Danıştay 4. Daire, Esas No: 2020/2451, Karar No: 2022/125

Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2020/2451 E. , 2022/125 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/2451
Karar No : 2022/125

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …Dış Ticaret Hizmetleri Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU :… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, 2010/10 dönemine ilişkin ihracat istisnasından kaynaklanan 2.696.000,00 TL tutarındaki katma değer vergisinin iadesine yönelik yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ve söz konusu tutarın, 01/10/2010 tarihinden itibaren tecil işlemine uygulanan en yüksek faiziyle birlikte iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı şirket hakkında düzenlenen vergi tekniği raporlarının değerlendirilmesinden; dış ticaret sermaye şirketi statüsünde olan davacı şirketin, ihracatlarının gerçek olmadığı, davacı şirketin bir sahte belge organizasyonunun merkezinde yer aldığı ve sahte belgeye dayalı alışları yurtdışındaki müşterilere hayali olarak satılmak suretiyle KDV iadesi elde etmek amacıyla faaliyet gösterdiğine ilişkin yeterli tespitlerin ortaya konulmuş olduğu, ayrıca davacının ilgili dönemde kullanmış olduğu faturaları düzenleyen mükellefler hakkında düzenlenen vergi tekniği raporları ile anılan mükelleflerin gerçek ticari muamele gerçekleştirmediği, organizasyon dahilinde sahte fatura ticareti ile iştigal ettikleri ve hayali ihracat kapsamında fatura temin edilen paravan şirketler oldukları dolayısıyla dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ihracat işlemlerinin gerçekten yapılmayıp, usulsüz beyanlarla yapılmış gösterildiği ve gümrük memurları şifrelerinin ele geçirilerek onaylandığı iddialarının gerçeği yansıtmadığı, davacının reel para akışı, milyonlarca dolarlık yıllara sari mal alımı dekontları, yurt içi mal alımları ve yurt dışı mal satışlarına dair dekontlar, döviz alım belgeleri, ihracat beyannamesi, faturalar, ihracat bedellerinin yurt dışından davacıya ödendiğine dair dekont dökümleri ile ihracat yaptığı hususunun resmi evraklarla ve Gümrük İdaresinde emtia muayenesi ile sabit olduğu, mahkemece delillerin toplanması talepleri karşılanmaksızın eksik inceleme ile karar verildiği, …Gümrük Müdürlüğünden alınan 2008, 2009, 2010, 2011 yıllarına dair beyanname ile reel ihracat firması olduklarının kanıtlandığı, Gümrük İdaresinden kırmızı hattan, sıkı kontrol şartlarından geçerek Türk İhracat mevzuatına uygun olarak işlemlerinin gerçekleştirildiğinin kanıtlandığı, kötüniyetle hazırlanan raporla; gümrük memurlarının e-imzaları kırılarak ihracat evrakı oluşturulduğu gibi gerçek dışı iddialarla işlem yapıldığı oysa davacı hakkında elektronik şifre çalmak suçlamasıyla şikayet ve açılmış ceza davası olmadığı, gümrük memurunun ifadelerinden asılsız ve dayanaksız suçlamalarla yapılan işlemler nedeniyle faal ve gerçekten ihracat yapan 10 ila 20 arası işçisi olan, 3 katlı binada faaliyet gösteren, mal ve hizmet üreten firma oldukları, kendilerine mal veren tedarikçi alt firmaların bir çoğu hakkında sahte fatura düzenlemediklerine dair mahkeme kararları bulunduğu, 2-3 yıl zarfında yurt dışı alıcılarınca taraflarına 15.547.298,78 TL lik ihracat bedeli alışına ilişkin 131 tane nakit dekontu, ihracat beyannamesi, döviz alım belgesi ve faturası sundukları dolayısıyla sahte belge organizasyonu merkezinde bir firma olmadıklarının ispatlandığı belirtilerek İstinaf Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 13/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir