Danıştay 4. Daire, Esas No: 2018/7233, Karar No: 2022/1070

Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/7233 E. , 2022/1070 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/7233
Karar No : 2022/1070

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Boya ve Kimya İnşaat Turizm Nakliyat İthalat İhracat Sanayi Ticaret Limited Şirketinin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ila … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; asıl borçlu şirket tarafından, dava konusu ödeme emirleri içeriği vergi borçlarının 25/11/2016 tarihinde 6736 sayılı Kanun’dan yararlanmak suretiyle yapılandırılıp taksitlendirildiği anlaşılmış olup, yapılan taksitlendirme ve yapılandırmayla, anılan şirketin vergi borçlarının nitelik değiştirip yeni bir borç haline geldiği, 6736 sayılı Kanun uyarınca yapılan yapılandırma üzerine ödenmeyen vergi borçlarının öncelikle asıl borçlu şirketten tahsili amacıyla şirket adına ödeme emri düzenlenip usulüne uygun tebliğ edildikten sonra yapılacak mal varlığı araştırması üzerine herhangi bir mal varlığına rastlanılamaması sonrasında taksitlendirme tarihindeki sorumluluğu bulunan şirket kanuni temsilcisi adına takip yapılması gerekirken, anılan işlemler yapılmadan davacı adına şirket ortağı sıfatıyla ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; 19/07/2013 tarihinde şirketteki kanuni temsilcilik görevi sona eren eski kanuni temsilci …’ın 25/11/2016 tarihli dilekçesi ile dava konusu ödeme emirleri içeriği vergi borçlarını kapsayacak şekilde 6736 sayılı Kanundan yararlanarak kendi dönemi ile ilgili vergi borçlarını yapılandırdığı, bu haliyle asıl borçlu şirketin borçlarının nitelik değiştirdiğinden bahsedilemeyeceğinden, bu kapsamda ödenmemiş taksitlerden kalan borç tutarı üzerinden yeniden takip başlatılarak tüm takip yollarının tüketilmesine gerek bulunmayıp, takibe kaldığı yerden devam edilmesi gerektiği, olayda, şirketin 08/03/2006 ila 19/07/2013 tarihleri arasında kanuni temsilcisi olan … adına davacı ile aynı tarihte düzenlenen ödeme emirlerinin kanuni temsilciye 14/06/2016 tarihinde tebliğ edildiği, kanuni temsilcinin vergi borcunu ödemesi veya dava açması beklenmeden şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen 09/05/2016 tarihli ödeme emirlerinin 20/06/2016 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, bu durumda, asıl borçlu şirketin kanuni temsilcisi yönünden kesinleşmiş ve takip süreci tamamlanmış bir kamu alacağının varlığından söz edilemeyeceğinden, amme alacağının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, yapılan işlemlerin yasal ve yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu’nun … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı dikkate alındığında, limited şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen veya edilemeyeceği anlaşılan vergi borcunun takip ve tahsiline ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’da, kanuni temsilci ile ortak arasında bir öncelik sıralaması bulunmadığından, limited şirketin vergi borcunun tahsilinde ortağın takibine başlanabilmesi için kanuni temsilcinin takibinin gerekli olmadığı açık olduğundan, temyiz isteminin kabulü ile işin esası incelenmek üzere Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu’nun … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, limited şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen veya edilemeyeceği anlaşılan vergi borcunun takip ve tahsiline ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’da, kanuni temsilci ile ortak arasında bir öncelik sıralaması bulunmadığından, limited şirketin vergi borcunun tahsilinde ortağın takibine başlanabilmesi için kanuni temsilcinin takibinin gerekli olmadığı sonucuna ulaşıldığından, oluşan içtihat aykırılığının bu doğrultuda birleştirilmesine karar verilmiştir.
Bu durumda, şirketin kanuni temsilcisi hakkında takip yapılıp sonuçlandırılmadan şirket ortağı sıfatıyla 6183 sayılı Kanunun 35. maddesine göre ödeme emri düzenlenemeyeceği yolunda verilen Vergi Dava Dairesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığından davacının ihtilaflı dönemlerde şirket ortağı sıfatını haiz bulunup bulunmadığı, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, asıl borçlu şirket hakkında mal varlığı araştırması yapılıp yapılmadığı vb. hususlar yönünden araştırma yapılarak değerlendirilmek suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 23/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir