Danıştay 6. Daire, Esas No: 2020/1668, Karar No: 2022/67
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2020/1668 E. , 2022/67 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/1668
Karar No : 2022/67
TEMYİZ EDENLER : I- DAVACI …
II- DAVALILAR
1- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- …Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF : I- DAVALILAR
1- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
2- … Belediye Başkanlığı
II- DAVACI …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davacı tarafından gerekçe yönünden, davalılar tarafından esastan temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Konya İli, Karatay İlçesi, … Mahallesi, … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazları kapsayan alanda, 3914 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca parselasyon yapılmasına ilişkin Karatay Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenilen bilirkişi raporu ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, parselasyon işleminin dayanağı 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ve plan notlarına uygun olduğu, yoldan ihdas ve kapanan kadastro yollarından belediye adına parsel elde edilmediği, uygulama öncesinde yola terki bulunan parsellerdeki terk miktarlarının dikkate alındığı, düzenlemeye alınmadığı ileri sürülen parsellerin … Caddesine cepheli ve üzerinde yapılaşma bulunan parseller olduğu, revizyon imar planının 2 ve 3 sayılı plan notlarında revizyon imar planından etkilenmeyen ve planın onayından önce uygulama görmüş parsellerin uygulama dışında bırakılabilmesine ilişkin plan notunun getirildiği, düzenleme sınırının geçirilmesinde bu plan notlarına uyulduğu, … ada, … sayılı parselin 0,2 m², … ada, … sayılı parselin ise 1,93 m² eksik olarak düzenlemeye alındığı görüldüğünden bu eksikliklerin mülkiyet hakkının ihlali niteliğinde olması sebebiyle dava konusu işlemde hukuka uyarlılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği, … ada, … sayılı parselin 0.2 m², … ada, … sayılı parselin ise 1,93 m² eksik olarak düzenlemeye alınmasının toplam uygulamaya alınan miktar dikkate alındığından çok küçük bir parçayı oluşturduğu, bu eksikliklerin birer maddi hata olduğu ve maddi hatanın da her zaman düzeltilebileceği, ancak istinaf başvurusuna konu kararın ve dayanağı olan bilirkişi raporu ile tespitin yapılması anından iş bu kararın verildiği tarihe kadar anılan hatanın düzeltildiğine dair davalı idarelerce dava dosyasına herhangi bir bilgi veya belgenin sunulmadığı belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun açıklama eklenerek reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :
Davalılar tarafından, mahkeme kararının usul ve hukuka aykırı olduğu, bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davacı tarafından, mahkeme kararının gerekçe yönünden eksik olduğunu ileri sürmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :
Davacı tarafından, karşı tarafın iddialarının reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davalı Karatay Belediye Başkanlığı tarafından, karşı tarafın iddialarının reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davalı Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ :Dava konusu edilmemişse de imar plan notlarıyla Kanuna ve Anayasada belirlenen eşitlik ilkesine aykırı olarak daha önce 3194 sayılı Kanunun 18.maddesi yanı sıra 15. ve 16.maddesi uyarınca da imar uygulaması gören taşınmazların idarenin takdir yetkisi kapsamında parselasyon uygulaması dışında bırakılabilmesine olanak veren plan notunun (düzenleyici işlemin) iptal edilmemiş olmasının bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmayacağı, düzenleme sınırının İmar Kanununun 18 İnci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 6.maddesine de aykırı olarak geçirildiği, idarenin takdir yetkisi kapsamında daha önce imar uygulaması (3194 sayılı Kanunun 15, 16 veya 18)
gören taşınmazların parselasyon işlemi sınırı dışında bırakıldığı, 3194 sayılı Kanuna göre parselasyon işlemi yapılmadan ifraz ve tevhit yapılamayacağı ve daha önceki terklerin yasal düzenleme ortaklık payı oranının altında kalması halinde tamamlayan miktar kadar bu taşınmazlardan da düzenleme ortaklık payı kesilebileceği de dikkate alındığında aynı adada yer almasına rağmen bazı parsellerin düzenleme sınırı dışında bırakıldığı, düzenlemeye alınan ve alınmayan parseller açısından eşitsizlik yaratıldığı, bu durumda düzenleme sınırının hatalı geçirilmesinden düzenleme ortaklık payı(DOP) oranın da etkileneceği, bunun dava konusu parselasyonun tümünü ilgilendiren ve genel iptal sebebi niteliğinde olduğu, hukuka aykırı parselasyon işleminin iptaline karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının anılan gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Konya ili, Karatay ilçesi, … Mahallesi, … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazları kapsayan alanda, Karatay Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı kararıyla İmar Kanunun 18. maddesi gereğince parselasyon yapılmasına karar verildiği, Karatay Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı kararıyla parselasyon kabul edildiği, bu kararın Konya Büyükşehir Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı kararıyla onandığı, … tarihli, … sayılı dilekçeyle bu işleme itiraz edildiği, dilekçenin zımnen reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinde; “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.” hükmü yer almaktadır.
