Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/17136, Karar No: 2020/6487

Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/17136 E. , 2020/6487 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2016/17136
    Karar No : 2020/6487

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : … Bilgisayar Mühendislik İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (Eski Unvanı: … Bilgisayar Mühendislik İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti. – Eski Vergi No… )

    İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı şirket adına, 2010 yılı hesaplarının incelenmesi neticesi sahte fatura kullanıldığından bahisle hakkında düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca 2010/1, 5 ve 7 dönemleri için re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; dava konusu dönemde davacıya fatura düzenleyen Başkent Vergi Dairesi mükellefi Tasf. Hal. … Bil. İle. Ve Elk. Si. Paz. Dış. Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunun incelenmesi sonucunda, dava konusu dönemde faaliyette bulunduğu, işçi çalıştırdığı, ilgili dönem beyannamelerini verdiği, davacı şirketten 2009 yılında mal alışı yaptığı ve davacı ile 2010 yılında aralarında CD satış sözleşmesi düzenlendiği görüldüğünden, ilgili dönemde davacı tarafından alınan faturalarda yer alan indirimlerin reddi sureti ile yapılan dava konusu cezalı tarhiyatlarda isabet görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, vergi ziyaı cezalı tarhiyatın hukuka uygun olduğu, Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin reddine,
    2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
    4. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
    5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    (X) KARŞI OY :
    Davacı şirket adına, sahte fatura kullanıldığından bahisle re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarının kaldırılması istemiyle açlan davada Vergi Mahkemesince verilen kabul kararı temyiz edilmiştir.
    Davacının faturalarını kayıtlarına intikal ettirdiği Tasfiye Halinde … Bilişim İletişim ve Elektronik Sistemleri Pazarlama Dış Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda, 07/03/2005 tarihinden 05/08/2010 tarihine kadar Çankaya Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün, 05/08/2010 tarihinden 30/10/2012 tarihine kadar Başkent Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün mükellefi olduğu, mükellefiyetinin 30/10/2012 tarihinde Başkent Vergi Dairesi Müdürlüğü’nce terk ettirildiği, “… Mah. … Caddesi No: … … -…/…” adresinde düzenlenen 09/05/2007 tarihli yoklamada, 125 metrekare iş yerinin asma ve alt katı bulunduğu, iş yerinde iki işçi çalıştığı, faaliyetinin bilgisayar ve bilgisayar aksesuarı perakende satışı ve 20.000,00 TL mal mevcudu olduğunun görüldüğü, 05/08/2010 tarihi itibariyle işyerini “… Mah. … Cad. No: … …/…” adresine naklettiği, nakil ve işyeri kapama ile ilgili düzenlenen 27/08/2010 tarihli yoklamada, 130 metrekare iş yeri, muhtelif büro malzemeleri yanında, iki işçi çalıştığı, faaliyet konusunun bilgisayar yazılım hizmetleri toptan ve perakende satışı olduğunun bildirildiği, 07/08/2012 tarihli yoklamada, yaklaşık bir yıldır adresinde olmadığı, 16/10/2012 tarihli yoklamada, adreste 21/09/2012 tarihinden itibaren başka bir mükellefin faaliyet gösterdiği, şirketin adreste tanınmadığı, kuruluşundan itibaren ortaklık yapısının sıklıkla değiştiği, defter ve belge isteme yazısının tebliğ edilemediği, 2010 yılı defterlerinin tasdiksiz olduğu, 2010 yılı beyannamelerinin verildiği ve söz konusu yıl için aylık ortalama 2 ila 5 arasında işçi çalıştırdığı, 2010 yılı Ba-Bs analizi ve Ba bildirimine göre 595 belge karşılığı 11.841.818,00 TL tutarında mal alışı bulunduğu, karşılık mükelleflerin Bs formlarında 542 belge karşılığı 6.920.892.00 TL satış bildirildiği, 2010 yılında toplam 11.841.818.00 TL olarak beyan edilen mal alış tutarının 8.788.453,00 TL’sinin hakkında sahte belge düzenlediğine ilişkin rapor bulunan mükelleflerden alındığı, alış yaptığı 21 mükellefin 8’i hakkında vergi tekniği raporu düzenlendiği, 2010 yılı toplam satış tutarı 471 belge karşılığı 12.697.092,00 TL olmasına rağmen, karşılık mükelleflerin Ba bildiriminde 441 belge karşılığında 12.624.371.00 TL beyan edildiği, 2010 yılı katma değer vergisi matrahının 13.149.172,34 TL ve sermayesinin 5.000,00 TL olduğu tespit ve değerlendirmelerine yer verilmiştir.
    Bu durumda, adı geçen firmanın adreslerinde yapılan tespitler, Ba-Bs bildirimlerindeki tutarsızlıklar ve 5.000TL sermayesi ile bu hasılatı gerçekleştirmesinin ticari icaplarla örtüşmemesi, davacının bu firmadan aldığı faturaların gerçek bir emtia ve hizmet teslimine dayanmadığını gösterdiği sonucuna varıldığından, Mahkeme Kararının bozulması gerektiği görüşüyle aksi yönde verilen çoğunluk kararına katılmıyoruz.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir