Danıştay 6. Daire, Esas No: 2017/5336, Karar No: 2021/2186

Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2017/5336 E. , 2021/2186 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2017/5336
    Karar No : 2021/2186

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı/…
    VEKİLİ : Av. …

    MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) : … İdaresi Başkanlığı/…
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : … Odası (… Şubesi)
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Ankara ili, Çankaya ilçesi, … Mahallesi … ve … parsellere yönelik hazırlanan 2023 Başkent 1/25000 ölçekli ve 1/5000 ölçekli nazım imar planları ile 1/1000 uygulama imar planı değişikliğine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 13/02/2015 tarihli onay işleminin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; İdiasını ispatla mükellef olan davacının dava dilekçesinde gösterdiği deliller arasında keşif ve bilirkişi incelemesinin bulunduğu, bu doğrultuda idare mahkemesi tarafından mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, ancak davacıdan yatırması istenilen bilirkişi ücreti ve keşif harcının yatırılmadığı, bu nedenle davacının iddiasını ispatlamada, keşif ve bilirkişi delil ikamesinden vazgeçmiş sayıldığı, bu nedenle davacının iddiasını ispatlayamadığı sonucuna varıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: Dava konusu 1/25.000 Ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı ile en fazla 100 kişi/ha bürüt yoğunluğa izin verilen davaya konu alan için bu değerin çok üzerinde bir nüfus yoğunluğunun davaya konu işlemler ile belirlendiği, üst ölçekte ağaçlandırılacak alan olarak belirlenen kısmın yapılaşmaya konu edildiği, davaya konu işlem ile 1/25.000 Ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı bütünlüğünün ve sürekliliğinin parsel ölçeğinde bozulduğu, bu durumun şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, imar mevzuatına ve kamu yararına aykırı olduğu; davaya konu planlama alanının mera vasfından çıkmış olması dikkate alındığında, bu alana ilişkin plan kararları üretilmesi kapsamında plan hazırlanması ve onaylanmasını zorunlu kılacak gerekçelerin bulunduğu, nüfus artışı olacağının bir veri olarak kabul edilmesi gerektiği, ancak dava konusu plan değişiklikleri ile planlama alanına 7853 kişilik nüfus öngörüldüğü, Ek-2 Tabloya göre ayrılması gereken sosyal teknik altyapı alanlarının yeterli ölçüde ayrılmadığı anlaşıldığından, dava konusu nazım ve uygulama imar planı değişikliklerinde şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının kaldırılarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Planlama alanının yaklaşık %70’inin sosyal ve teknik altyapı alanı olarak düzenlendiği, ayrıca bazı altyapı alanlarının olması gerekenin iki katı olarak planlandığı, bu alanların bedelsiz olarak kamuya terk edileceği, bu nedenle hukuka aykırı olan bölge idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … DÜŞÜNCESİ : İncelenmekte olan davada, idare mahkemesince verilen karar ile TOKİ’nin, davalı yanında müdahil olarak davaya katılma isteminin kabul edildiği, idare mahkemesi kararında da müdahil sıfatıyla yer aldığı, kararın müdahil TOKİ’ye tebliğ edildiği, ancak davacı tarafından karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde verilen temyize konu kararda TOKİ’ye müdahil sıfatıyla yer verilmediği gibi davalı ve müdahil aleyhine verilen dava konusu işlemlerin iptali yolundaki kararın müdahil TOKİ’ye tebliğ de edilmediği görülmüştür.
    Bu durumda, bölge idare mahkemesi kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun kararlarda bulunması gereken hususlara ilişkin 24. maddesine aykırı şekilde oluşturulduğu ve temyize konu kararın taraflara eksiksiz olarak tebliğ edilmemesi nedeniyle dosyanın tekemmül etmediği, idare mahkemesince müdahale istemi kabul edildiği halde istinaf kararında yer almayan müdahilin temyiz yoluna başvurma imkanının ortadan kaldırılması nedeniyle bu durumun hak arama özgürlüğüne aykırılık teşkil ettiği sonucuna ulaşıldığından temyize konu kararın bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:

    MADDİ OLAY :
    Dava, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 13/02/2015 tarihli işlem ile resen onaylanan, Ankara ili, Çankaya ilçesi, … Mahallesi … ve … parsellere yönelik olarak hazırlanan 2023 Başkent 1/25.000 ve 1/5.000 ölçekli nazım imar planları ile 1/1.000 uygulama imar planı değişikliğinin iptali istemiyle açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Hak Arama Hürriyeti” başlıklı 36. maddesinde, “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” hükmü yer almaktadır.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Tebligat ve cevap verme” başlıklı 16. maddesinde; “1.Dava dilekçelerinin ve eklerinin birer örneği davalıya, davalının vereceği savunma davacıya tebliğ olunur. 2. Davacının ikinci dilekçesi davalıya, davalının vereceği ikinci savunma da davacıya tebliğ edilir. Buna karşı davacı cevap veremez. Ancak, davalının ikinci savunmasında, davacının cevaplandırmasını gerektiren hususlar bulunduğu, davanın görülmesi sırasında anlaşılırsa, davacıya cevap vermesi için bir süre verilir. 3. Taraflar, yapılacak tebliğlere karşı, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde cevap verebilirler. Bu süre, ancak haklı sebeplerin bulunması halinde, taraflardan birinin isteği üzerine görevli mahkeme kararı ile otuz günü geçmemek ve bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir. Sürenin geçmesinden sonra yapılan uzatma talepleri kabul edilmez.” hükmüne, “Dosyaların incelenmesi” başlıklı 20. maddesinin 5. fıkrasında; “Danıştay, bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinde dosyalar, bu Kanun ve diğer kanunlarda belirtilen öncelik veya ivedilik durumları ile Danıştay için Başkanlar Kurulunca; diğer mahkemeler için Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca konu itibariyle tespit edilip Resmi Gazete’de ilan edilecek öncelikli işler gözönünde bulundurulmak suretiyle geliş tarihlerine göre incelenir ve tekemmül ettikleri sıra dahilinde bir karara bağlanır. Bunların dışında kalan dosyalar ise tekemmül ettikleri sıraya göre ve tekemmül tarihinden itibaren en geç altı ay içinde sonuçlandırılır.” düzenlemesine ve aynı Kanunun “Kararlarda bulunacak hususlar” başlıklı 24. maddesinde ise; “Kararlarda: a) Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları yahut unvanları ve adresleri, b) Davacının ileri sürdüğü olayların ve dayandığı hukuki sebeplerin özeti istem sonucu ile davalının savunmasının özeti, c) (Değişik: 10/6/1994-4001/11 md.) Danıştayda görülen davalarda tetkik hakimi ve savcının ad ve soyadları ile düşünceleri, d) Duruşmalı davalarda duruşma yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise hazır bulunan taraflar ve vekil veya temsilcilerinin ad ve soyadları, e) Kararın dayandığı hukuki sebepler ile gerekçesi ve hüküm: tazminat davalarında hükmedilen tazminatın miktarı, f) Yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiği, g) Kararın tarihi ve oybirliği ile mi, oyçokluğu ile mi verildiği, h) Kararı veren mahkeme başkan ve üyelerinin veya hakiminin ad ve soyadları ve imzaları ve varsa karşı oyları, ı) Kararı veren dairenin veya mahkemenin adı ve dosyanın esas ve karar numarası, belirtilir” kuralına yer verilmiştir.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    Dosyanın incelenmesinden; davacı TMMOB Mimarlar Odası tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığına karşı açılan davada; görülmekte olan dava sonunda verilecek olan karardan hak ve menfaatlerinin etkilendiği iddiasıyla Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından sunulan, davalı idare yanında davaya katılma talebini içerir 02/11/2015 tarihli dilekçe, … İdare Mahkemesince incelenerek TOKİ’nin, davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yanında davaya katılma isteminin kabulü yolundaki … tarih ve E:… sayılı karar verilmiş, akabinde … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı davanın reddi yolundaki kararı verilmiştir.
    Anılan kararda TOKİ’nin, davalı yanında müdahil olarak yer aldığı, kararın müdahil TOKİ’ye tebliğ edildiği, ancak davacı tarafından karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen temyize konu … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda TOKİ’ye müdahil sıfatıyla yer verilmediği gibi davalı ve müdahil aleyhine verilen dava konusu işlemlerin iptali yolundaki kararın müdahil TOKİ’ye tebliğ de edilmediği görülmüştür.
    Bu durumda, bölge idare mahkemesi kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun kararlarda bulunması gereken hususlara ilişkin 24. maddesine aykırı şekilde oluşturulduğu görülmüştür.
    Öte yandan, temyize konu kararın taraflara eksiksiz olarak tebliğ edilmemesi nedeniyle dosyanın tekemmül ettiğinden bahsedilemeyeceği açık olup idare mahkemesince müdahale istemi kabul edildiği halde istinaf kararında yer almayan müdahilin, temyiz yoluna başvurma imkanının ortadan kaldırılması nedeniyle, bu durumun hak arama özgürlüğüne aykırılık teşkil ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
    Bu itibarla, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
    2. Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile anılan kararının kaldırılarak yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 22/02/2021 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir