Danıştay 5. Daire, Esas No: 2019/2142, Karar No: 2021/519

Danıştay 5. Daire Başkanlığı 2019/2142 E. , 2021/519 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    BEŞİNCİ DAİRE
    Esas No : 2019/2142
    Karar No : 2021/519

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. ..

    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı / …
    VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: … Devlet Hastanesinde hemşire olarak görev yapmakta iken 01/09/2016 tarihli 29818 (Mükerrer) Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listede ismine yer verilmek suretiyle hiçbir işleme gerek kalmaksızın kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu’na yapılan başvurunun reddine ilişkin Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunun … tarih ve … sayılı kararının iptaline karar verilmesi istenilmektedir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; dava konusu işlemin daha önce Mahkemelerinde dava konusu yapılması üzerine dava dilekçesinin 2577 sayılı Kanun’un 3. maddesine uygun olmaması nedeniyle Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla dilekçenin reddine karar verildiği ve bu kararın 11/08/2018 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, bu kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 günlük süre içerisinde (en geç 10/09/2018 tarihinde) dava açılması gerekirken, otuz günlük süre dolduktan sonra 01/10/2018 gününde kayıtlara giren dilekçe ile davanın yenilendiği, bu durumda dava dilekçesinin reddi üzerine otuz günlük süre geçirildikten sonra açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenme olanağı bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; istinaf dilekçesinde davacı vekili tarafından, müvekkilinin 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılması üzerine usulüne uygun düzenlenmiş vekaletname ile 31/10/2016 tarihinde Danıştay 5. Dairesinin 2016/51989 esasına kayden dava açıldığı, aynı Daire tarafından “davanın görev yönünden reddi ile dosyanın .. İdare Mahkemesine gönderilmesine” karar verildiği, daha sonra … İdare Mahkemesince … tarihinde “dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve dava dosyasının Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu’na gönderilmesine” karar verildiği, ancak anılan Komisyonun müvekkil hakkında verdiği kararda söz konusu dosyalardan bahsedilmediği, ayrıca müvekkilinin Komisyona yaptığı bir başvurusunun da bulunduğu, Komisyonca 685 ve 690 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde de belirtildiği üzere, yapılan tüm başvurular ile daha önce açılmış olan dava dosyalarının birleştirilerek sonuçlandırılması gerektiği, bu şekilde yapılacak birleştirme sonucunda dosyadaki vekaletname uyarınca tebligatların vekil olarak tarafına yapılmasının zorunluluk arz ettiği, somut olayda dava konusu Komisyon kararının vekil olarak tarafına tebliğ edilmesi gerekirken müvekkile tebliğ edilmesinin 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. maddesine aykırı olduğu, müvekkilinin tarafına başvurduğu 01/10/2018 tarihinde Komisyon kararı öğrenildiğinden, bu tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edilerek davanın esastan incelenmesi gerektiği ileri sürülmekte ise de; davacı tarafından şahsen yapılan başvuru üzerine Komisyonca 05/03/2018 tarihinde, davacı vekili tarafından açılan davada ise, … İdare Mahkemesince … tarihinde karar verildiği dikkate alındığında, Komisyonca karar verildiği tarih itibariyla söz konusu dava dosyasının Komisyona intikal etmediği görülmekle, dosyaların birleştirilerek karar verilmesi ve daha sonra bu kararın da davacı vekiline tebliğ edilmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla Komisyon kararının davacıya tebliğ edilmesinin usulsüz bir tebligat olarak kabul edilmesine hukuken imkan bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Ayrıca, dava konusu Komisyon kararının 08/05/2018 tarihinde davacıya tebliğ edilmesi üzerine bu karara karşı bizzat davacı tarafından 05/06/2018 tarihinde dava açılması sonrasında … İdare Mahkemesince verilen dilekçe ret kararının usulüne uygun bir şekilde 11/08/2018 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından otuz günlük süre geçtikten sonra 01/10/2018 tarihinde yenilenen davanın süre aşımı nedeniyle reddine dair istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı vekili tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği belirtilerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun açıklamalı olarak reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı vekili tarafından; müvekkilinin, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılması üzerine usulüne uygun düzenlenmiş vekaletname ile 31/10/2016 tarihinde Danıştay 5. Dairesinin 2016/51989 esasına kayden dava açıldığı, aynı Daire tarafından “davanın görev yönünden reddi ile dosyanın …İdare Mahkemesine gönderilmesine” karar verildiği, daha sonra … İdare Mahkemesince … tarihinde “dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve dava dosyasının Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu’na gönderilmesine” karar verildiği, ancak anılan Komisyonun müvekkil hakkında verdiği kararda söz konusu dosyalardan bahsedilmediği, ayrıca müvekkilinin Komisyona yaptığı bir başvurusunun da bulunduğu, Komisyonca 685 ve 690 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde de belirtildiği üzere, yapılan tüm başvurular ile daha önce açılmış olan dava dosyaları birleştirilerek sonuçlandırılması gerektiği, bu şekilde yapılacak birleştirme sonucunda dosyadaki vekaletname uyarınca tebligatların vekil olarak tarafına yapılmasının zorunluluk arz ettiği, somut olayda dava konusu Komisyon kararının vekil olarak tarafına tebliğ edilmesi gerekirken müvekkile tebliğ edilmesinin 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. maddesine aykırı olduğu, müvekkilinin tarafına başvurduğu 01/10/2018 tarihinde Komisyon kararının öğrenildiği, bu tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edilerek davanın esastan incelenmesi gerektiği, İdare ve Bölge İdare Mahkemesi kararlarının hukuka aykırı olduğu, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, tesis edilen dava konusu işlemin hukuka ve mevzuata uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen hususların 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisine uymadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun’un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.” düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Bölge İdare Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin reddine,
    2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı yönünden reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun açıklamalı reddi yolundaki temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
    3. Davacının adli yardım istemi kabul edildiğinden, temyiz aşamasında tahsil edilmeyen … TL temyiz başvuru harcı ile … TL temyiz karar harcının ve kullanılacak posta giderinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Mahkemesince ilgili merciine müzekkere yazılmasına,
    4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 04/03/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir