Danıştay 4. Daire, Esas No: 2018/1597, Karar No: 2021/1552
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/1597 E. , 2021/1552 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/1597
Karar No : 2021/1552
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … İnşaat Malzemeleri Tekstil Gıda Nakliyat Pazarlama Sanayi Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2010 yılına ilişkin tasdikli yevmiye defterinin ibraz edilmemesi nedeniyle vergi inceleme raporuna istinaden re’sen tarh edilen 2010/5 ila 12 dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı tarafından yevmiye defterine ait bilgisayar çıktısı ile mal alış ve gider belgelerinin mahkemeye ibraz edildiği, söz konusu belgelerin incelenmesinden davacının beyanları ile kayıtlar arasında bir uyumsuzluğun bulunmadığı tespit edildiğinden yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; davacıya ait 2010 yılına ilişkin yevmiye defterinin tasdiksiz olduğu dikkate alındığında, yapılan kayıtların da yasal deftere kayıt olarak kabulü mümkün bulunmadığından yapılan cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, defterler tasdiksiz olsa da kaydedilen faturaların gerçek olduğu, yalnızca defterlerin tasdiksiz olmasının resen takdir sebebi sayılamayacağı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 11/03/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 08/02/2019 tarih ve E:2013/3, K:2019/1 sayılı kararıyla; davacılar tarafından, mücbir sebep olmaksızın inceleme elemanına ibraz edilmeyen yasal defterler ve belgelerin mahkemeye sunulabileceğinin ileri sürülmesi halinde, bu defter ve belgeler davacıdan istenilip defterlerdeki kayıtlar incelenip bu kayıt ve belgeler hakkında davanın diğer tarafı olan vergi idaresinin görüşü ve saptamaları da alınarak yapılacak hukuki değerlendirmeye göre karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, aykırı içtihatların bu doğrultuda birleştirilmesine karar verilmiştir.
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun anılan kararı, ilk derece mahkemesi aşamasında defter ve belgelerin sunulabileceğinin ileri sürülmesi durumuna ilişkin olarak ortaya çıkan içtihat aykırılığının giderilmesine yöneliktir. Kararda, temyiz aşamasında defter ve belgelerin mahkemeye sunulabileceğinin ileri sürülmesi durumuna ilişkin olarak ise herhangi bir değerlendirme yapılmamış olup belirtilen durumda defter ve belgeler üzerinde mahkemece inceleme yapılmasına olanak bulunup bulunmadığına işbu davada karar verilmesi gerekmektedir.
213 sayılı Vergi Usu! Kanununun 3/B maddesi uyarınca vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin ortaya çıkarılması gerektiği dikkate alındığında, vergi idaresine ibrazdan kaçınılmış defter ve belgelerin ilk derece mahkemesi aşamasında mahkemeye sunulabileceğinin ileri sürülmesi halinde defter ve belgelerin kanıt değeri taşıdığı kabul edilmesine rağmen temyiz aşamasında bu iddianın ileri sürülmesi halinde aynı defter ve belgelerin kanıt değeri taşımadığından söz edilemez.
Defter ve belgelerin mahkemeye sunulabileceği yolundaki İddianın mahkeme aşamasında ileri sürülmesi ile temyiz aşamasında ileri sürülmesi arasında ayrım yapılmasını gerektirecek başkaca herhangi bir neden de bulunmadığından, davacının mahkemece verilen ilk kararın temyizi aşamasında ibraz edebileceğini belirttiği defter ve belgeler istenilerek Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun anılan kararında belirtilen inceleme yapılmak suretiyle karar verilmesi gerektiği görüşüyle davacının temyiz isteminin reddi yönündeki Dairemiz kararına katılmıyorum.