Danıştay 4. Daire, Esas No: 2022/984, Karar No: 2022/1313
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2022/984 E. , 2022/1313 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/984
Karar No : 2022/1313
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: …tarih ve …ve …sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. Vergi Mahkemesince verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararda; dava konusu ödeme emrinin davacı …adına değil Mustafa Kütük adına düzenlendiği, davacı adına düzenlenmiş ve tebliğ edilmiş bir işlem bulunmadığı, Mustafa Kütük adına düzenlenen ödeme emrinin davacının hak ve menfaatini ihlal etmediği, tebligatın davacıya yapılmış olmasının da dava açma hak ve yetkisi vermediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ödeme emirlerinin varis olması nedeniyle kendisine tebliğ edildiği borçtan sorumlu olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının Üye …’in karşı oyu ve oyçokluğuyla ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, …TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 07/03/2022 tarihinde karar verildi.
(X) KARŞI OY :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunu 7. maddesinde; borçlunun ölümü halinde, mirası reddetmemiş mirasçılar hakkında da bu kanun hükümlerinin tatbik edileceği, borçlunun ölümünden evvel başlamış olan muamelelere devam olunacağı, terekenin bir mahkeme veya iflas dairesi tarafından tasfiyesini gerektiren hallerin bu hüküm dışında olduğu, mirasın tutulan defter mucibince kabulü halinde, mirasçının, deftere kaydedilmiş olsa dahi amme alacağından mirastan kendisine düşen miktar ile birlikte mesul olduğu açıklanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 12. maddesinde de, ölüm halinde mükelleflerin ödevlerinin mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılarına geçeceği, ancak, mirasçılardan her birinin ölünün vergi borçlarından miras hisseleri nispetinde sorumlu oldukları hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu ödeme emirlerinin … adına düzenlendiği, borçlunun ölmüş olması nedeniyle ödeme emirlerinin davacının varisi olan …e tebliğ edildiği, Vergi Mahkemesince, ödeme emirlerinin davacı adına düzenlenmediği gerekçesiyle, davanın ehliyet yönünden reddedildiği, istinaf isteminin de reddine karar verilmesi üzerine, davacının temyiz yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda değinilen mevzuat hükümlerine göre, ölüm halinde mükelleflerin ödevlerinin mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılarına geçeceği, mirasçılardan her birinin ölünün vergi borçlarından miras hisseleri nispetinde sorumlu oldukları dikkate alındığında, murisin ölümünden sonra muris adına düzenlenen ödeme emrine karşı mirasçıların dava açabileceği sonucuna varıldığından, davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesine dair kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın esasının incelenmek üzere bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.