Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/9971, Karar No: 2021/2264

Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/9971 E. , 2021/2264 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/9971
Karar No : 2021/2264

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, motorlu araç alım-satım faaliyetinde bulunduğu gerekçesiyle re’sen mükellefiyet tesis edilmesine ilişkin … tarihli ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı tarafından 2009 ila 2014 yılları arasında her yıl ortalama 1-3 araç alım-satımı yaptığı dikkate alındığında, davacının devamlı olarak ticari bir organizasyon kapsamında kâr elde etme amacıyla motorlu araç alım-satım faaliyetinde bulunduğunun kabulü mümkün bulunmadığından tesis edilen ticari kazanç mükellefiyeti işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı adına tesis edilen mükellefiyet işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek kabule ilişkin mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/04/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu kuralına yer verilmiştir..
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun ‘Ticari Kazancın Tarifi’ başlıklı 37. maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu ve bu kanunun uygulanmasında hangi kazançların ticari kazanç hükmünde olduğu tek tek sayılmıştır.
Maddi ve şekli anlamda bir ticari organizasyonun belirgin olmadığı durumlarda kazanç doğuran işlemin çokluğu, devamlılık unsurunu belirleyen en nesnel ölçüdür.Gelir Vergisi Kanunu ve Türk Ticaret Kanununda yer alan düzenlemeler çerçevesinde ticari bir faaliyetten dolayısıyla ticari kazancın varlığından bahsedebilmek için bu faaliyetin sermaye, devamlılık, organizasyon, hacim, gelir ve kazanç elde etme unsurlarını taşıması gerekmektedir.Bir faaliyetin devamlı yapılması halinde işlemlerin kazanç sağlamak amacıyla yapılmadığını kanıtlama yükü davacıya aittir.
Dava dosyasının incelenmesinden; 2009 ila 2014 yılları arasında çok sayıda ve devamlılık arz edecek şekilde motorlu araç alım satımı yaptığı iddia edilerek davacı hakkında ticari kazanç yönünden mükellefiyet işlemi tesis edildiği, bakılan davanın söz konusu işlemin iptali istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır. Davacının 2009 ila 2014 yılları arasında, 2009 yılında 5 alış ve 3 satış, 2010 yılında 2 alış ve 3 satış, 2011 yılında 2 alış ve 3 satış, 2012 yılında 1 alış ve 2 satış, 2013 yılında 4 alış ve 3 satış, 2014 yılında 2 alış ve 1 satış olmak üzere, devamlılık arz eden motorlu araç alım satımı yaptığının tespit edilmesi üzerine davacı hakkında ticari kazanç yönünden tesis edilen mükellefiyet işleminde mevzuata aykırılık bulunmadığından temyize konu mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorm.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir