Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/14937, Karar No: 2021/674
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/14937 E. , 2021/674 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/14937
Karar No : 2021/674
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …Tekstil İnşaat Dayanıklı Tüketim Malları Gıda ve Petrol Ürünleri Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirketi adına 2013/12 döneminden sonraki döneme devreden katma değer vergisi’nin azaltılması işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davalı idarece yeterli bir araştırma ve tespitin yapılmadığı, yalnızca şirket ortağının hesap hareketlerinin dayanak alındığı, hesaptaki hareketlerin tamamının şirketin yapmış olduğu belgesiz satışlara ait olduğunun ortaya konulamadığı, şirket ortağı …’ın hesabına yatan paranın daha sonra tekrardan şirket hesabına yatırıldığı iddiasına karşılık herhangi bir savunmada veya tespitte bulunulmadığı, eksik inceleme sonucunda yeniden düzenlenen KDV beyanları uyarınca 2013/12 döneminden sonraki döneme devreden KDV’nin 342.169,66 TL’den 89.087,31 TL’ye düşürülme işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı şirket hakkında … tarih ve … sayılı Vergi İnceleme Raporunun düzenlendiği, şirket ortağı …’ın hesabına yatan fakat şirket hasılatı olan tutarlara belge düzenlenmediği, bunu vergi beyannamelerine dahil etmediği, vergi matrahının doğru ve kesin tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması nedeniyle ihticaca salih olmadığı tespit edildiği, yapılan tespitler sonucunda 2013/12 döneminden sonraki döneme devreden KDV’nin 89.037,31 TL olarak kabul edilmesi gerektiği, yapılan işlemin yasal ve yerinde olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 3/B maddesinde ise vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delil ile ispatlanabileceği, 141. maddesinde de, inceleme esnasında lüzum görülen hallerde vergilendirme ile ilgili olaylar ve hesap durumlarının ayrıca tutanaklar ile tespit ve tevsik olunabileceği, ilgilinin itiraz ve mülahazalarının (açıklamalarının) varsa bunlarında tutanağa geçirileceği, bu suretle düzenlenen tutanakların bir nüshasının mükellefe veya nezdinde inceleme yapılan kimseye bırakılmasının mecburi olduğu hükme bağlanmıştır.
Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 134. maddesi uyarınca ödenmesi gereken verginin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak amacıyla yapılan vergi incelemesi sırasında, lüzumlu görülen hallerde, yukarıda değinilen VUK’nun 141. maddesi uyarınca vergilendirme ile ilgili olaylar ve hesap durumları tutanağa bağlanarak belgelendirilmektedir.
Yukarıda mezkur mevzuat hükümlerinin birlikte tetkikinden de görüleceği gibi, Vergi Usul Kanunun 141. maddesi uyarınca tanzim olunan inceleme raporu eki tutanağın gerçek veya gerçeğe en yakın gelirin vergilendirilmesinde delil vasfının haiz olduğu, zira, inceleme esnasında gerek görülen maddi olayların ve hesap durumlarının belgelendirildiği, ilgilinin varsa itiraz ve açıklamalarınında tutanağa geçtiği, bu anlamda vergi incelemeleri sonucu düzenlenen vergi inceleme raporlarının gerekçesini oluşturan belgeler olarak da tanımlanması mümkün vergi inceleme raporu eki tutanakların en önemli özeliklerinden birisinin de bu tutanakda sadece inceleme elamanının saptamalarının değil, bunlar ile ilgili (inceleme elemanlarının tespitleriyle) mükellef itiraz ve açıklamalarını da içermektedir.
İhtilaflı yılda yürürlükte olan 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 13. maddesinde; kurumlar vergisinin birinci maddede yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 2. maddesinde de, yukarıda belirtilen (aynı maddede sayılan) kazanç ve iratların gelirin tespitinde gerçek ve safi miktarları ile nazara alınacağı kurala bağlanarak “gerçek gelirin vergilendirilmesi” ilkesi benimsenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin 2013 yılı hesaplarının incelenmesi neticesinde tanzim olunan … tarih ve … sayılı Vergi İnceleme Raporunda; mükellef kurum ortakları ve müdürüne ait banka hesap hareketlerinin incelendiği, şirket müdürü …’a ait banka hesap hareketleri incelendiğinde 2013 yılında yurt dışı döviz transferi yoluyla kendi şahsi hesabına 838.715,00 Amerikan doları karşılığı olarak 1.666.880,00-TL tutarında para yattığı, bu hareketlerin ticari faaliyetlerle ilgili olduğu, fakat …’ın bireysel olarak vergi mükellefiyeti ve ayrı bir ticari faaliyetinin bulunmadığı, kurum ortağı …’a yurt dışı döviz transferi yoluyla banka hesabına gelen tutarların tamamının yurt dışına …Tekstil Limited Şirketi tarafından 2012 ve 2013 yıllarında ihraç edilen malların ihraç bedelleri olduğunu, Rusya ile Kazakistan arasında gümrük vergisi olmaması, taşımadaki kolaylıklar ve Kazakistan’a yapılan ihracatlarda yaşanan sorunlar nedeniyle malların bir kısımının direkt Kazakistan’a veya Rusya aracılığıyla Kazakistanla ihracat yapıldığı, Kazakistan’daki müşterilerinin bu yöntemi tercih ettiği, firma olarak ta pazar kaybı yaşamamak için bu şekilde ihracat yaptıklarını ifade ettiği, mükellef kurumun Kazakistan’a yaptığı ihracatın gerçek olduğu, ihracat bedellerinin ne şekilde tahsil edildiği ile ilgili olarak … Limited Şirketi ve diğer ortaklarının banka hesaplarının incelendiği, … Limited Şirketinin banka hesaplarına Kazakistan’dan yapılan herhangi bir para transferi bulunmadığı, Kazakistan’dan yapılan para transferlerinin sadece şirket ortağı ve müdürü …’ın banka hesabına yapıldığı, ihracat bedellerinin … Limited Şirketinin banka hesabına gelmediği, …’ın banka hesabına gelen paraların … Tekstil Limited Şirketinin Kazakistan’a yaptığı ihracatın ihraç bedelleri olduğu, ayrıca şirketin o dönemlerdeki çalışanları tarafından …’ın şahsi hesabına yapılan ihracatın bedeli olarak kuryelerden teslim alınan ve çalışanları tarafından şahsi hesabına yatırılan 3.617.553,00-TL olduğu, çalışanların şahsi hesabına yatırdığı tutarlarla ilgili olarak şirketin belgeli satışları olduğuna dair herhangi bir bilgi, belge veya faturanın ibraz edilemediği, 2013 yılında …Tekstil Limited Şirketinin elde ettiği hasılat olduğu halde şirket müdürü …’ın şahsi hesabına yatırılan tutarların kayıt ve beyan dışı bırakıldığının tespit edildiği;
Ayrıca davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi İnceleme Raporunun incelenmesinden özetle; şirket ortağı …’ın hesabına mükellef kurum çalışanlarınca para yatırıldığı, fakat şirket hasılatı olan bu tutarlara belge düzenlenmediği, ve vergi beyannamelerine dahil edilmediği bunun mükelleften kayıt ve beyanlarının, vergi matrahının doğru ve kesin tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması nedeniyle ihticaca salih olmadığını gösterdiği, şirket müdürü …’ın Türkiye’de mukim bankalardaki şahsi hesap hareketlerinin incelendiği ve 2013 yılında şirket müdürünün şahsi banka hesabına yatan KDV dahil 3.416.613,01 TL’nin Turkuaz Tekstil Ltd. Şti.’nin elde ettiği fakat belge düzenlemediği hasılat olduğunun tespit edildiği, yapılan tespitler uyarınca 2013/12 döneminden sonraki döneme devreden 342.169,66 TL’lik KDV’nin 253.082,35 TL azaltılarak 89.087,31 TL’ye düşürüldüğü, yapılan işlemin tebliğ edilmesi üzerine de bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Olayda, davacı şirketin ortağı ve müdürünün şahsi hesabına şirkete ait satış hasılatlarının yatırıldığı, bu tutarların kayıt ve beyan dışı bırakıldığı, bu tutarların belgesiz mal satışı olmadığına dair inceleme elemanına belge, fatura ibraz edilmediği, şirket müdürünün ayrı bir ticari faaliyetinin ve vergi mükellefiyetinin bulunmadığı, şirket çalışanları tarafından da kuryelerden tahsil edilen tutarların şirket müdürünün şahsi banka hesabına yatırıldığı, vergilendirmede vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin esas olduğu, ispat külfeti kendisine ait olanın iddiasını ispatla yükümlü olduğu, şirket müdürünün inceleme elemanına belgesiz satış yapılmadığına dair bilgi, belge ve fatura ibraz edemediği, ayrıca ticari ve ekonomik icaplar gereği şirket tarafından satılan emtialar karşılığı ihracat bedellerinin şirketin banka hesabına yatırılması gerektiği, oysa bir kısım ihracat bedellerinin elden tahsil edilerek şirket müdürünün hesabına yatırıldığı görülmektedir.
Buna göre, vergi inceleme raporuna istinaden davacı şirketin belgesiz satış yoluyla kazancını bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığı hususu somut olarak tespit olunduğundan, her ne kadar Mahkemece davalı idare tarafından yeterli bir araştırma ve tespitin yapılmadığı, yalnızca şirket ortağı hesap hareketlerinin dayanak alındığı, hesaptaki hareketlerinin tamamının şirketin yapmış olduğu belgesiz satışlara ait olduğunun ortaya konulamadığı ifade edilmiş ise de bu durumun aksini ispat külfeti davacıya ait iken dosyaya buna ilişkin ispat edici bilgi ve belgeler sunulmadığı, davacının ifadelerinin genel ve soyut olduğu, şirket ortağı hesabına yatan paranın şirket çalışanlarınca yatırıldığı hususunda ihtilaf olmadığı, söz konusu tutarın ihraç bedeli olduğu hususu yukarıda zikredilen 213 sayılı Kanunun 3. maddesi kapsamında davacı tarafından ortaya konulması gerektiğinden yapılan işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 03/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.