Danıştay 6. Daire, Esas No: 2019/13233, Karar No: 2022/3716

Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2019/13233 E. , 2022/3716 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/13233
Karar No : 2022/3716

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) : …Cam San. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALILAR) :
I-… Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
II- … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF : 1- (DAVALILAR):
I- … Büyükşehir Belediye Başkanlıı
II- … Belediye Başkanlığı
2- (DAVACI) : … Cam San. A.Ş.

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca aleyhe olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Gebze Belediye Meclisi’nin … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilerek Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisi’nin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli revizyon uygulama imar planının Kocaeli ili, Gebze ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin kısmının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan bilirkişi raporundaki tespitler ile dava dosyasında yer alan diğer tüm bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, uyuşmazlık konusu parsele ilişkin planlama kararlarının üst ölçekli planlara uygunluğu ve planların kademeli birlikteliği yönünden incelenmesinde; parselin batısından geçen 20 metre enkesitli imar yolu ile güneyinden geçen 15 metre enkesitli imar yolunun, 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planında yer almasına karşın 1/25.000 ölçekli nazım imar planında yer almadığı, bu durumun planların kademeli birlikteliği ilkesine ve imar mevzuatına aykırı olduğu, uyuşmazlık konusu parsele getirilen imar yollarının imar mevzuatı yönünden incelenmesinde; parselin doğu tarafında yer alan kuzey-güney istikametindeki 20 metre enkesitli imar yolunun; bölgenin içinden geçen ve bölgeyi birbirine bağlayan ana arter statüsünde bulunduğu, üst ölçekli imar planlarına işlenmiş ve imar mevzuatına uygun olduğu, parselin kuzey tarafında yer alan doğu-batı istikametindeki 20 metre enkesitli imar yolunun; bölgenin içinden geçen ve bölgeyi birbirine bağlayan ana arter statüsünde bulunduğu, hemen kuzey sınırında bir dere kanalının bulunması ve yola sınır oluşturması nedeni ile ötelenemeyeceği, üst ölçekli imar planlarına işlenmiş ve imar mevzuatına uygun olduğu, parselin güney tarafında yer alan doğu-batı istikametindeki 15 metre enkesitli imar yolunun; mevcutta bulunan ve uzun yıllarda yetiştiği tahmin edilen bitki örtüsüne ve doğal eşiklere dikkat edilmeden planlandığı, bölgede tescile değer ağaç ya da yapı varsa tespiti suretiyle tescilinin sağlanması gerektiği, bu yönden imar mevzuatına aykırı olduğu, parselin batı tarafında yer alan kuzey-güney istikametindeki 10 ve 15 metre enkesitli imar yolunun; plan hiyerarşisi ve kıyı kanununa uymasına rağmen mevcutta bulunan ve uzun yıllarda yetiştiği tahmin edilen bitki örtüsüne ve doğal eşiklere dikkat edilmeden planlandığı, bölgede tescile değer ağaç ya da yapı varsa tespiti suretiyle tescilinin sağlanması gerektiği, bu yönden imar mevzuatına aykırı olduğu, uyuşmazlık konusu parselin kıyı bölgesinde planlanan kentsel kullanımların imar ve kıyı mevzuatı yönünden incelenmesinde; rekreasyon alanı, günübirlik tesis alanı ve otopark alanı kullanımlarının; Kıyı Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nde belirtilen sahil şeridinin ikinci 50 metrelik kısmında yer alması gereken ”açık günübirlik turizm yapı ve tesisleri”, ”taşıt yolları” ve ”açık otoparklar” kullanımları ile örtüştüğü ve ilgili mevzuata uygun kentsel kullanımlar olduğu, ancak sahil şeridinin ikinci 50 metrelik kısmında yer alan 10 ve 15 metre enkesitli imar yolları ile otopark alanının; plan hiyerarşisi ve kıyı kanununa uygun olmamasına rağmen mevcutta bulunan ve uzun yıllarda yetiştiği tahmin edilen bitki örtüsüne ve doğal eşiklere dikkat edilmeden yer seçimin yapıldığı ve imar mevzuatına aykırı olduğu, neticede 1/1000 ölçekli uygulama imar planı 1/5000 ölçekli nazım imar planının birbiri ile uyumlu olmasına rağmen 1/25.000 ölçekli nazım imar planı ile ”teknik altyapı alanlarının” belirlenmesi ve gösterimi konusunda bir uyumsuzluk olduğu, yine taşınmazın güneyinde planlanan 15 metre enkesitli imar yolu ile batısında planlanan 10 ve 15 metre enkesitli imar yolları ile otopark alanı için planlanan bölgelerin mevcut arazi koşullarına dikkat edilmeden planlanmış olması nedeniyle dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planının uyuşmazlık konusu parsele ilişkin kısmının şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırı olduğu sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İdare Mahkemesinin kararına gerekçe alınan her bir hususun ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda parselin güneyinden geçen 15 metre enkesitli imar yolu incelendiğinde; söz konusu yolun 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planında yer almasına karşın 1/25.000 ölçekli nazım imar planında yer almadığı görüldüğünden şehircilik ilkelerine ayıkırı olduğu ifade edilmişse de, davanın konusunun 1/1000 ölçekli uygulama imar planı olduğu, söz konusu yolun dayanağı 1/5000 ölçekli nazım imar planına uygun olduğu ve bu planın dava konusu yapılmadığı dikkate alındığında, parselin güneyinden geçen 15 metre en kesitli yolun şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uygun olduğu, sahil şeridinin ikinci 50 metrelik kısmında bulunan ”10 ve 15 metre enkesitli imar yolları” ile ”otopark alanı” incelendiğinde; söz konusu kentsel kullanımların mevcutta bulunan ve uzun yıllarda yetiştiği tahmin edilen bitki örtüsü ve doğal veriler dikkate alınmadan yer seçim çalışmasının yapıldığı, bölgede tescile değer ağaç ya da yapı varsa tespiti suretiyle tescilinin sağlanması gerektiği ifade edilerek bu hususa iptal gerekçesi olarak yer verilmişse de, bilirkişi tarafından alanda yapılan keşif sırasında tescile değer ağaç ya da yapı bulunduğuna dair somut bir veri ortaya konulmadığı, davalı idare tarafından verilen savunma dilekçesinde de 15 metre enkesitli imar yolunun bulunduğu güzergahta alınan kurum görüşleri ve yerinde yapılan detaylı arazi kullanım çalışmalarında korunması gerekli yapı ya da ağaca rastlanmadığı ifade edildiği görüldüğünden, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planının anılan hususlar yönünden şehircilik ilkelerine uygun olduğu, davanın reddi gerektiği, parselin batısında yer alan kuzey-güney istikametindeki 10 enkesitli imar yoluna gelince, 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca planlama yapılırken yol kurgusu 1/5000 ölçekli planında yapıldıktan ve taşıt yolları önce bu planda kurgulandıktan sonra 1/1000 ölçekli uygulama imar planında bu yolların geliştirilmesi gerektiği, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında parselin batısında kuzey-güney istikametinde yer alan ve sahil boyu uzanan 10 metre enkesitli taşıt yolunun bu planın dayanağı 1/5000 ölçekli nazım imar planında yer almadığı, nazım imar planında yer verilmeyen bu yola 1/1000 ölçekli uygulama imar planında düzenlenmesinin şehircilik ilkelerine aykırı olduğu sonucuna ulaşıldığı gerekçeleriyle davalı idarelerin istinaf talebinin 15 metre enkesitli yol ve tescilli ağaç ya da yapıya ilişkin araştırma yapılmadığından bahisle iptale ilişkin kısmı yönünden kabulü ile davanın bu kısım yönünden reddine, istinaf talebinin parselin batısında yer alan kuzey güney istikametindeki 10 metre enkesitli yola ilişkin kısmı yönünden yukarıda yer verilen gerekçe ile reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Ana arter niteliğinde olan 15 ve 20 metre enkesitli yolların 1/25000 ölçekli nazım imar planlarında gösterilmesi gerektiği, 1/25000 ölçekli nazım imar planında yer almayan bu yolların 1/5000 ölçekli nazım imar planında düzenlenmesinin planların kademeli birlikteliği ilkesine aykırı olduğu, parselin güney tarafında doğu-batı istikametinde planlanan 15 metre enkesitli imar yolu güzergahında tescillenmeye değer ağaç varlıklarının olduğundan bu yolun yetişmiş bitki örtüsü ve doğal verilere dikkat edilmeden planlandığının açık olduğu, bilirkişi raporunda bu duruma ilişkin tespitlerin ve fotoğraflarında yer aldığı, bölge idare mahkemesince bu konuda somut veriye rastlanılmadığı gerekçesinin kabul edilemeyeceği, mahkemece bu hususta eksik bir inceleme yapıldığı kanaatine varılmış ise bu eksiklik giderildikten sonra karar verilmesi gerektiği, bölge idare mahkemesi idari dava dairesi kararının aleyhine olan kısımlarının bozulmasına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

TEMYZ EDEN … BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI’NIN İDDİALARI : 1/5000 ölçekli nazım imar planları; bölgenin genel gelişim stratejileri, ulaşım ağları, sosyal donatı alanları ve varsa üst ölçekli plan kararları kapsamında öngörüde bulunurken, bahse konu öngörülerin planlama alanında birebir nasıl gerçekleşeceğine karar veremeyeceği, nitekim imar mevzuatının şematik bir gösterimle hazırlanan 1/5000 ölçekli nazım imar planlarının uygulanabilmesi için 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının hazırlanmasını zorunlu kıldığı, nazım imar planı ulaşım kararları birbiri ile bütüncül ve hiyerarşik şekilde oluşturulduğundan parselin batısında yer alan kuzey-güney istikametindeki 10 metre enkesitli yolun nazım imar planı ölçeğinde gösterilmemesinin iptal sebebi olamayacağı, bölge idare mahkemesi idari dava dairesi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun kısmen reddine dair kısmın bozulmasına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.

TEMYİZ EDEN DAVALI … BELEDİYE BAŞKANLIĞI’NIN İDDİALARI : Üst ölçekli planlarda alt ölçekli planlarda gösterilen bütün yolların değil, sadece yönlendirici olan ve ulaşım arteri açısından önem arz eden yolların gösterilebileceği, bu bakımından 1/25000 ölçekli nazım imar planında gösterilmeyen yolların planlama açısından birinci derece ulaşım aksı olarak öngörülmemiş olan yollar olduğu, dolayısıyla plan gösterimi ile ilgili yapılan işlemin plan kademelendirilmesi açısından olumsuz bir durum teşkil etmediği, planlama bölgesinde bulunan otopark alanının 15.06.2017 tarihinde onaylanan imar planı değişiklikleri ile park alanına çevrildiği, böylelikle doğal verilere yönelik yapılacak işlemlerin en aza indirildiği, hali hazırda dar olan yollar genişletilerek bölgenin ihtiyacınında değerlendirilmesi suretiyle 10 ve 15 metre enkesitli olarak imar planına işlendiği, dava konusu işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğu, bölge idare mahkemesi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun kısmen reddine dair kısmın bozulmasına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.

DAVALI İDARELERİN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DAVACININ SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Uyuşmazlık konusu taşınmaza, 16.05.2013 tarihinde onaylanan 1/50.000 ölçekli çevre düzeni planında; turizm alanı, 11.06.2015 tarihinde onaylanan 1/25000 ölçekli Gebze Planlama Bölgesi Revizyon Nazım İmar Planında; kısmen turizm ticaret alanı (T+T), kısmen günübirlik tesis alanı, kısmen rekreasyon alanı ve kısmen imar yollarında kaldığı, 11.06.2015 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli Gebze Planlama Bölgesi Revizyon Nazım İmar Planında; kısmen turizm ticaret alanı (T+T), kısmen günübirlik tesis alanları, kısmen rekreasyon alanı, kısmen otopark alanı, kısmen 15 ve 20 metre enkesitli imar yolları, dava konusu 12.11.2015 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli Gebze Revizyon Uygulama İmar Planında ise kısmen turizm ticaret alanı (T+T), kısmen günübirlik tesis alanı, kısmen rekreasyon alanı, kısmen otopark alanı, kısmen 20, 15 ve 10 metre enkesitli imar yolları kullanımları getirildiği, 29.11.2015 – 29.01.2016 tarihleri arasında askıya çıkartılan 12.11.2015 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli Gebze Revizyon Uygulama İmar Planına davacı tarafından 28.01.2016 tarihinde yapılan itirazın zımnen reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan 3194 sayılı İmar Kanunu’nun ”Tanımlar” başlıklı 5. maddesinde nazım imar planı;varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan olarak, Uygulama İmar Planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 6. maddesinde ise, planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmış, her planın bir üst kademedeki plana uygun olarak hazırlanması zorunluluğu getirilmiştir.
Mekânsal Plânlar Yapım Yönetmeliğinin “Genel Plânlama Esasları” başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde, “Planlar, kademesine ve ölçeğine göre ve yapılış amacının gerektirdiği ayrıntı düzeyinde kalmak koşuluyla alt kademedeki planları yönlendirir.” düzenlemesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare Mahkemesince, mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan bilirkişi raporunda, parselin doğusunda yer alan kuzey-güney istikametindeki 20 metre enkesitli imar yolunun, parselin kuzeyinde yer alan doğu-batı istikametindeki 20 metre enkesitli imar yolunun, günübirlik tesis alanı ve otopark alanı kullanımlarının imar mevzuatına uygun olduğu, ancak; parselin batısından geçen 20 metre enkesitli imar yolunun, parselin güneyinde yer alan doğu-batı istikametindeki 15 metre enkesitli imar yolunun, parselin batısında yer alan (sahil şeridinin ikinci 50 metrelik kısmında) kuzey-güney istikametindeki 10 ve 15 metre enkesitli imar yolları ile otopark alanı kullanımlarının imar mevzuatına aykırı olduğu yolundaki yapılan tespit ve değerlendirmeler hükme esas alınarak dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesince yapılan istinaf incelemesinde ise iptal kararına gerekçe alınan her bir hususun ayrı ayrı değerlendirildiği belirtildikten sonra parselin güneyinde yer alan doğu-batı istikametindeki 15 metre enkesitli imar yolunun ve sahil şeridinin ikinci 50 metrelik kısmında yer alan ”10 ve 15 metre enkesitli imar yolları” ile ”otopark alanı” kullanımlarının imar mevzuatına uygun olduğu ve davanın bu kısımlar yönünden reddi gerektiği, parselin batısında yer alan kuzey-güney istikametindeki 10 enkesitli imar yolununun ise imar mevzuatına aykırı olduğu sonucuna ulaşılmış, neticede istinaf başvurusunun 15 metre enkesitli yol ve tescilli ağaç ya da yapıya ilişkin araştırma yapılmadığından bahisle iptale ilişkin kısım yönünden kabulü ile anılan mahkeme kararının bu kısmının kaldırılması ve bu kısım yönünden davanın reddine, 10 metre enkesitli yola ilişkin kısım yönünden gerekçeli reddine karar verilmiştir.
Bakılan uyuşmazlıkta, her ne kadar Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesince İdare Mahkemesinin iptal hükmüne esas teşkil eden hususların ayrı ayrı değerlendirildiği belirtilmiş ise de iptal kararının gerekçelerinden biri olan ”parselin batısından geçen 20 metre enkesitli imar yoluna” ilişkin bir değerlendirme yapılmadığı ve bu hususta hüküm kurulmadığı, ”otopark alanına” ilişkin ise değerlendirme yapılmış olmasına rağmen açıkça bir hüküm kurulmadığı, yine karar içeriğinde uyuşmazlık konusu parselden geçen sahil şeridinin ikinci 50 metrelik kısmında yer alan kuzey-güney istikametinde planlanan 10 metre enkesitli yola ilişkin ”davanın reddi” gerektiği belirtildikten sonra aynı yolun farklı bir gerekçe ile imar mevzuatına aykırı olduğunun belirtildiği, böylelikle kararın kendi içerisinde çeliştiği ve eksik hüküm içerdiği görülmüştür.
Diğer taraftan, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı paftası incelendiğinde ise; ”parselin batısından geçen 20 metre enkesitli imar yolu” bulunmadığı, parselin doğusunda yer alan kuzey-güney istikametindeki 20 metre enkesitli yolun ise kuzey istikametine gidildikçe parsel sınırının dışında kaldığı, güney istikametine gidildikçe parsel sınırının içerisinde kaldığı görüldüğünden, öncelikle parselin doğusundan ve batısından geçen 20 metre enkesitli imar yolu ile kastedilen kısımların neresi olduğunun terreddüte mahal bırakmayacak şekilde ortaya konulduktan sonra, Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesince anılan hususlar göz önünde bulundurularak yeniden bir karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan, davacı şirket tarafından uyuşmazlık konusu parsel ile aynı adada yer alan 22 ve 23 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin dava konusu ile aynı 1/1000 ölçekli revizyon uygulama imar planının iptali istemiyle açılan davada, dava konusu işlemin iptali yolunda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karara karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile anılan mahkeme kararının kaldırılması, davanın reddi yolunda … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karar, Danıştay Altıncı Dairesi’nin 28.03.2022 tarih ve E:2018/2317, 2022/3715 sayılı kararı ile onanmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacı ve davalı idarelerin temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak davalılar tarafından yapılan istinaf başvurusunun 15 metre enkesitli yol ve tescilli ağaç ya da yapıya ilişkin araştırma yapılmadığından bahisle iptale ilişkin kısmı yönünden kabulü ile davanın bu kısım yönünden reddi, istinaf talebinin parselin batısında yer alan kuzey güney istikametindeki 10 metre enkesitli yola ilişkin kısmı yönünden yukarı yer verilen gerekçe ile reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 28/03/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir