Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/19297, Karar No: 2020/5839
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/19297 E. , 2020/5839 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/19297
Karar No : 2020/5839
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davac tarafından, kanuni temsilcisi olduğu … Gıda Makine Elektrik Otomasyon Tamir Bakım Tic. Ltd. Şti.’nin re’sen terk tarihinin 31/12/2014 tarihi olarak düzeltilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali ve re’sen terk tarihinin 31/12/2014 olarak kabulüne karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının kanuni temsilcisi olduğu şirketin en son 2015/2. dönemine ilişkin katma değer vergisi beyannamesini vermiş olması nedeniyle davalı idare tarafından 29/05/2015 ve 17/06/2015 tarihlerinde yapılan yoklamalar esas alınmak suretiyle tesis edilen mükellefiyet terkin işlemi yerinde olduğundan, davacı tarafından re’sen terk tarihinin 31/12/2014 olarak düzeltilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, kanuni temsilcisi olduğu şirketin 31/12/2014 tarihinde faaliyetine son verdiği, mükellefiyetinin bu tarih itibariyle terkin edilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemin hukuka aykırı olduğu, temyiz isteminin kabulü ve Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5.Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
6.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Davacı tarafından, kanuni temsilcisi olduğu … Gıda Makine Elektrik Otomasyon Tamir Bakım Tic. Ltd. Şti.’nin re’sen terk tarihinin 31/12/2014 tarihi olarak düzeltilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali ve re’sen terk tarihinin 31/12/2014 olarak kabulüne karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddine dair Mahkeme kararı temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari yargılama Usulü Kanunu’nun 14/3-d maddesinde, dava dilekçelerinin idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gerekli bir işlem olup olmadığı yönünden inceleneceği, 15/1-b maddesinde ise; aynı Kanun’un 14/3-d maddesinde yazılı halde Danıştay veya idare ve vergi mahkemelerince davanın reddine karar verileceği düzenlenmiştir.
Bilindiği üzere, İdari Yargı, Hukuk Devletinde, hukuka bağlılığı esas olan kamu idaresinin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğunun, bağımsız yargı yerlerince, yargılama yöntemleri kullanılarak denetlenmesinin sağlanması için var olan yargı düzenidir. İdari yargı denetiminin işleyebilmesi, idarenin kamu hukuku alanında faaliyette bulunmasına; idari nitelikte eylem veya işlem yapmasına bağlıdır. Böyle bir faaliyet olmadan, söz konusu denetimin işletilmesine olanak yoktur. Bu bağlamda, kişilerin hukuk aleminde herhangi bir etki doğurmayan, belirli bir hukuki durumu ya da olguyu belirtmekle yetinen “icrailik” niteliğinden yoksun işlemlerin, idari bir davaya konu edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Gerek Danıştay gerekse Bilimsel içtihatlarda, kesin ve yürütülebilir işlem; ”işlemin tamamlanması için gerekli idari usul kuralları uygulanarak yetkili kamu görevlisi veya görevlileri tarafından imzalanan, bu durumu ile uygulamaya konulan ve kendi başına hukuki sonuçlar doğuran, idarenin tek taraflı ve buyurucu gücüne dayanan işlemler” olarak tanımlanmakta ve idari işlemin kesinliği; işlemin uygulanmaya hazır, tamam bir işlem olduğunu, idari işlemin yürütülebilirlik özelliği ise; kamu gücü ve kudretinin üçüncü kişiler üzerinde, ayrıca bir başka işlemin varlığına gerek olmaksızın, doğrudan doğruya çeşitli hukuki sonuçlar doğurmak suretiyle etkisini göstermesidir, denilmektedir.
Vergi mahkemelerinde dava açılabilmesi için ortada ilgililerin hukukunu etkileyen ve onların hak ve yükümlülüklerinde değişiklik ya da yenilik doğuran kesin ve icrai nitelikte vergisel bir işlem bulunması gerekirken, olayda, davacının kanuni temsilcisi olduğu şirketin re’sen terk tarihinin 31/12/2014 tarihi olarak düzeltilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmış olup, davaya konu işlemin yasada aranan icrailik koşulunu taşımaması ve bu haliyle davacı hakkında hukuki sonuç doğurmasının mümkün bulunmaması nedeniyle davanın belirtilen gerekçeyle reddi gerektiğinden, temyiz isteminin reddi ve sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmayan Mahkeme kararının bu gerekçe ile onanması gerektiği görüşü ile Dairemiz kararına katılmıyorum.