Danıştay 4. Daire, Esas No: 2019/3169, Karar No: 2022/851
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2019/3169 E. , 2022/851 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/3169
Karar No : 2022/851
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : .. Bakanlığı … Başkanlığı
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, mensupları için “… Mensupları Munzam Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Sandığı Vakfı” na yapılan katkı payı ödemelerine ilişkin olarak beyan edilerek 2014, 2015 ve 2016 dönemleri için tahakkuk ettirilen ve ödenen 14.940.799,85 TL gelir vergisi ve damga vergisinin düzeltme-şikayet hükümleri uyarınca iadesi talebine ilişkin olarak yapılan şikayet başvurusunun reddine dair işlemin iptali ve ödenen tutarın, ödeme tarihinden işletilecek yasal faiziyle iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı tarafından, adı geçen vakfa ödenen katılım payı ödemelerinin, çalışan sayısı, aldığı maaş ve diğer unsurlar dikkate alınarak belli oranda hesaplandığı, bu ödemelere ilişkin belge ve kayıtların personel bazında tutularak muhafaza edildiği, çalışan personelin yükselmesine bağlı olarak davacı tarafından vakfa ödenen tutarın da değiştiği, yapılan bu ödemeler karşılığında sadece çalışanlara özgü olmak üzere, çalışan için ödenen prim sayısı dikkate alınarak, borç vermek, ölüm aylığı ve emeklilik aylığı bağlamak veya toplu ödeme yapmak gibi bir takım menfaatlerin sağlandığının tespit edilmesi karşısında, ödemenin davacı tarafından, vakfın kurulması esnasında düzenlenen vakıf senedinde bir yükümlülük olarak öngörülmüş olmasının vakfa ödenen paranın çalışanlara bir maddi menfaat olarak yansıtıldığı gerçeğini ortadan kaldırmadığı, bizatihi davacı tarafından kurulan vakıf aracılığıyla, kendisine hizmet akdiyle bağlı çalışanlarına menfaat temin edildiği, vakfın görevinin, davacının ödediği tutarı belli şartlar altında çalışan kişiye ödemek olduğu, iç ilişkide davacının sorumluluğunun, işçiye değil vakfa ait olmasının da bu gerçeği değiştirmeyeceği, davacı tarafından ödenen tutarın anlık olarak işçinin tasarrufuna amade kılınmamasının yasal bir zorunluluktan değil özel hukuk tasarrufu niteliğinde olan vakıf senedinden kaynaklandığı ve vergiyi doğuran olayın niteliğini değiştirmeyeceği, kaldı ki bu ödemelerin ayrı bir hesapta kişi bazında izlenmesi, şartlar gerçekleştiğinde çalışan kişiye ödenmesi gibi veriler göz önünde alındığında, tasarruf imkanının oluştuğu ve bu bağlamda davacı tarafından doğrudan ödenen ücrete ek olarak kendisine hizmet akdiyle bağlı çalışanlarına vakıf aracılığıyla sağlanan bu menfaatlerin, Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesi hükmü kapsamında ücret olduğu, bu durumda davacı tarafından, … Personeli Munzam Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Sandığı Vakfına vakıf senedi uyarınca ödenen katılım payı üzerinden kesilen gelir vergisi ve buna ilişkin damga vergisinde vergi hatası bulunmadığından, düzeltme-şikayet başvurularının reddi işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Anayasa Mahkemesi kararı ile Munzam Sandık Vakıflarına vakıf kurucusu bankalar tarafından yapılan katılım payı ödemelerinin ücret olarak vergilendirilmesinin Anayasa’ya aykırı olduğu hususunun tespit edildiği, katılım paylarının Anayasa’nın 73. maddesi ve Vergi Usul Kanunu’nun 61. maddesi uyarınca ücret olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, katılım payları üzerinde vakıf üyesi çalışanların hukuki ve ekonomik tasarruf hakkı bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davanın husumet yönünden usulden reddi gerektiği, tevkif suretiyle alınan vergilerde ödemenin yapıldığı tarihi izleyen 30 gün içinde dava açılmadığı, söz konusu ödemelerin vergilendirme ve hesap hataları kapsamına girmediği, yapılan işlemlerin yerinde ve hukuka uygun olduğu savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 122. maddesinde, mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebilecekleri, 124. maddesinde de, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların şikayet yoluyla Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 116. maddesinde, vergi hatasının, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olduğu, 118. maddesinde, açık olarak vergiye tabi olmayan veya vergiden muaf bulunan kimselerden vergi istenmesi veya alınmasının mükellefiyette hata olduğu belirtilmiştir.
Buna göre, bir vergi uyuşmazlığının düzeltme ve şikayet yoluyla incelenebilmesi için, ileri sürülen hususların vergi hatası, hesap hataları veya vergilendirme hatalarından birisi kapsamında olması, vergilendirme hatasının varlığından söz edilebilmesi için de, Kanunda sayılan hata türlerinden birinin bulunması, ayrıca bu hataların, Kanun maddelerinin hukuki yorumu gerektirmeyecek şekilde açık olarak belirlenebilmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu olayın mahiyetinin açık vergilendirme hatası kapsamında değerlendirilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümü yönünden hukuki yorum gerekeceği anlaşıldığından davanın reddi yönünde verilen Mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine karar veren Bölge İdare Mahkemesi kararında sonuç itibariyle hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 17/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.