Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/18204, Karar No: 2021/962
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/18204 E. , 2021/962 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/18204
Karar No : 2021/962
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, kamulaştırmasız el atma davası nedeniyle faiz ödendiğinin tespiti üzerine takdir komisyonu kararına istinaden re’sen tarh edilen 2009 yılı vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; menkul sermaye iradı elde etmeyen davacı hakkında yapılan vergi ziyaı cezalı gelir vergisi tarhiyatında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/02/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Davacı adına, 2009 yılında elde ettiği faiz gelirinin kayıt ve beyan dışında bıraktığından bahisle söz konusu yıla ilişkin takdir komisyonu kararına istinaden re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı kabul eden mahkeme kararı temyiz edilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde gelirinin bir gerçek kişinin bir takvim yılında içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olduğu, 2. maddesinde gelire giren kazanç ve iratların neler olduğu, 75. maddesinde de “sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kâr payı, faiz, kira ve benzeri iratların menkul sermaye iradı” sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosyasının incelenmesinden; davacının paydaşı olduğu Keçiören … Mahallesi … ada … parselde kayıtlı taşınmaz ile ilgili Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne karşı açılan kamulaştırmasız el atma davası sonucu aralarında davacının da bulunduğu hissedarlara 2009 yılında toplam 87.480,00 TL’nin faiziyle birlikte 123.425,15 TL’nin hisseleri oranında ödendiği, davacıya hissesi oranında 9.720,00TL düştüğü, davalı idarece davacının gelir vergisi beyannamesi vermemesi sebebiyle re’sen matrah takdiri için takdir komisyonuna sevk edildiği ve neticede dava konusu taşınmaza kamuşlaştırmasız el atılması sonucu belediyece ödenen bedele işletilen faiz ile davacının menkul sermaye iradı iktisap ettiği kabul edilerek dava konusu tarhiyatın yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, her ne kadar davacının iradesi dışında gayrimenkulüne el atılması sonucu kendisine ödenmeyen bedel mahkeme kararıyla ödenmiş ise de menkul sermaye iradı olarak değerlendirilen kamulaştırmasız el atma bedeli değil, kamulaştırmasız el atma bedelinin kendisine zamanında ödenmemesi nedeniyle mahrum kalınan faiz olduğu, yukarıda yer verilen GVK’nun 75. maddesinde de sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde edilen faizi ve benzeri iratların menkul sermaye iradı olduğunun açık bir şekilde belirlendiği dikkate alındığında, davalı idarece re’sen tarh edilen dava konusu cezalı gelir vergisi tarhiyatında hukuka aykırılık bulunmadığından, belirtilen gerekçeyle davanın kabulüne karar veren Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.