Danıştay 6. Daire, Esas No: 2018/3726, Karar No: 2022/1638
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2018/3726 E. , 2022/1638 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2018/3726
Karar No : 2022/1638
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR): 1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
6- …
7- …
8- …
9- …
10- …
11- …
12- …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Belediye Başkanlığı – …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 21.07.2014 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli … Mahallesi … ve …Köyü Uygulama İmar Planının İstanbul ili, Çekmeköy ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin kısmının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, 17.08.2012 tarihli 1/5000 ölçekli Ömerli Doğu Bölgesi Nazım İmar Planında çok küçük bir kısmı 12 metrelik yolda kalan uyuşmazlık konusu taşınmazın, dava konusu uygulama imar planında da küçük bir kısmının 12 metre ve kuzeydoğu sınırında küçük bir kısmının 10 metre taşıt yolunda kaldığı, bu itibarla üst ölçekli nazım imar planına uygun olduğu, bu imar planı ile getirilen 10 metrelik yolun, uyuşmazlık konusu … sayılı parselle bitişik … sayılı parselden hemen hemen eşit miktarlarda terkin sağlayacak şekilde geçirildiği, açılacak bu yolun parselin hemen arkasındaki donatı alanları ile yapı adalarına erişim açısından gerekli olduğu, dava konusu uygulama imar planında uyuşmazlık konusu parsele getirilen yol fonksiyonu yönünden şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVACILARIN İDDİALARI : Dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planının taşınmazından geçen taşıt yolları yönünden 17.08.2012 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planına aykırı olduğu, yolun güzergahının 1/5000 ölçekli nazım imar planında belirtilenden farklı planlandığı ve hukuka aykırı şekilde parselinin üzerinden geçirildiği, İdare Mahkemesince hiçbir hukuki gerekçe belirtilmeksizin eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile verilen kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Dava konusu uygulama imar planının ve İdare Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ…’NİN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Uyuşmazlık konusu taşınmazın, 17.08.2012 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli Ömerli Doğu Bölgesi nazım imar planında; büyük bir kısmının 150ki/ha yoğunlukta konut alanı, güneydoğu sınırında çok küçük bir kısmının 12 metrelik taşıt yolunda kaldığı, dava konusu 21.07.2014 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ise; büyük bir kısmına E:0.60 Hmax:3 kat yapılaşma koşullu konut alanı, güneydoğu sınırında küçük bir kısmına 12 metre ve kuzeydoğu sınırında küçük bir kısmına ise 10 metre taşıt yolu kullanımları getirildiği görülmüştür. Davacılar tarafından, 1/1000 ölçekli uygulama imar planları ile belirlenen ”10 ve 12 metre enkesitli yol” kullanım kararlarının üst ölçekli nazım imar planına aykırı olduğu, bu yolların taşınmazlarının üzerindeki konut yapıları korunacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiği ileri sürülerek iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde, “nazım imar planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan; uygulama imar planı da; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 6. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde ise, planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmış, her planın bir üst kademedeki plana uygun olarak hazırlanması zorunluluğu getirilmiştir.
Mekânsal Plânlar Yapım Yönetmeliğinin “Genel Plânlama Esasları” başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde, ” Planlar, kademesine ve ölçeğine göre ve yapılış amacının gerektirdiği ayrıntı düzeyinde kalmak koşuluyla alt kademedeki planları yönlendirir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer alan hükümlere göre nazım imar planları, halihazır haritalar üzerine çizilen ve ticaret, sanayi, konut gibi bölgelerle iskan bakımından yoğun veya seyrek bölgeleri ve iskana elverişli, iskana elverişli olmayan veya iskana izin verilmeyen bölgeleri, topoğrafik özelliklerden faydalanma konularını, ulaşım sistemlerini ve bu gibi ana hatları göstermek suretiyle arazi parçalarının kullanma şekillerini belirleyen planlar, uygulama imar planları ise, varsa kadastral durumu da işlenmiş halihazır haritaların üzerine nazım plan esaslarına göre çizilen ve yol, yapı adası ve muhtelif bölgelerin detayları ile inşaat nizamlarını ve uygulama için gerekli bilgileri içeren planlardır.
Yönetmeliğin gerek yukarıda içeriğine yer verilen düzenlemesi, gerekse ekinde yer alan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile 1/5000 ölçekli nazım imar planı lejandlarına göre, trafik yolu olan 10.00 metre ve üzerindeki en kesitli yolların ulaşım sistemleri ve problemlerin çözümünü gösterecek olan 1/5000 ölçekli nazım imar planında yer alması gerekmektedir. Danıştay Altıncı Dairesinin yerleşmiş içtihatlarıda bu yöndedir.
Yukarıda yer verilen hüküm uyarınca, planlar arasındaki hiyerarşi kapsamında nazım imar planından sonra yapılacak olan uygulama imar planının, nazım imar planına uygun yapılması gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile parselin güneydoğusundan geçen ”7 metre enkesitli taşıt yolunun” genişletilerek ”12 metre enkesitli taşıt yolu” olarak planlandğı, ancak bu yolun güzergahının 1/5000 ölçekli plana aykırı olarak değiştirilerek bir kısmının uyuşmazlık konusu parselin üzerinden geçecek şekilde güneye doğru kaydırıldığı, yine parselin kuzeydoğusunda planlanan ”10 metre enkesitli taşıt yolunun” 1/5000 ölçekli nazım imar planında yer almadığı görülmüştür.
Bu durumda, dayanak nazım imar planında gösterilmeyen uyuşmazlık konusu taşınmazın kuzeydoğusunda planlanan ”10 metre enkesitli taşıt yolunun” dava konusu uygulama imar planında gösterilmesi, yine dayanak nazım imar planında uyuşmazlık konusu taşınmazın güneyinde planlanan ”12 metre enkesitli taşıt yolunun” güzergahının dava konusu uygulama imar planında değiştirilmesi, uygulama imar planını dayanağı nazım imar planına aykırı hale getirdiğinden, dava konusu uygulama imar planının bahse konu 10 ve 12 metrelik yollara ilişkin kısmında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 16/02/2022 tarihinde, kesin olarak, esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X) :
Uyuşmazlıkta, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile parselin güneydoğu geçen ”7 metre enkesitli taşıt yolunun” genişletilerek ”12 metre enkesitli taşıt yolu” olarak planlandığı, ancak bu yolun güzergahının 1/5000 ölçekli plana aykırı olarak değiştirilerek bir kısmının uyuşmazlık konusu parselin üzerinden geçecek şekilde güneye doğru kaydırıldığı, yine parselin kuzeydoğusunda planlanan ”10 metre enkesitli taşıt yolunun” 1/5000 ölçekli nazım imar planında yer almadığı görülmüştür.
3194 sayılı Kanun’un ”Tanımlar” başlıklı 5. maddesindeki nazım ve uygulama imar planlarının tanımları göz önünde bulundurulduğunda, ana ulaşım sisteminin, bu bağlamda birinci ve ikinci derecedeki ulaşım yollarının nazım imar planı ile daha alt düzeydeki tali nitelikte üçüncü derece ve daha altındaki yolların ise uygulama imar planları ile düzenlenmesi gerekeceği görülmektedir.
Ayrıca ana ulaşım sistemi dışındaki hangi enkesitli yolun nazım imar planında gösterilmesi gerekeceği hususu yolun enkesitinden ziyade, imar planı içerisinde ulaşım sistemi bakımından üstlendiği fonksiyonla ilişkili olması gerekir.
Ölçeği gereği genel kullanım kararları ile başlıca bölge tiplerini belirleyen nazım imar planının, uygulama imar planıyla düzenlenmesi gereken imar adaları oluşturulmadan belirtilen nitelikteki yol kullanımını ihdas etmesinin planlama ilkeleri bakımından mümkün olmadığı, nitekim uyuşmazlığa konu “yol”un geçtiği bölgede nazım imar planında ada bazında bir düzenleme yapılmadığı nazır imar planı paftasının incelenmesinden görülmekte olduğu gözetildiğinde, bu kapsamda özellikle yapı adalarını ve bu bağlamda da farklı kullanım kararlarına konu alanları birbirinden ayıran ve bunlar arasındaki ulaşım ihtiyacının karşılanmasına yönelik yolların uygulama imar planı kararı ile getirilebileceğinde hiçbir duraksama bulunmamaktadır.
Uyuşmazlıkta, mahkemece yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporda, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile parselin kuzeyinde planlanan ”10 metre enkesitli taşıt yolunun”; uyuşmazlık konusu … sayılı parsel ile bitişik … sayılı parselden hemen hemen eşit miktarlarda terkin sağlayacak şekilde açıldığı, bu yolun uyuşmazlık konusu parselin doğusundaki 12 metre enkesitli yol ile 10 metre enkesitli taşıt yollarını birbirine bağladığı ve parselin hemen arkasındaki donatı alanları ile yapı adalarına erişim ve ulaşım sisteminin kurgulanması açısından gerekli olduğu, ancak mevcut yapı teşekkülü dikkate alınmaksızın planlandığından uyuşmazlık konusu taşınmazın kuzey ucunda yer alan ve önceki plana uygun ve ruhsatlı olarak inşa edilmiş yapının girişinin bu yol nedeniyle iptal olduğu, yolun karşı tarafındaki parsel boş olduğundan yolun yönelişinde yapılacak kısmi ve basit düzenlemelerle söz konusu yapının girişinin kurtulabileceği, parselin güneyinde planlanan ”12 metre enkesitli taşıt yolunun” ise; uyuşmazlık konusu taşınmazdaki parsel yapısı, bu bölgedeki mevcut doku ve yapılaşma dikkate alınmaksızın planlandığı, tüm bu hususlara uygun planlamasının ve bu suretle teşekkül etmiş yapıların korunmasının mümkün olduğu, neticede uyuşmazlık konusu parseli etkileyen her iki taşıt yolununda bölgedeki trafik akışını düzenleme amacıyla yapıldığı anlaşılmış ise de mevcut parsel, doku ve yapılaşma durumu dikkate alınmaksızın planlandığı anlaşıldığından, söz konusu yolların planlama teknikleri açısından uygun olmadığı, davacıları mağdur ettiği ve uygulama aşamasında güçlükler yaratacağı tespitlerine yer verilmiştir.
Bu kapsamda, nazım imar planında düzenlenmeyen 10 metre enkesitli yolunun uygulama imar planında düzenlenmesi ve nazım imar planında düzenlenen 12 metre enkesitli yolun ana ulaşım sistemini bozmayacak şekilde uygulama ölçeğince karşılaşılabilinecek eğim, yapılaşma vb. engelleri aşmak için uygulama imar planında güzergahının kısmi olarak değiştirilmesi tek başına plan hiyerarşisine aykırılık oluşturmamakta ise de söz konusu yol fonksiyonlarının mevcut yapılaşma durumu dikkate alınmaksızın planladığı, bu suretle uyuşmazlık konusu parselde yer alan konut sitesine ait girişlerin kullanılamaz duruma getirildiği, yolların yönelişinde yapılacak kısmi düzenlemeler ile site girişinin mevcut haliyle korunabileceği anlaşıldığından, dava konusu uygulama imar planı ile getirilen ”10 ve 12 metre enkesitli yol fonksiyonlarının”, bu nedenlerle kamu yararına ve planlama tekniklerine aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, davanın reddi yolunda İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile bozulması gerektiği oyuyla Dairemiz kararına gerekçe yönünden katılmıyorum.