İşlem tarihinde yürürlükte olan İmar Kanununun 18. maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin “Düzenleme Sahalarının Tesbiti Esasları” başlıklı 5. maddesinde: “Belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeler, belediye encümeni kararı ile; dışında valilikler, il idare kurulu kararı ile; 5 yıllık imar programlarında öncelik tanımak ve beldenin inkişaf ve ihtiyaç durumuna göre, yeterli miktarda arsayı, konut yapımına hazır bulunduracak şekilde düzenleme sahalarını tesbit etmek ve uygulamasını yapmak mecburiyetindedir. Konut yapımına hazır arsa sayısının, bir önceki yıl verilen inşaat ruhsatından az olmamasına dikkat edilir. Belirlenen düzenleme sahası bir müstakil imar adasından daha küçük olamaz. Ancak, imar adasının büyük bir kısmının imar mevzuatına uygun bir şekilde teşekkül etmiş olması nedeniyle, yeniden düzenlemesine ihtiyaç bulunmaması ve diğer kısmında birkaç taşınmaz malın tevhid ve ifraz yoluyla imar plânı ve imar mevzuatına uygun imar parsellerinin elde edilmesinin mümkün olduğu hallerde, adanın geri kalan kadastro parselleri müstakil bir imar düzenlenmesine konu teşkil edebilir.” kuralına, “Düzenleme sınırının geçirilmesi” başlığını taşıyan 6. maddesinde, “Düzenleme Sınırı; a) İskan sahasının bittiği yerlerde iskan sınırından, b) İskan sahası içindeki yollarda yol ekseninden, c) İbadet yeri ve karakol yerlerinin dış sınırından, yeşil alan ve genel otopark alanlarının düzenleme ortaklık payı oranı ve uygulamaya alınan parsel sınırına göre uygun görülecek yerinden geçirilir. Ancak, imar planlarında gösterilmiş düzenleme sınırları varsa bu durum dikkate alınır. Düzenleme sınırının herhangi bir parseli iki veya daha fazla parçaya bölmesi halinde; sınır, bu parçalardan düzenleme sahası dışında kalan başka bir imar adasına girmeyenleri varsa bunları da içine alacak şekilde geçirilir. Parsel büyük ise, ifraz yapılarak ifraz sınırından geçirilir.”, 10. maddesinde ise, “İmar parsellerinin oluşturulması ve dağıtımında aşağıdaki esaslar dikkate alınır:
a. Düzenlemeyle oluşacak imar parsellerinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakınındaki eski parsellere tahsisi sağlanır.
b. Plan ve mevzuata göre korunması mümkün olan yapıların tam ve hissesiz bir imar parseline intibak ettirilmesi sağlanır.
c. Mal sahibine tahsis edilen miktarın bir imar parselinden küçük olması veya diğer teknik ve hukuki nedenlerle müstakil imar parseli verilmemesi halinde, İmar parselasyon planları ve imar durumu belirlenmiş düzenleme alanlarında yapılacak binaların toplam inşaat alanı veya bağımsız bölüm adetleri belirtilen imar iddiaları veya parselleri, kat mülkiyetine esas olmak üzere hisselendirilebilir.” kuralına yer verilmiştir.
Yönetmeliğin “Düzenleme Ortaklık Payı Oranına Ait Esaslar” başlıklı 11. maddesinde; “Düzenleme ortaklık payı oranı: Bir düzenleme sahasında tesbit edilen düzenleme ortaklık payı miktarının, bu saha içindeki kadastro veya imar parsellerinin yüzölçümü miktarına oranıdır.
Evvelce yapılan düzenlemeler dolayısıyla düzenleme ortaklık payı veya bu maksatla başka isimlerle bir pay alınmış olan arazi veya arsalar bu ortaklık payı hesabına katılmaz.
Ancak, taşınmaz sahiplerinin talepleri üzerine, mülga 6785-1605 sayılı İmar Kanununun 39 uncu maddesine göre daha önce ifraz edilerek tescil edilen parsellerden düzenlemeye dahil edilenlerin, ilk parselin ifrazında alınan terk oranını % 35`e (yüzde otuzbeş ifadesi 03.12.2003 tarihli, 5006 sayılı Kanunla %40 olarak değiştirilmiştir) tamamlayan fark kadar düzenleme ortaklık payı alınabilir.” kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava dilekçesinde … tarihli, … sayılı belediye encümeni kararıyla parselasyon işlemi yapılarak düzenleme ortaklık payı kesildiği, %35 düzenleme ortaklık payı yanında %13,2 yola terk edildiği, … tarihli, … sayılı belediye encümen kararıyla yola terk edilen alanın bedeli mukabilinde davacıya satılarak taşınmazla tevhit edilmesi şartıyla yeni imar parseli oluşturulduğu ve bu işlem sonrasında taşınmaz üzerine yapı ruhsatı alınarak bu ruhsata uygun olarak yapı inşa edildiği, dava konusu parselasyon işlemiyle taşınmazın üçüncü kez imar uygulaması görmesi ve taşınmazdan tekrar düzenleme ortaklık payı alınmasında hukuka uyarlık bulunmadığı komşu parsellerin düzenlemeye ya hiç girmediği ya da giren bazı parsellerden kendisinden farklı oranda düzenleme ortaklık payı ve kamu ortaklık payı kesildiği iddia edilmiş, davalı ilçe belediye başkanlığının savunma dilekçesinde dava konusu alanın 1981 yılında 10/b uygulamasına tabi tutulduğu, 1986 yılındaki işlemin 3194 sayılı Kanun kapsamında ifraz ve tevhit işlemleri olduğu, dava konusu parselasyon işleminde bu işlemlerdeki bedelsiz terklerin dikkate alındığı belirtilmiş, dava dosyasına sunulan 1986 tarihli belediye encümeni kararında dava konusu taşınmazdan 1428 m2 yola terk edilerek ayrıca %35 düzenleme ortaklık payına denk gelecek şekilde 1.020.000 TL bedel alınmasına ilişkin işlem tesis edildiği anlaşılmıştır.
İdare Mahkemesince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda özetle:
“Konya Belediye Encümenin … tarihli, … sayılı kararı ile … ada, … parsel sayılı taşınmazın ifraz, tevhit ve yola terk uygulamaları gördüğü, yapılan ifrazlar neticesinde 10813 m2 yüzölçümlü parselden 1428 m2 (%13.21 oranında) yola terkin olduğu, bu alanın 50 lira bedelle belediyece satın alınması ve yola terk edilmesi yönünde karar alındığı,
Karatay Belediye Encümenin … tarihli, … sayılı kararı ile … ada, … ve … sayılı parsellerin yeni imar planına uyumunu teminen ifraz, tevhit ve yol fazlasını satın alma işlemlerinin gerçekleştirildiği, (önceki işlemdeki … ve … sayılı parseller ve yol), yapılan ifraz ve tevhit neticesinde … ada, … (553m2) ve … (481,16 m2) parsellerinin oluşturulduğu, yapılan tevhit işlemi sonrasında 16.90 m2 alanın (A) terkin olduğu, bu alanın 100 TL bedelle belediyece satın alınması ve yola terk edilmesi yönünde karar alındığı, yapılan uygulamaların 3194 sayılı Kanunun 15 ve 16.maddeleri kapsamında yapıldığı, davalı idarece 2981 sayılı Kanun kapsamında 10/b uygulaması yapıldığı belirtilmişse de bu konuda bilgi ve belgeye rastlanmadığı,
Karatay Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı kararıyla 3194 sayılı Kanunun 18.maddesi ve 2981 sayılı Kanunun Ek-1 maddesi gereğince parselasyon yapılması kararının alındığı, … tarihli, … sayılı karar ile … sayılı düzenleme sahasının onandığı, söz konusu düzenleme sahasına ilişkin parselasyonun Konya Büyükşehir Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı kararıyla onaylanarak Karatay Belediyesine gönderildiği, askı sürecindeki itirazların değerlendirilmesi sonucunda … tarihli, … sayılı Karatay Belediye Encümeni kararının … tarihli, … sayılı Konya Büyükşehir Belediye Encümeni kararıyla onaylandığı,
Dava konusu parselasyon işleminde düzenleme ortaklık payı ve kamu ortaklık payı hesaplanırken davacının daha önce yaptığı tekler dikkate alınarak
Dava konusu parselasyon işleminin dayanağı uygulama imar planı notlarında,
a. 2 sayılı imar planı notunda,” Plan onayından önce uygulama görmüş parseller (İmar Kanununun 15., 16. ve 18. madde uygulaması sonucu oluşan parseller) İmar Kanununun 18. uygulaması dışında bırakılmasına ilçe belediyesi yetkilidir.”
