Danıştay 4. Daire, Esas No: 2018/3508, Karar No: 2022/884
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/3508 E. , 2022/884 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/3508
Karar No : 2022/884
TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- …
VEKİLİ : Av. …
2- … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi …Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, defter ve belgelerini ibraz etmediğinden bahisle 2012/1,5,6,7,9,11 dönemleri ile bir kısım satışlarını kayıt ve beyan dışı bıraktığından bahisle tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı 2012/12. dönemi katma değer vergisi ile 2012/10-12 dönemi geçici verginin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …Vergi Mahkemesince verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararda; defter belge ibraz etmeme sebebiyle yapılan tarhiyatlar açısından, olayda; defter ve belgelerin ibrazına ilişkin yazıların davacıya tebliğ edilmesine rağmen, incelemeye ibraz edilmediğinden bahisle tarhiyat yapıldığı, dava dilekçesinde davacı tarafından ilgili defter ve belgelerin Mahkemelerine sunulabileceğinin belirtilmesi üzerine, anılan döneme ilişkin defter ve belgelerin Mahkemelerine ibrazı ve bilirkişi ücretinin yatırılması yönünde ara karar alındığı, verilen süre içerisinde defter ve belgelerin ibrazı üzerine yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporlarında özetle; listelerde dökümler halinde verilen alış ve hizmet faturalarının ve belgelerin, davacının KDV beyanları ile uyumlu olduğu ve yasal defterlere kaydedildiğinin tespit edildiği, bu nedenle de matrah farkı bulunmadığı tespitlerine yer verildiği, anılan raporda yer alan tespitlerin, Mahkemelerince, işin esası hakkında verilecek karara dayanak alınabilecek yeterlilikte görüldüğü, bu itibarla, bilirkişi raporunun ve dosyadaki diğer bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; davacının sunduğu faturalar ile defterlerinin uyumlu olduğu, mal ve hizmet alış faturalarını defterlerine usulüne uygun olarak kaydettiği sonucuna ulaşıldığından, cezalı katma değer vergisinde hukuka uyarlık bulunmadığı, kayıt dışı bırakılan hasılat sebebiyle davacı adına yapılan katma değer vergisi tarhiyatı açısından, 2012 yılına ilişkin olarak davacı adına yapılan vergi ziyaı cezalı gelir vergisi tarhiyatlarına karşı Mahkemenin E: …sayılı dosyasında; gelir vergisi matrahına ilave edilen matrahtan %5 oranında indirim yapılması suretiyle bulunan kısım üzerinden tarh edilen gelir vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davanın reddine karar verildiği anlaşıldığından, bu tutar dikkate alınarak 2012/12. dönemine ilişkin olarak tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı, 2012/10-12 dönemi geçici vergi açısından; 2012 yılına ilişkin olarak davacı adına yapılan vergi ziyaı cezalı gelir vergisi tarhiyatlarına karşı Mahkemenin E: …sayılı dosyasında; gelir vergisi matrahına ilave edilen matrahtan %5 oranında indirim yapılması suretiyle bulunan kısım üzerinden tarh edilen gelir vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davanın reddine karar verildiği anlaşıldığından, bu tutar dikkate alınarak yapılan 2012/10-12 dönemine ilişkin vergi ziyaı cezalı geçici verginin vergi ziyaı cezasına ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı, üç kat vergi ziyaı cezası cezası açısından, davacının vergi inceleme sırasında vergi müfettişlerine ajandalarda yer alan şahıslara kurs verdiğini beyan etmesi, inceleme raporunun davacının beyanı doğrultusunda şekillenmesi, davacının vergi incelemesi yapan müfettişe yapmış olduğu katkı sebebiyle vergi ziyaı cezasının bir katı aşan kısmının hakkaniyete aykırı düşeceğinden hukuka uyarlık bulunmadığı, gelir geçici vergisinin aslı açısından, mahsup dönemi geçen geçici vergi aslı için tarhiyat yapılamayacağından dava konusu geçici vergi aslında da hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; kararın kayıt dışı bırakılan hasılat sebebiyle 2012/12 dönemine ilişkin olarak gelir vergisi matrahına ilave edilen matrahtan %5 oranında indirim yapılmak suretiyle bulunan matrah üzerinden tarh edilen bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile geçici vergi matrahına eklenen matrahtan %5 oranında indirim yapılması suretiyle salınan geçici verginin bir katı oranında kesilen vergi ziyaı cezasına ilişkin kısmına davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunda ve davanın geçici vergi aslı ile 2012/1,5,6,7,9,11 dönemlerine ilişkin defter belge ibraz etmeme fiili nedeniyle yapılan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarına yönelik kısmına davalı idarece yapılan istinaf başvurularının reddine, davalı idarenin kararın 2012/12 dönemine ilişkin katma değer vergisi ile 2012/10-12 dönemine ilişkin geçici vergi üzerinden üç kat olarak kesilen vergi ziyaı cezalarına ilişkin istinaf başvurusuna gelince, vergi ziyaı cezasına sebep olan fiilin defter ve belgelerin gizlenmesi olduğu, bu fiilin de 213 sayılı VUK 359. maddede yer alan fiilerden olduğu ve bu durumda da kesilecek vergi ziyaı cezasının üç kat olacağının kanunda açıkça düzenlendiği görülmüş olduğundan, bu haliyle üç kat kesilen vergi ziyaı cezasının bir kata indirilmesi yolundaki karar kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığı belirtilerek reddine, davalı idare istinaf başvrusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine kararın üç kat vergi ziyaı cezasına ait kısmının kaldırılarak davanın buna ilişkin kısmının reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Takdir komisyonu tarafından takdir edilen tutarın dayanağının belirsiz olduğu, kursiyerlerden ücret alındığına dair kesin bir beyanının olmadığı, dava konusu vergi ve cezalara dayanak teşkil eden ajandalar üzerinde tahrifat yapılmış olabileceği ileri sürülmektedir.
TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Yapılan işlemlerin mevzuata ve hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Davalı idarenin temyiz dilekçesinde, geçici vergi asıllarına ilişkin ileri sürdüğü iddialar ile davacının temyiz dilekçesinde, geçici vergiler üzerinden kesilen bir kat vergi ziyaı cezalarına ilişkin ileri sürdüğü iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bu kısımlarının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmamıştır.
Davacının, geçici vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezalarının bir katı aşan kısımlarına ilişkin temyiz istemine gelince;
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 120/4. maddesinde; yapılan incelemeler sonucunda, geçmiş döneme ait geçici verginin %10’u aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti halinde, eksik beyan edilen bu kısım için re’sen veya ikmalen geçici verginin tarh edileceği, mahsup süresi geçtikten sonra, kesinleşen geçici vergilerin terkin edileceği, ancak gecikme faizi ve geçici vergiye bağlı kesilen cezanın tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 341. maddesinde, “vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder” şeklinde tanımlanmış, 344. maddesinde ise, 341. maddede yazılı hallerde vergi ziyaına sebebiyet verildiği takdirde, mükellef veya sorumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesileceği, vergi ziyaına 359. maddede yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde bu cezanın üç kat olarak uygulanacağı hususu hükme bağlanmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 120. maddesinde açıklandığı üzere, geçici verginin yıllık vergiye mahsuben peşin olarak alınan bir vergi olması nedeniyle, dava konusu geçici vergilere bağlı olarak üç kat yerine bir kat vergi ziyaı cezası kesilmesi hakkaniyete uygun olacağından, geçici vergiler üzerinden kesilen vergi ziyaı cezalarının tek katı aşan kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmış olup, Vergi Dava Dairesi kararının anılan kısmında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen kabulüne, davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi …Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının, geçici vergi asıllarına ilişkin kısmının üye …’in karşı oyu ve oyçokluğuyla; geçici vergiler üzerinden kesilen bir kat vergi ziyaı cezalarına, üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerine ilişkin kısmının oybirliğiyle ONANMASINA,
3. Anılan Vergi Dava Dairesi kararının geçici vergiler üzerinden kesilen vergi ziyaı cezalarının bir katı aşan kısımlarına ilişkin hüküm fıkrasının ise oybirliğiyle BOZULMASINA,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve …TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 17/02/2022 tarihinde karar verildi.
(X) KARŞI OY :
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 120/4. maddesinde, yapılan incelemeler sonucunda geçmiş döneme ait geçici verginin %10’unu aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti halinde, eksik beyan edilen bu kısım için resen veya ikmalen geçici verginin tarh olunacağı, mahsup süresi geçtikten sonra, kesinleşen geçici vergilerin terkin edileceği ancak, gecikme faizi ve geçici vergiye bağlı kesilen cezanın tahsil olunacağı hükme bağlanmıştır.
Olayda, dava konusu ihbarnamede geçici vergi miktarı gösterilmiş ise de, geçici verginin aslının aranmayacağının belirtilmesi karşısında vergi miktarının kesilecek vergi ziyaı cezasının tutarının belirlenmesine yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
Şu halde, aslı aranmayacağı hem kanunun ilgili maddesi gereği olması ve hem de idarece tanzim olunan ihbarnamede geçici verginin aslının aranmayacağının açıkca belirtilmesi nedeniyle, kararın geçici verginin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının hukuki sonuç doğurmasına imkan bulunmamaktadır.
Bu durumda, ihtilafın “geçici vergi aslına ilişkin kısım yönünden incelenmeksizin reddine” karar verilmesi gerektiğinden, kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının geçici vergi aslı yönünden bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.