bu itibarla, İdare Mahkemesi kararının Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin 10. maddesi gereği Bakanlıkça ilan edilmeyen gösterimlerin planlarda uygulanma olanağı bulunmadığından ve gösterimlerde fonksiyon/işlev niteliğinde ”özel proje alanı” şeklinde bir gösterime yer verilmediğinden plan fonksiyonu olarak bu gösterimin kullanılmasına olanak bulunmadığı yolundaki kısmına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararında bu gerekçe yönünden hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlığın ”özel proje alanı” kullanım kararı yönünden incelenmesine gelince;
Dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğine ait plan notlarının ”II-Özel Hükümler 1. Planlama Sınırları 1.2. Özel Proje Alanı Sınırı başlığı altında; ”Özel proje alanındaki arazi kullanım kararları, kentsel tasarım ölçeğinde yapılacak çalışmalar neticesinde (bölgenin tarihsel özellikleri ve yöreye özgü geleneksel mimari sürekliliklerini dikkate alan, çağdaş ve çevresi ile her boyutta uyumlu yapıların olduğu, monoblok yapı kütlesine dayalı olmayan parçalı ve gerekirse kademeli mimari düzenlemeler yapıldığı) 1/1000 ölçekli uygulama imar planı aşamasında belirlenecektir. Bu alandaki Emsal=2.00’yi ve Yençok=36.50m. geçmemek koşuluyla konut, ticaret, donatı ve hizmet fonksiyonları yer almakla birlikte söz konusu alanda oluşacak toplam inşaat alanının minimum %30’u kadar bölgenin ihtiyacı olan donatı alanları da (park alanı, meydan, otopark, Belediye Hizmet Alanı, sosyal ve kültürel tesis alanları vb.) ayrılacaktır. Doğal zemin kotu altında yapılacak otoparklar emsale dahil değildir.” şeklinde düzenlemeye yer verildiği görülmüştür.
Mevzuat hükmünde yer alan tanıma göre nazım imar planları; bir bölgenin gelecekteki nüfus ve işgücü tahmin ve dağılımlarına bağlı olarak alacağı formu, sosyal donatı alanlarını içerecek şekilde bölgenin gelişme yönlerini, ana ulaşım sistemine ait bilgileri göstermek suretiyle arazi parçalarının kullanma şekillerini belirleyen planlardır. Bu planlarda yerleşmenin gelişme yönü, büyüklüğü ve arazi kullanımlarının fonksiyonel dağılımı ve genel yoğunlukları belirlenmekte ve alt ölçekteki uygulama imar planları da ancak nazım imar planları esaslarına göre çizilebilmektedir.
Bakılan uyuşmazlıkta, dava konusu nazım imar planı değişikliği ile getirilen ”özel proje alanı” içerisinde plan notları ile yer alabileceği belirtilen ancak planda ayrıca gösterilmeyen kullanım kararlarının, trafik yükü, kullanıcı ve yapı yoğunluğu gibi planlama alanına farklı etkileri olan çok sayıda kullanım türünü içerisinde barındırdığı görülmüş, her birinin niteliği gereği alt ve üst bölgeye getireceği trafik yükü ile sosyal ve teknik altyapı ihtiyacının birbirinden çok farklı olduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda, planlama alanına birbirinden farklı etkileri bulunan çok sayıda kullanım türünün ”özel proje alanı” işlevi içerisinde yer alması ve herhangi bir öznel kullanım belirlenmemesi nedeniyle, bu kullanımların şehircilik ile planlama ilkelerine ve kamu yararına uygunluğu yönünden denetim yapılmasının imkansız hale geldiği, taşınmazın hangi kullanımla gelişeceğinin tamamen 1/1000 ölçekli uygulama imar planına bırakılmasının nazım imar planının 3194 sayılı Kanundaki tanımı ve planlama teknikleri ile bağdaşmadığı, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planının bu haliyle alt ölçekli uygulama imar planına altlık oluşturmaktan uzak olduğu sonucuna ulaşıldığından, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planında bu yönleriyle hukuka uyarlık bulunmamıştır.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yolunda İdare Mahkemesince verilen kararın ”özel proje alanına” ilişkin kısmı hakkında yapılan istinaf başvurusunun reddi yolunda Bölge İdare Mahkemesince verilen kararda sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Mahkeme kararının ”25 metre genişliğinde yol alanına” ilişkin kısmının kaldırılması, bu kısım yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı, ”özel proje alanına” ilişkin kısım yönünden ise reddi yolundaki kararın redde ilişkin kısmına yönelik temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 06/10/2021 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir