Danıştay 6. Daire, Esas No: 2020/2159, Karar No: 2020/13318

Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2020/2159 E. , 2020/13318 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2020/2159
    Karar No : 2020/13318

    DAVACI : … Vakfı
    VEKİLİ : Av. …

    DAVALI : … Bakanlığı – ANKARA
    VEKİLİ : …, Hukuk Müşaviri

    DAVANIN ÖZETİ : 07.01.2010 günlü, 27455 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Taşınmazlarının Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin; 5761 sayılı Kanunla kapsamı genişletilen orman alanlarının tahsisi yönünden, dava konusu Yönetmeliğe “Hazine mülkiyetinde yeterli alan bulunmaması” koşulu getirilerek sınırlamanın ortadan kaldırıldığı, tahsis işlemlerinin devamı için Kanunla getirilen 30 günlük sürenin Yönetmelikle sınırsız hale getirildiği, Kamu Taşınmazlarının Turizm yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelikle üç Bakanlıa sadece uygulama ile ilgili düzenlemeler yapma yetkisi verilmiş iken söz konusu yönetmelikte değişiklik yapan dava konusu yönetmeliğin anılan Bakanlıklar tarafından müştereken hazırlanmasının usul yönünden hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek iptaline ve bu Yönetmeliğin dayanağı 5761 sayılı Kanunla değişik 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu’nun 8. maddesinin (A) fıkrasının (1) numaralı bendi ile (C) ve (D) fıkralarının Anayasaya aykırılık iddiasının uygun görülerek Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmesi istenilmektedir.

    SAVUNMANIN ÖZETİ : Dava konusu edilen Yönetmelik hükümleri ile 2634 sayılı Kanunun 5761 sayılı Kanunla değişik 8. maddesinin (a) fıkrasının (1) numaralı bendi ile (C) ve (D) fıkraları kapsamında turizm amaçlı tahsisi gerçekleştirilen orman sayılan yerlere ilişkin turizm sektörünün özellik ve ihtiyaçları dikkate alınarak sınırlamalar getirildiği, Kanunda bu hususlara ilişkin olarak düzenlemeler yapıldığı, yapılan bu düzenlemelerin kanundaki düzenlemeler ile paralel olduğu, tahsise konu Hazine taşınmazının vasfının orman alanı olması halinde tahsise ilişkin işlemler her üç Bakanlığın da yetkisi dahilinde olduğundan, Yönetmeliğin de bu üç bakanlık tarafından müştereken hazırlanmasında hukuka aykırı bir yön olmadığı, dava konusu düzenlemelerde mevzuata aykırı bir durumun bulunmadığı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 4. fıkrasında “Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50. madde hükümleri kıyasen uygulanır.” hükmü yer almış, aynı Kanunun 50. maddesinin 5. fıkrasında ise “Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulması zorunludur.” hükmüne yer verilmiş olup, anılan maddelerde, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu belirtilerek, Danıştay Dava Dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların temyizen bozulması halinde ısrar olanağı tanınmadığından İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararına uyularak kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

    DANIŞTAY SAVCISI …’IN DÜŞÜNCESİ : 07/01/2010 günlü, 27455 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kamu Taşınmazlarının Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin iptali ile bu Yönetmeliğin dayanağı olan 5761 sayılı Kanun ile değişik 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu’nun 8. maddesinin (A) fıkrasının (1) numaralı bendi ile (C) ve (D) fıkralarının Anayasaya aykırılık iddiasının uygun görülerek Anayasa Mahkemesine başvurulması istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Danıştay Ondördüncü Dairesi’nin 10/06/2015 günlü, E:2013/4808, K:2015/5100 sayılı kararının davalı idare tarafından vekalet ücreti yönünden temyizi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 11/04/2019 günlü, E: 2016/1381, K:2019/1713 sayılı kararı ile temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının vekalet ücretine ilişkin kısmının bozulmasına karar verildiği anlaşıldığından, bozma kararı üzerine dosya incelendi:
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi hükmünde, Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesi sonucunda Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nca verilen bozma kararlarına Danıştay dava dairelerince ısrar etme olanağı tanınmamış olması nedeniyle, bozma kararında yer alan gerekçelerle; retle sonuçlanan davada, hukuk müşaviri aracılığıyla davayı takip eden davalı idare lehine kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretinin takdir edilerek davacı tarafından davalı idareye ödenmesine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, davanın reddi yolunda verilen Danıştay Ondördüncü Dairesinin 10/06/2015 tarih ve E:2013/4808, K:2015/5100 sayılı kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 11/04/2019 tarih ve E:2016/1381, K:2019/1713 sayılı kararıyla, temyize konu vekalet ücretine ilişkin kısmının bozulduğu görülmekle, bozma kararına uyularak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY:
    Dava, 07/01/2010 tarih ve 27455 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kamu Taşınmazlarının Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin iptali ile bu Yönetmeliğin dayanağı 5761 sayılı Kanun ile değişik 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu’nun 8. maddesinin (A) fıkrasının (1) numaralı bendi ile (C) ve (D) fıkralarının Anayasaya aykırılık iddiasının uygun görülerek Anayasa Mahkemesine başvurulması istemiyle açılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin yargılama giderleri konusunda yollama yaptığı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323. maddesinde; avukatlık ücretinin yargılama giderlerine dahil olduğu, 326. maddesinde ise; yargılama giderlerinin aleyhinde hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkemece, yargılama giderlerinin tarafların haklılık oranına göre paylaştırılacağı hüküm altına alınmıştır.
    02/11/2011 tarih ve 28103 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 14. maddesinde; “Tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların idareler lehine neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekalet ücreti takdir edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Davalı idarenin yargılama sürecinde hukuk müşaviri aracılığıyla temsil edildiği ve yasal süresi içinde idare adına savunma dilekçesi verildiği, Danıştay Ondördüncü Dairesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “davanın reddine” karar verildiği, dolayısıyla, davalı idarenin 659 sayılı KHK hükümleri uyarınca vekalet ücretine hak kazandığı, buna rağmen kararda idare lehine vekalet ücretine hükmedilmediği görülmektedir.
    Bu durumda, 02/11/2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 659 sayılı KHK, temyize konu Daire kararının verildiği 10/06/2015 tarihinde yürürlükte olduğundan ve dosya kapsamından, hukuk müşaviri tarafından da hukuki yardımda bulunulduğu görüldüğünden, davanın reddine karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davanın reddine karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
    2. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 22/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir