Danıştay 5. Daire, Esas No: 2019/6035, Karar No: 2022/359
Danıştay 5. Daire Başkanlığı 2019/6035 E. , 2022/359 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/6035
Karar No : 2022/359
Temyiz Eden (Davacı) : …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf (Davalı) : …Bakanlığı / …
Vekili : Hukuk Müşaviri …
İstemin Özeti : Davalı idare bünyesinde öğretmen olarak görev yapmakta iken, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin …tarih ve …sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen …. İdare Mahkemesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun gerekçeli olarak reddine ilişkin …Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Davacı vekili tarafından, müvekkilinin genel nitelikli ve soyut bir Kanun Hükmünde Kararname kapsamında gerekçesiz bir şekilde kamu görevinden çıkarıldığı, KHK’lara eklenen listeler ile kamu görevinden çıkarılma ve buna bağlı cezai nitelikte önlemler alınmasının iç hukuk ve uluslararası hukuka aykırı olduğu, kamu görevinden çıkarma işleminin Anayasa’da ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde güvence altına alınan temel hak ve özgürlükleri ihlal ettiği, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonunun idari bir mercii olarak kurulmasına rağmen fonksiyon bakımından yargısal bir iş yürüttüğü, Bank Asya hesap hareketlerinin talimat doğrultusunda olmadığı, rutin bankacılık işlemlerinin gerçekleştirildiği, sendika üyeliğinin yasal bir hak olduğu ve suçlamalara dayanak alınamayacağı, Bylock tespitinin müvekkiline ait olduğu ve terör faaliyeti çerçevesinde haberleşme yapıldığının ortaya konulamadığı, kesinleşmiş mahkumiyet hükmünün Komisyon kararının çok sonrasında gerçekleşen bir durum olduğu, bu sebeple tesis edilen işlemin hukuka uygun hale gelmeyeceği iddia edilmektedir.
Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davacının temyiz iddialarının 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdare Dava Dairesi kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığı halinde mümkün olup, davacı tarafından ileri sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
Her ne kadar Bölge İdare Mahkemesi tarafından, davacının (FETÖ/PDY) silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan mahkumiyetine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, böylece davacının kesinleşmiş mahkeme kararı ile anılan terör örgütüyle üyelik düzeyindeki ilişkisinin varlığı tespit edildiğinden, kesin hüküm nedeniyle kamu görevinden çıkarılmayı gerektiren diğer delillerin incelenmesine gerek kalmaksızın dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle istinaf isteminin reddine karar verilmiş ise de, davalı idarece 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacının göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin gerekçesi olarak, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu yönündeki değerlendirme gösterilmiştir. Anılan komisyon tarafından yapılan bu değerlendirmenin, davalı idarece dosyaya sunulan tespitlerle birlikte ceza yargılamasında terör örgütüne üyelikten mahkumiyete esas alınan davacı hakkındaki maddi tespitler de birlikte dikkate alınarak idari yargı yerlerince incelenmesi gerektiği açıktır.
Bu bağlamda, Dairemiz tarafından yapılan temyiz incelemesi neticesinde, komisyon kararı ve idare mahkemesi kararında davacı hakkında yer verilen tespitler ile davacı hakkında yürütülen ceza yargılaması neticesinde, Yargıtay …. Ceza Dairesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla onanmak suretiyle kesinleşen …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararında yer alan;
“…Etkin pişmanlık kapsamında ifade veren F.G.’nin “…öğretmen …esnaflardan sorumluydu, esnaflara sohbet veren ve para toplayan kişiydi…”… Etkin pişmanlık kapsamında ifade veren A.Ç’nin “… Eğitim ile ilgili yapılanmanın içinde olduğunu bildiğim ancak görevlerinin tam olarak ne olduğunu bilmediğim …ve eşi Z.G.’nin evlerinde sürekli sohbet toplantıları düzenlediklerini, komşularına da özellikle seçim öncesi telkin amaçlı konuşmalar yaptıklarını ve Tayyip Erdoğan ile ilgili olarak tehditvari söylemlerde bulunduklarını komşum olmaları hasebiyle bilirim..” tespiti ile anılan ceza yargılamasında yer verilen diğer maddi tespitler birlikte değerlendirildiğinde davacının FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatının bulunduğu sonucuna varıldığından, Bölge İdare Mahkemesi tarafından davacının kesinleşmiş mahkeme kararı ile anılan terör örgütü ile üyelik düzeyindeki ilişkisinin varlığı tespit edildiğinden, kamu görevinden çıkarılmayı gerektiren diğer delillerin incelenmesine gerek kalmaksızın dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle istinaf isteminin reddine karar verilmesinde sonucu itibariyle hukuka aykırılık görülmemiştir.
…Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 09/02/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.