Danıştay 6. Daire, Esas No: 2019/16545, Karar No: 2021/4083

Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2019/16545 E. , 2021/4083 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/16545
Karar No : 2021/4083

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … İl Özel İdaresi – …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN ÖZETİ : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:.., K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Uyuşmazlıkta, dava konusu parselasyon işleminde düzenleme sahasının yalnızca sahil şeridini kapsadığı ve uygulama imar planında sahil şeridinin ilk 50 metresinde planlanan ve yapı yapılmas mümkün olmayan rekreaktif alanlar, park ve yol alanları ile ikinci 50 metrede planlanan günübirlik tesis alanından oluştuğu, rekreaktif alanda imar parseli oluşturularak davacı ile birlikte diğer parsel sahiplerine tahsis yapıldığı anlaşılmaktadır. Parselasyon işleminin amacının plana uygun yapı yapmaya elverişli imar parselleri oluşturmak olduğu dikkate alındığında, yalnızca sahil şeridini kapsayan düzenleme sınırı oluşturulmak suretiyle yapılaşmaya uygun olmayan ve DOP’tan karşılanması gereken rekreaktif alanlarda imar parseli oluşturularak davacıya tahsis edilmesine ilişkin parselasyon işleminde mevzuata ve hukuka uyarlık bulunmadığı sonuna varılmıştır. Bu nedenle temyiz isteminin kabulü ile davanın reddi yolunda verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin idari dava dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava; Bartın ili, … köyü, … Mahallesi, … ada, …, … ve … sayılı parselleri kapsayan alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca parselasyon yapılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı il encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporun ve dosyanın birlikte değerlendirilmesinden, parselasyonun dayanağı plana uygun olduğu, düzenleme sınırının ilgili yönetmelik, belde ihtiyaçları ve kamu yararına uygun belirlendiği, DOP ve KOP oranının tüm parsellerden eşit alındığı, davacıya tahsis edilen parsellerin dağıtım esaslarına uygun olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesince reddedilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
İşlem tarihi itibariyle yürürlükte olan şekliyle 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinde; “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.” hükmü yer almaktadır.
İşlem tarihinde yürürlükte olan İmar Kanununun 18. maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile ilgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, düzenleme sahasının, sınırı tespit edilerek düzenlenmesine karar verilen saha olduğu, (b) bendinde, düzenleme sınırının, düzenlenecek imar adalarının imar planına göre yol, meydan, park, genel otopark, yeşil saha gibi umumi hizmetlere ayrılan ve tescile tabi olmayan alanlar ile cami ve karakol yerlerini çevreleyen sınır olduğu belirtilmiş, aynı Yönetmeliğin “Düzenleme sahalarının tespiti esasları” başlıklı 5. maddesinde, “Belediye ve mücavir alan sınırı içinde belediyeler, belediye encümeni kararı ile; dışında valilikler, il idare kurulu kararı ile; 5 yıllık imar programlarında öncelik tanımak ve beldenin inkişaf ve ihtiyaç durumuna göre, yeterli miktarda arsayı, konut yapımına hazır bulunduracak şekilde düzenleme sahalarını tespit etmek ve uygulamasını yapmak mecburiyetindedir. Konut yapımına hazır arsa sayısının, bir önceki yıl verilen inşaat ruhsatından az olmamasına dikkat edilir. Belirlenen düzenleme sahası bir müstakil imar adasından daha küçük olamaz. Ancak, imar adasının büyük bir kısmının imar mevzuatına uygun bir şekilde teşekkül etmiş olması nedeniyle, yeniden düzenlemesine ihtiyaç bulunmaması ve diğer kısmında birkaç taşınmaz malın tevhid ve ifraz yoluyla imar planı ve imar mevzuatına uygun imar parsellerinin elde edilmesinin mümkün olduğu hallerde, adanın geri kalan kadastro parselleri müstakil bir imar düzenlemesine konu teşkil edebilir.” kuralına; “Düzenleme sınırının geçirilmesi” başlığını taşıyan 6. maddesinde ise: “Düzenleme Sınırı; a) İskan sahasının bittiği yerlerde iskan sınırından, b) İskan sahası içindeki yollarda yol ekseninden, c) İbadet yeri ve karakol yerlerinin dış sınırından, yeşil alan ve genel otopark alanlarının düzenleme ortaklık payı oranı ve uygulamaya alınan parsel sınırına göre uygun görülecek yerinden geçirilir. Ancak, imar planlarında gösterilmiş düzenleme sınırları varsa bu durum dikkate alınır. Düzenleme sınırının herhangi bir parseli iki veya daha fazla parçaya bölmesi halinde; sınır, bu parçalardan düzenleme sahası dışında kalan başka bir imar adasına girmeyenleri varsa bunları da içine alacak şekilde geçirilir. Parsel büyük ise, ifraz yapılarak ifraz sınırından geçirilir.” kuralına yer verilmiştir.
3621 sayılı Kıyı Kanununun 5. maddesinde, sahil şeritlerinde yapılacak yapıların kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabileceği, yaklaşma mesafesi ile kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanların, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak üzere düzenlenebileceği, sahil şeritlerinin derinliğinin, 4. maddede belirtilen mesafeden az olmamak üzere, sahil şeridindeki ve sahil şeridi gerisindeki kullanımlar ve doğal eşikler de dikkate alınarak belirleneceği, sahil şeridinde yapılacak yapıların kullanım amacına bağlı olarak yapım koşullarının yönetmelikte belirleneceği, hükmü yer almaktadır.
3621 sayılı Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 4. maddesinde; sahil şeridinin; deniz, tabii ve suni göllerin kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde yatay olarak en az 100 metre genişliğindeki alan olduğu, iki bölümden oluşan bu alanın kullanım amacı ve doğal eşiklere göre belirleneceği, sahil şeridinin birinci bölümünün; sahil şeridinin tümü ile sadece açık alanlar olarak düzenlenen; yeşil alan, çocuk bahçesi, gezinti alanları, dinlenme ve Yönetmelikte tanımlanan rekreaktif alanlardan ve yaya yollarından oluşan, kıyı kenar çizgisinden itibaren, kara yönünde yatay olarak 50 metre genişliğinde belirlenen bölüm olduğu düzenlenmiş, Yönetmeliğin aynı maddesinde, “Rekreaktif Alanlar: Halkın eğlence ve dinlenme gereksinimlerini karşılamaya dönük, açık olarak düzenlenen oturma ve yemek yerleri, yemek pişirme yerleri, çeşmeler, oyun ve açık spor alanları, açık gösteri alanları ve yeşil bitki örtüsü bulunan alanlardır.” tanımlaması yer almıştır.
Parselasyon işleminin amacı; imar planı, plan raporu ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre, imar adasının biçim ve boyutu, yapı düzeni, inşaat yaklaşma sınırı ve bahçe mesafeleri, yapı yüksekliği ve derinliği, yerleşme yoğunluğu, taban alanı ve kat alanı katsayısı, arazinin kullanılma şekli, mülk sınırları, mevcut yapıların durumu göz önüne alınmak suretiyle üzerinde yapı yapmaya elverişli imar parseli oluşturmaktır. Düzenleme sınırı içerisinde bulunan yol, yeşil alan gibi kamusal alanların bedelsiz olarak kamuya kazandırılması için imar parsellerinde oluşacak değer artışı karşılığında düzenleme ortaklık payı alınması mümkün olmakla birlikte, asıl amaç plana uygun yapı yapmaya elverişli imar parselleri oluşturmaktır.
3621 sayılı Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte tanımlanan rekreaktif alan, sahil şeridinin birinci bölümü olan ilk 50 metre kısmında yer alabilen ve hiçbir şekilde yapılaşma olmayan alan olarak tamınlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, uygulama imar planında, sahil şeridinin ilk 50 metresinde yapı yapılması mümkün olmayan rekreaktif alanlar, park ve yol alanları ile ikinci 50 metresinde günübirlik tesis alanlarının planlandığı, bu plana göre yapılan parselasyon işleminde yalnızca sahil şeridini kapsayacak şekilde düzenleme sınırı belirlenerek rekreaktif alanda imar parseli oluşturulduğu ve davacı ile birlikte diğer parsel sahiplerine tahsis yapıldığı, davacıya kadastral parsellerine karşılık sahil şeridinin ilk 50 metresinde yer alan rekreaktif alanda kalan … ada, … parsel ile … ada, … sayılı ve ikinci 50 metrede yer alan günübirlik tesis alanında kalan … ada, … sayılı imar parsellerinin tahsis edildiği anlaşılmaktadır.
Parselasyon işleminin amacının plana uygun yapı yapmaya elverişli imar parselleri oluşturmak olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlıkta yalnızca sahil şeridini kapsayan düzenleme alanı belirlenmek suretiyle yapılaşmaya uygun olmayan ve DOP’tan karşılanması gereken rekreaktif alanlarda imar parseli oluşturularak davacıya tahsis edilmesine ilişkin parselasyon işleminde yukarıda belirtilen mevzuata ve hukuka uyarlık bulunmadığı sonuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın BOZULMASINA, dosyanın adı geçen İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 18/03/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir