Danıştay 6. Daire, Esas No: 2016/6730, Karar No: 2021/416

Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2016/6730 E. , 2021/416 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2016/6730
    Karar No : 2021/416

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : S.S. … Konut Yapı Kooperatifi
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı – …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN ÖZETİ : 3194 sayılı Yasanın 23. maddesi uyarınca talep edilen yol harcamalarına katılım payının 6111 sayılı Yasa kapsamında yapılandırılarak ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolunda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

    SAVUNMANIN ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Uyuşmazlıkta, vade tarihi 31/12/2007 olan yol katılım payına ilişkin olarak davacı aleyhine ihtiyati haciz kararı verilerek tahakkuk fişi düzenlendiği, davacı tarafından bu işlemlerin iptali istemiyle açılan davada ihtiyati haciz kararının yetkili amir tarafından imzalanmadığı gerekçesiyle iptaline, tahakkuk fişine ilişkin kısım yönünden davanın reddine karar verildiği, davacının anılan davada kanun yolundan vazgeçmesi üzerine belediye ile davacı arasında …/03/2010 tarihli sulh ve feragat protokolünün imzalandığı, bahsi geçen protokole göre, 375.000,00 TL tutarındaki ana paranın 100.000,00′ TL’lik 3 eşit taksit ve 75.000,00 TL olarak 20/04/2010, 20/05/2010, 20/06/2010, 20/07/2010 tarihlerinde; 05/01/2010 tarihine kadar biriken faizlerin ise 20/08/2010 tarihinden itibaren eşit taksitler halinde 5 yıl içerisinde ödenmesi hususunda anlaşıldığı, sulh protokolünün imzalanmasından sonra 6111 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girmesi üzerine davacı tarafından, ödemelerin 6111 sayılı Yasa kapsamında yapılandırılması istemiyle davalı idareye başvuru yapıldığı ve anılan başvurunun, davacının borcunu vade tarihinde ödememesi üzerine davacı ile idare arasında …/03/2010 tarihli sulh ve feragat protokolünün imzalandığından borcun yeni bir vadeye bağlandığı, bu nedenle 6111 sayılı Kanun kapsamında yeniden yapılandırma yapılamayacağından bahisle reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    6111 sayılı Kanunun 1. maddesinin 1. fıkrasının “Kapsam ve tanımlar” başlıklı f) bendinde; “Belediyelerin; 1) İdari para cezaları ile 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun mükerrer 97 nci maddesinin (b) fıkrası gereğince belediyelere ödenmesi gereken paylar hariç, 213 sayılı Kanun kapsamına giren ve 31/12/2010 tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları, 2010 yılına ilişkin olarak 31/12/2010 tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları, bunların dışında kalan ve 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen ve vadesi 31/12/2010 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan, asli ve fer’i amme alacakları, (…) hakkında uygulanır.” hükmüne, “Kesinleşmiş alacaklar” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının ç) bendinde; “Ödenmemiş olan ve yukarıdaki bentlerin dışında kalan (28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında olup tahsil dairesine takip için intikal etmiş olan amme alacakları dâhil) asli amme alacaklarının ödenmemiş kısmının tamamı ile bu alacaklara bağlı faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması halinde fer’i alacak yerine TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla uygulanan faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacaklarının tamamının, (…) tahsilinden vazgeçilir.” hükmüne yer verilmiştir.
    2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun “Yol harcamalarına katılma payı” başlıklı 86. maddesinde; “Belediyelerce veya belediyelere bağlı müesseselerce aşağıdaki şekillerde inşa, tamir ve genişletilmeye tabi tutulan yolların iki tarafında bulunan veya başka bir yola çıkışı olmaması dolayısıyla bu yoldan yararlanan gayrimenkullerin sahiplerinden meclis kararı ile Yol Harcamalarına Katılma Payı alınabilir. a) Yeni yol açılması; b) Mevcut yolların yüzde 40 nispetinde veya daha fazla genişletilmesi; c) Kaldırımsız ve bakımsız bulunan yolların, kaldırım veya parke kaldırım haline getirilmesi veya asfalt yapılması, kaldırım veya şose halindeki yolların da parke, beton veya asfalta çevrilmesi; d) Mevcut kaldırım veya parkelerin sökülüp yeniden düzenlenmesi, Yolların kaldırımlar da dahil olmak üzere (15) metreden fazla genişliklerine düşen giderler, belediyelere ait olup harç payına konu teşkil etmez. İki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller için asıl cepheyi teşkil eden yoldan düşen pay tam, diğer yollara ait pay ise yarım olarak hesaplanır.” düzenlemesi ile “Tahsil şekli” başlıklı 93. maddesinde; “Harcamalara katılma payları belediyelerce veya bunlara bağlı müesseselerce, 92 nci maddeye göre payların ilan ve tebliğ edildiği yılı takip eden yıldan itibaren iki yılda ve dört eşit taksitte, peşin ödemelerle tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde tahsil olunur. Ancak, yukarıda yazılı ödeme sürelerini, ilgili belediyelerin teklifi üzerine, 5 yıla (peşin ödemelerde bir yıla) kadar uzatmaya ve buna göre taksit sürelerini tespit etmeye Cumhurbaşkanı yetkilidir. Cumhurbaşkanınca bu yetkinin kullanılması halinde, uzatılan ödeme süreleri için belediyeler, belediye meclislerinin kararı üzerine ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca alınan tecil faizi oranını aşmamak üzere faiz alabilirler. Satış, hibe ve trampa gibi devir hallerinde ferağ sırasında o tarihe kadar ödenmemiş taksitler peşin olarak tahsil olunur.” hükmü bulunmaktadır.
    Dosyanın incelenmesinden; vadesi 31/12/2007 tarihi olan yol harcamalarına katılım payının tahakkuk ettirilmesine ilişkin işleme karşı açılan davada davacı tarafından davadan feragat edilmesi üzerine alacağın kesinleşmiş alacak niteliği kazandığı, 6111 sayılı Kanunun, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen ve vadesi 31/12/2010 tarihinden önce olduğu halde 6111 sayılı Kanunun yayımlandığı tarih (25/02/2011) itibariyle ödenmemiş bulunan, asli ve fer’i amme alacaklarını kapsadığı, davalı idare tarafından davacının asli alacağının tamamının ödendiğinin beyan edildiği, bu nedenle davacının asli borcunun 6111 sayılı Kanun kapsamında olmadığı, davacı ile idare arasında imzalanan sulh ve feragat protokolü uyarınca, fer’i nitelikte olan faiz borcu için belirlenen yeni vadenin 6111 sayılı Kanunun belirlediği 31/12/2010 tarihinden sonraki taksitleri için 6111 sayılı Kanunun herhangi bir düzenleme getirmediği görüldüğünden borcun bu kısmının da 6111 sayılı Kanun kapsamında olmadığı, öte yandan, sulh ve feragat protokolünde, faiz alacaklarının 20/08/2010 tarihinden itibaren eşit taksitler halinde 5 yıl içerisinde 55 ayda ödenmesi hususunda anlaşıldığı, anılan protokol ile 6183 sayılı Kanun kapsamında tahsil edilecek borcun vadesinin yeniden belirlendiği ve 6111 sayılı Kanunun, ödenmemiş alacağın yalnızca fer’i alacaktan ibaret olması halinde yapılandırmanın ne şekilde gerçeklediği hususunda da düzenleme getirdiği göz önünde bulundurulduğunda 20/08/2010-31/12/2010 tarihleri arasında ödenmemiş olan amme alacağının 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılması mümkün olduğu görüldüğünden idare mahkemesince, davacının davalı idareye başvuru tarihi itibariyle, 20/08/2010-31/12/2010 tarihleri arasında ödenmemiş yahut ihtirazi kayıtla ödenmiş amme alacağı bulunup bulunmadığı hususunun araştırılarak ödenmediğinin tespit edilmesi halinde vadesi bu tarihler arasına denk gelen taksitlerin yapılandırma kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından eksik incelemeye dayalı temyize konu kararın bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
    İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
    … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 25/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir