Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/18604, Karar No: 2021/1626

Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/18604 E. , 2021/1626 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2016/18604
    Karar No : 2021/1626

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVACI) : … Mühendislik Tesisat Proje
    Taahhüt ve Ticaret Limited Şirketi
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden, 2011/7 dönemi için re’sen tarh edilen katma değer vergisi ve bir kat kesilen vergi ziyaı cezası ile 213 sayılı Kanunun 353/1 maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacıya fatura düzenleyen Küçükyalı Vergi Dairesi mükellefi … İnşaat Elektrik Elektronik Taahhüt Sanayi Ticaret Limited Şirketi hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerin, anılan mükellef tarafından düzenlenen faturaların sahte olduğunu kanıtlamaya yeterli olmadığı anlaşıldığından, söz konusu faturalar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyat ile bahse konu faturaların gerçeği yansıtmadığı ortaya konulamadığından, bu belgelerin gerçek bir emtia ve hizmet teslimini yansıtmadığından hareketle sahte belge kullanma fiili nedeniyle kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının, faturalarını indirim konusu yaptığı mükellef hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerin, söz konusu faturaların sahte olduğunu ortaya koyduğu, sahte faturalara konu katma değer vergilerinin indirim konusu yapılamayacağı, mahkemece söz konusu rapordaki somut tespitlerin dikkate alınmadığı, temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
    3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
    Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
    Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
    Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
    Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacının fatura aldığı mükellef tarafından düzenlenen faturaların gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmaktadır. Bu tespitin yapılabilmesi ve söz konusu faturaların hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından da, bu faturaları düzenleyen mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
    Davacıya fatura düzenleyen Küçükyalı Vergi Dairesi mükellefi … İnşaat Elektrik Elektronik Taahhüt Sanayi Ticaret Limited Şirketi hakkında tanzim edilen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu’nda özetle; mükellefin, 01/03/2011 tarihinde ikamet amaçlı binaların inşaatı faaliyetinde bulunmak üzere işe başladığı, 29/02/2012 tarihinde mükellefiyetinin re’sen terkin edildiği, 14/03/2011 tarihinde yapılan yoklamada, iş yeri büyüklüğünün 20 metrekare olduğu, iş yerinde muhtelif demirbaş eşyanın bulunduğu, 15/02/2012 tarihinde yapılan yoklamada, yaklaşık 6 ay önce adresten ayrıldığı, şirket adresi hakkında bir bilgiye ulaşılamadığı, 2011 yılına ilişkin olarak, Ba formuyla 10.220.890,00 TL alış bildirdiği halde, Bs formuyla satış bildiren mükellefin bulunmadığı, KDV matrahı 10.276.394,10 TL olduğu halde, diğer mükelleflerin Ba formuyla 34.536.966,00 TL alış bildirdiği, 2012 yılına ilişkin olarak, Ba formuyla 620.146,00 TL alış bildirdiği halde, Bs formuyla satış bildiren mükellefin bulunmadığı, KDV matrahı 622.810,00 TL olduğu halde, diğer mükelleflerin Ba formuyla 12.658.456,00 TL alış bildirdiği, 2011 yılına ilişkin kurumlar vergisi ve geçici vergi beyannamelerini verdiği, 2012 yılına ilişkin kurumlar vergisi ve geçici vergi beyannamelerini vermediği, 2011/3 ila 2012/1 dönemlerinde vermiş olduğu katma değer vergisi beyanlarına göre yüksek matrahlara göre ödenecek vergi tutarlarının çok düşük olduğu, 2011/1. ve 3. dönemlerde vermiş olduğu muhtasar beyanlarına göre işçisinin bulunmadığı, toplam vergi borcu tutarının 23.254,24 TL olduğu, 2011 yılında alış bildirdiği 10 firma hakkında VTR düzenlendiği, söz konusu alış tutarının toplam alış tutarı içindeki payının %57 olduğu, aynı yılda mükellefiyeti re’sen terkin edilen mükelleflerden yapılan alış tutarının toplam alış tutarı içindeki payının ise %97 olduğu, 2012 yılında alış bildirdiği 3 firma hakkında VTR düzenlendiği, söz konusu alış tutarının toplam alış tutarı içindeki payının %82 olduğu, defter ve belge isteme yazının şirket müdürüne adresinde ulaşılamadığı için tebliğ edilemediği, tarh dosyasında defter tasdik bilgilerine rastlanmadığı, deposu, ticari aracı ve emtiası olduğuna ilişkin bir tespitin bulunmadığı, kuruluş aşamasında en geç üç ay içinde ödeneceği belirtilen sermaye tutarının ödenmediği tespitlerine yer verilmiştir.
    Anılan tespitlerin değerlendirilmesinden, mükellefin, KDV beyannamelerinde beyan ettiği yüksek matrahlara karşılık ödenecek vergi tutarlarının çok cüz’i olduğu, karşılaştırmalı Ba-Bs analizinde bildirilen tutarlar arasında büyük farklar bulunduğu, 2011 ve 2012 yıllarında alış bildirdiği mükelleflerin çoğu hakkında sahte belge düzenleme nedeniyle vergi tekniği raporunun düzenlendiği, işçisinin bulunmadığı, bilinen adresinden ayrılmış olduğu 6 aylık sürede KDV matrahının 6.500.000,00 TL olduğu, 100.000,00 TL sermaye ile kurulduğu ve 20 metrekarelik alanda yaklaşık 12 ay faaliyette bulunduğu halde, bu sürede cirosunun 47.195.416,00 TL olmasının ticari icaplara uygun olmadığı hususları dikkate alındığında, anılan mükellef tarafından davacıya düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi ve hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna varıldığından, söz konusu faturalar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyatı kaldıran Vergi Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
    Öte yandan, dava konusu özel usulsüzlük cezası bakımından davacıya düzenlenen faturaların gerçeği yansıtmadığının ortaya konulamadığından bahisle karar verilmekle birlikte, yukarıda belirtilen tespitlerden söz konusu faturaların gerçek bir mal teslimi ve hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna varıldığından, özel usulsüzlük cezası bakımından salt fatura alıp vermeme fiili yönünden karar verileceği tabiidir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kabulüne,
    2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
    4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 16/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir