Danıştay 6. Daire, Esas No: 2018/4652, Karar No: 2021/13264
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2018/4652 E. , 2021/13264 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2018/4652
Karar No : 2021/13264
KARAR DÜZELTME İSTEMİNDE
BULUNAN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
6- …
7- …
VEKİLLERİ : Av. …
İSTEMİN ÖZETİ : Danıştay Altıncı Dairesince verilen 29/11/2017 tarih ve E:2016/11577, K:2017/10182 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’nun DÜŞÜNCESİ :Uyuşmazlık konusu taşınmaz 11/06/2004 onay tarihli uygulama imar planı ile kreş alanı olarak belirlenmiştir.
Söz konusu plan tarihi itibarıyla yürürlükte olan (mülga) İmar Planı Yapılması ve Değişikliklerine Ait Esaslara Dair Yönetmelik’in Ek-1 Kentsel, sosyal ve teknik alt yapı alanları arasında sayılan Anaokulu ibaresinin önüne “Kreş+” fonksiyonu eklenmiş, (Değişik- Resmi Gazete: 02/09/1999 tarih ve Sayı: 23804) daha sonradan yürürlüğe giren (14/06/2014 tarihli 29030 sayılı Resmi Gazete) Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 5. maddesinin 1. fıkrasının, j bendinde ise; “Sosyal tesis alanı: Sosyal yaşamın niteliğini ve düzeyini artırmak amacı ile toplumun faydalanacağı kreş, kurs, yurt, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, yaşlı ve engelli bakımevi, rehabilitasyon merkezi, toplum merkezi, şefkat evleri gibi fonksiyonlarda hizmet vermek üzere ayrılan kamu veya özel mülkiyetteki alanlardır.” tanımına yer verilmiş olup, düzenlemeden de anlaşılacağı gibi bu alanlardan toplumun faydalanması amaçlandığından umumi hizmet niteliği açıktır.
Bu durumda, Mahkemece, davacıların talep etmesi halinde özel mülkiyete tabi yapı yapılabileceğinden bahisle taşınmazda kısıtlılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; uyuşmazlığa konu taşınmazın imar planındaki fonksiyonunun özel kreş alanı değil kreş alanı olduğu, yani kamu hizmetlerine ayrıldığı, bu sebeple de mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufunun hukuken kısıtlandığı ve taşınmaz bedelinin davacılara ödenmesi gerektiği açık olduğundan, tazminat isteminin esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerektiğinden, karar düzeltme isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, 21/04/2021 tarihli, 31461 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 73 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi uyarınca, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yerine Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının davalı konumuna alınmasına, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre kararın düzeltilmesi istemi yerinde görüldüğünden, Dairemizin 29/11/2017 tarih ve E:2016/11577, K:2017/10182 sayılı kararı kaldırılarak, işin esası yeniden incelendi:
Dava, Antalya İli, Manavgat İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın imar planında “kreş alanı” olarak ayrılması nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen 72.248,40-TL maddi zararın yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, imar planında “kreş alanı” olarak belirlenen dava konusu taşınmazın malikleri tarafından başvurulması halinde özel mülkiyete tabi yapı yapılması imkanı bulunduğundan, anılan taşınmazın imar planındaki kullanım kararına göre tazminatı gerektirir mağduriyetin ve mülkiyet hakkının süresi belirsiz bir zaman diliminde kısıtlanması durumunun gerçekleşmediği sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… İdare Mahkemesinin … tarihli, E:…, K:… sayılı kararı ve dayandığı gerekçe, hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından anılan kararın ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 02/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.