b. 3 sayılı imar planı notunda, “İmar adaları içerisinde revizyon imar planından etkilenmeyen 18.madde uygulaması görmüş parseller tekrar 18.madde uygulamasına katılmadan müstakil veya tevhid edilerek yapılaşmaya gidilebilir.” düzenlemelerinin yer aldığı
Düzenlemeye alınmayan parsellerin 2 ve 3 sayılı plan notlarında yer alan düzenlemeden kaynaklandığı, imar planının dava konusu edilmemiş olması sebebiyle bu konuda değerlendirme yapılmadığı” değerledirmelerine yer verilmiştir.
İmar Kanununun 18 inci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi Ve Arsa Düzenlenmesi İle İlgili Esaslar Hakkinda Yönetmeliğin 11. maddesinde de, düzenleme ortaklık payı oranının bir düzenleme sahasında tespit edilen düzenleme ortaklık payı miktarının, bu saha içindeki kadastro veya imar parsellerinin yüzölçümü miktarına oranı olduğu, evvelce yapılan düzenlemeler dolayısıyla düzenleme ortaklık payı veya bu maksatla başka isimlerle bir pay alınmış olan arazi veya arsaların bu ortaklık payı hesabına katılamayacağı belirtilmiştir.
Öte yandan, İmar hukukunda yasal bir dayanağı bulunmamakla birlikte bedelsiz terk kavramı, imar planı bulunan alanlarda 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi kapsamında parselasyon işleminin yapılmaması ya da çeşitli sebeplerle yapılmasının mümkün olmadığı durumlarda 3194 sayılı İmar Kanunununun 15. ve 16. maddeleri çerçevesinde, taşınmazın imar planında yapılaşılabilecek kısmı için parsel oluşturularak yapı ruhsatı düzenlenebilmesi amacıyla aynı taşınmazın yol, yeşil alan vb. kısımlarının kişinin isteği doğrultusunda kamuya bırakılması işlemidir. İlgililerin taşınmazlarının imar planında yol, park gibi kamu alanlarında kalan kısımlarını bedelsiz terk etmelerinin nedeni taşınmazlarının kalan kısmında yapılaabilmektir. Başka bir deyişle yapılaşabilmek için kamu alanlarında kalan taşınmaz kısımlarını kamu gücü karşısında bedelsiz terk etmek zorunda kalmaktadırlar.
Bu durumda, bir parselasyon işlemine dayanmayan bedelsiz yola terkin, düzenleme ortaklık payı olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, fakat aynı taşınmazdan birden fazla DOP kesintisi yapılamayacağı, ancak taşınmaz sahiplerinin talepleri üzerine, mülga 6785-1605 sayılı İmar Kanununun 39. maddesine göre ve 3194 sayılı İmar Kanununun 15. ve 16. maddesi kapsamında yol, meydan, yeşil alan, park ve genel otopark gibi genel hizmetler için önceden kamuya bırakılmış parsellerin DOP kesintisinde göz önünde bulundurulacağı ve yapılan düzenlemede, ilk parselin ifrazından alınan terk oranını parselasyonda hesaplanan DOP oranına tamamlayan fark kadar düzenleme ortaklık payı alınabileceği açıktır.
Bu durumda, bilirkişi raporunda taşınmazın daha önce parselasyon işlemine tabu tutuldğu ve düzenleme ortaklık payı alındığı yolunda bir tespite rastlanmadığı belirtlidğinden, ifraz ve tevhit nedenyile yapılan beledsiz terklerin ise düzenleme ortaklık payı niteliğinde olmadığı açık olduğundan ikinci kez düzenleme ortaklık payı alınamayacağı hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle dava konusu taşınmazdan parselasyon işlemi nedeniyle daha önce düzenleme ortaklık payı alınıp alınmadığının tespit edilmesi düzenleme ortaklık payı alınmamış ise daha önce yapılan terklerin düzenleme ortaklık payından düşülüp düşülmediğinin ortaya konulmasından sonra dava hakkında karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, eksik incelemeye dayanan temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının ve davalıların temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 04/01/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.