Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/12812, Karar No: 2021/570

Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/12812 E. , 2021/570 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2016/12812
    Karar No : 2021/570

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : … Matbaacılık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davac adına, sahte fatura kullanıldığından bahisle takdir komisyonu kararlarına dayanılarak re’sen tarh edilen 2009/2,5,6,8,10,11,12 dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; takdir komisyonunca davacının söz konusu mükelleflerle ilgisinin ne olduğunun açıkça ortaya konulmadığı, emtia alım-satımına ilişkin bilgisine başvurulmadığı, davacıdan uyuşmazlık konusu tarhiyata esas matraha ilişkin bilgi, belgeler ve defterlerinin istenilmediği, her ne kadar sahte fatura kullanımına ilişkin davacı hakkında 2009 yılı için düzenlenmiş vergi tekniği raporu bulunduğu görülse de, takdir komisyonu kararlarında söz konusu raporun dayanak alınmadığı, dolayısıyla komisyonca davacının bu mükelleflerin faturalarını kullandığına ilişkin yapılmış bir tespiti olmadığından takdirin dayanaksız olduğu, somut bir tespit, gerekli ve yeterli bir araştırma yapılmaksızın takdir edilen matrahlar üzerinden yapılan cezalı tarhiyatlarda yasal isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu öngörülmüş; 30. maddede re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması’ şeklinde tanımlanarak, re’sen takdir sebepleri bentler halinde sayılmış; aynı maddenin ikinci fıkrasının 6. bendinde, tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması re’sen takdir sebebi olarak gösterilmiştir. Aynı Kanun’un 31. maddesinde ise, takdir komisyonunca belli edilen matrah veya matrah kısmının takdir kararına bağlanacağı ve takdirin müstenidatı ve takdir hakkında izahatın takdir kararlarında bulunması gereken malumat arasında olduğu belirtilmiş, 72. maddenin birinci fıkrasına göre kurulan takdir komisyonlarının, 74. maddedeki görevleri dolayısıyla bu Kanunda yazılı inceleme yetkisini haiz oldukları, komisyonun yetkilerini belirleyen 75. maddenin birinci fıkrasında düzenlenmiştir. 134. maddesinde de vergi incelemesinden amacın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırarak, tespit etmek ve sağlamak olduğu açıklanmıştır.
    3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1. maddesi, ticari faaliyet çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu; 20. maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinin karşılığını teşkil eden bedelin katma değer vergisi matrahını oluşturduğu kurala bağlanmış; aynı Kanun’un 29. maddesinde, mükelleflerin, vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri; 34. maddesinin(1) numaralı fıkrasında ise yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği öngörülmüştür.
    Dava dosyasının incelenmesinden, davacının, hakkında sahte ve muhteviyati itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği yönünde rapor bulunan mükelleflerden, 2009 hesap döneminde mal ve hizmet aldığının Ba-Bs formları tetkikinden tespit edilmesi üzerine, 07/11/2014 tarihinde takdir komisyonuna sevk edildiği, takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden tarh edilen vergi ve cezaların tebliği üzerine de bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    Mahkemece her ne kadar takdirin dayanaksız olduğu somut bir tespit, gerekli ve yeterli bir araştırma bulunmaksızın takdir edilen matrahlar üzerinden yapılan cezalı tarhiyatlarda yasal isabet bulunmadığı sonucuna varılmış ise de, davacı hakkında 2009 dönemi için sahte belge kullanma nedeniyle … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunun tanzim edildiği, dava dosyasında bulunan bu rapor ile davacının ihtilaf konusu dönemde faturalarını kullandığı ve davalı idarece sahte belge düzenlediğinin tespit edildiği belirtilen cezalı tarhiyatın dayanağı takdir komisyonu kararlarında adı geçen mükellefler hakkında varsa düzenlenmiş vergi tekniği raporlarının da istenilip incelenerek yapılacak değerlendirme sonucu bir karar verilmesi gerekirken aksi gerekçe ile davanın kabulüne dair Vergi Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kabulüne,
    2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
    4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 28/01/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    (X) KARŞI OY :
    Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir