Danıştay 6. Daire, Esas No: 2019/14010, Karar No: 2022/2945
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2019/14010 E. , 2022/2945 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/14010
Karar No : 2022/2945
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …Bant ve Karton Mukavva Kağıt San. ve Tic. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Valiliği
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete, 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 20. maddesinin (r) bendi uyarınca 175.053,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih … sayılı idari yaptırım kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; bahse konu dereye mavi renkli kimyasal kütlelerin boşaltılması suretiyle davacı tarafından çevre kirliliğine sebebiyet verildiğinin dosyaya sunulan resim, video, denetim tutanağı ve analiz raporu ile tespit edildiği anlaşıldığından, söz konusu hususların çevre mevzuatının ihlal edildiğine dair yeterli kanıt niteliğinde olduğu sonucuna ulaşılmış olup, davacıya 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 20/(ı) bendinin son paragrafı uyarınca para cezası verilmesi gerekirken, 20/(r) maddesi uyarınca aynı miktar idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde sonucu itibariyle hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Somut tespit bulunmadığı, Tübitak analiz raporunda alınan numunelerin birebir aynı olduğu değil, benzerlik bulunduğunun belirtildiği, Mahkemece kanun hükmünün hatalı uygulandığı, işlemin usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Alınan numunelerin Tübitak analizi sonucunda birbiri ile benzer olduğunun doğrulandığı, tespitlerin yerinde olduğu, işlemin usul ve mevzuata uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ…’NUN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Kocaeli İli, Başiskele İlçesi sınırları dahilinde, Kiraz Deresi ile D-130 Karayolu’nun kesiştiği köprü altında bulunan İSU Genel Müdürlüğü’ne ait deşarj noktasından mavi renkli atık döküldüğü ihbarı üzerine, davalı idare teknik elemanlarınca mahallinde yapılan denetim sonucunda 17.02.2018 tarihli çevre denetim tutanağı düzenlenmiştir.
Söz konusu atığın davacı firmaya ait tesisten kaynaklandığından bahisle deşarj noktasından ve davacı firmadan alınan numunelerin yapılan analizi sonucunda yüksek oranda benzerlik gösterdiğinin TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’nin … tarih ve … sayılı raporuyla ortaya konulması üzerine, 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 20/(r) maddesi uyarınca davacı şirkete 175.053,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih … sayılı işlem tesis edilmiştir.
Anılan idari yaptırım kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başıklı 2. maddesinin 2. fıkrasında ise: “İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.” hükmüne yer verilmiştir.
2872 sayılı Çevre Kanunu’nun ”Tanımlar” başlıklı 2. maddesinde; ”Atık: Herhangi bir faaliyet sonucunda oluşan, çevreye atılan veya bırakılan her türlü maddeyi, Çevre kirliliği: Çevrede meydana gelen ve canlıların sağlığını, çevresel değerleri ve ekolojik dengeyi bozabilecek her türlü olumsuz etkiyi” ifade edeceği belirtilmiş, “Kirletme yasağı” başlıklı 8. maddesinde; “Her türlü atık ve artığı, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmak yasaktır. Kirlenme ihtimalinin bulunduğu durumlarda ilgililer kirlenmeyi önlemekle; kirlenmenin meydana geldiği hallerde kirleten, kirlenmeyi durdurmak, kirlenmenin etkilerini gidermek veya azaltmak için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdürler.” “İdari nitelikli para cezaları” başlıklı 20. maddesinin (r) bendinde; “Bu Kanunda ve yönetmeliklerde öngörülen usûl ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak atık toplayan, taşıyan, geçici ve ara depolama yapan, geri kazanan, geri dönüşüm sağlayan, tekrar kullanan veya bertaraf edenlere 24.000 Türk Lirası, ithal edenlere 60.000 Türk Lirası idarî para cezası verilir.” 2. fıkrasında; “Bu maddenin (ı) bendinin (1), (2), (3) ve (4) numaralı alt bentleri ile (k), (l), (r), (s), (t), (u), (v) ve (y) bentlerinde öngörülen idarî para cezaları kurum, kuruluş ve işletmelere üç katı olarak verilir.” hükümleri yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdari yargı merciilerinde görülmekte olan bir davada, idarece işleme gerekçe olarak gösterilen nedenin ya da mevzuat hükmünün olayda uygulanabilir nitelikte olmadığının belirlenmiş olması durumunda, idari yargı yerince, dosyanın incelenmesi sonucu başka bir neden ya da mevzuat hükmü saptanarak idarenin ileri sürdüğü neden ya da mevzuat hükmünün bir yana bırakılmak suretiyle dosyadan saptanan nedene ya da mevzuat hükmüne göre uyuşmazlığın çözümlenmesi, idare hukukunda “sebep ikamesi” olarak adlandırılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, İdare Mahkemesince verilen kararda, idari yaptırımın gerekçesi olarak 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 20. maddesinin 1’inci fıkrasının (r) bendinin ihlali gösterilmiş ise de, dosyada yer alan çevre denetim tutanağı, resim, video, analiz raporu ve mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, idari yaptırımın gerekçesi olarak anılan Kanun’un 20. maddesinin 1’inci fıkrasının (ı) bendinin son paragrafının uygulanması gerektiği kanaatine varıldığı belirtilerek, idarenin yerine geçilmek suretiyle davacıya 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 20/(ı) bendinin son paragrafı uyarınca para cezası verilmesi gerekirken, 20/(r) maddesi uyarınca aynı miktar idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde sonucu itibariyle hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddi yolunda hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; İdare Mahkemesince; idarece verilen para cezası tutarının belirlenmesinde hangi kriterlerin dikkate alınması gerektiği hususları açıklandıktan sonra, uyuşmazlık konusu idari para cezası işleminin hukuka uygun olup olmadığının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, sebep ikamesi yapılmak suretiyle idare yerine geçecek nitelikte verilen davanın reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuka uyarlık bulunmamıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 10/03/2022 tarihinde, kesin olarak, oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X):
Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun olan İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği oyuyla çoğunluğun kararına katılmıyorum.