Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/12565, Karar No: 2021/588

Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/12565 E. , 2021/588 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2016/12565
    Karar No : 2021/588

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : …. Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, sahte belge düzenleme fiiline iştirak ettiğinden bahisle tanzim edilen vergi tekniği raporu uyarınca takdir komisyonu kararlarına istinaden kesilen 2011/1 ila 8 dönemleri vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istenilmektedir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; olayda, davacının sahte fatura organizasyonuna iştirak ettiği görüşüyle hakkında vergi ziyaı cezası kesilmiş ise de, davacının söz konusu fiillerin icrasına iştirak ettiğine ilişkin hiçbir somut tespit bulunmadığı, raporda davacının hangi sebeple söz konusu fiili işlediği, bir başka anlatımla maddi menfaat gözetme gibi bir bağlantıya yer verilmediği, bu bağlamda davacı ile sahte belge düzenleme fiili arasında bir sebep sonuç ilişkisinin de kurulamamış olduğu görüldüğünden, davacının sahte fatura düzenlediği veya sahte fatura düzenlenmesine iştirak ettiği yönünde somut bir tespit bulunmadan, varsayım ve kanaate dayalı olarak düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak kesilen vergi ziyaı cezalarında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, davacının mükellefiyet bilgilerinin … Adi Ortaklığı tarafından kullanılarak komisyon karşılığı sahte belge düzenlendiği, adı geçen ortaklık hakkında vergi tekniği raporlarının düzenlendiği, raporlarda iştirak fiilinin somut tespitlerle ortaya konulduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

    TETKİK HÂKİMİ : …

    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde; vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu belirtildikten sonra, 30. maddesinde; re’sen vergi tarhı, “vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanunî ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunmasıdır” şeklinde tanımlanmış, inceleme raporunda bu maddeye göre belirlenen matrah veya matrah farkının re’sen takdir olunmuş sayılacağı belirtilmiş, re’sen takdir sebepleri bentler halinde sayılmış, aynı maddenin 2. fıkrasının 4. ve 6. bentlerinde; defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların, vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmaması ve tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması hallerinde, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığının kabul edileceği düzenlenmiştir. Aynı Kanunun 75. maddesinde; takdir komisyonunlarının görevleri dolayısıyla bu Kanunda yazılı inceleme yetkisine haiz oldukları, 134. maddesinde de; vergi incelemesinden maksadın ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun araştırılması, saptanması ve sağlanması olduğu hükümlerine yer verilmiş, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 2. maddesinde ise; gerçek gelirin vergilendirileceği ilkesi benimsenerek matrahın, re’sen takdir yoluyla belirlenmesi gereken hallerde dahi gerçek gelire en yakın gelire ulaşılması amaçlanmıştır.
    Dosyanın incelenmesinden; organizasyon halinde sahte belge düzenleme amacıyla faaliyette bulunulduğu tespitinden hareketle tanzim edilen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu’nda özetle; raporun …, …, …, … ve … adlı kişilerin 2009 ila 2012 yıllarında organizasyon dahilinde sahte fatura ticareti yaparak komisyon geliri elde ettikleri yönündeki tespitlerin ortaya konulması amacıyla düzenlendiği, … Sulh Ceza Mahkemesinin arama kararı gereğince …’nin faaliyette bulunduğu adreste yapılan aramada, beş çuval içerisinde organizasyonla ilgili çeşitli evrak bulunduğu, bu aramada adları geçen, çeşitli tarihlerde yapılan vergi incelemeleri sırasında ifadeleri alınan ve sahte belge organizasyonunda paravan olarak kullanılan 15 mükellef hakkında yapılan vergi incelemeleri ve bu incelemeler kapsamında düzenlenen vergi tekniği raporlarındaki ortak tespitlerin, bu mükelleflerin vergi dairelerine bildirdikleri faaliyetin gerçek olmadığı, farklı şahısların yönlendirmeleriyle mükellefiyet açtırdıkları, bu mükelleflere ait fatura, kaşe ve benzeri evrakın …’nin faaliyette bulunduğu adreste ele geçirildiği, bu mükelleflerin faaliyetleri ile ilgili olarak hiç işçi çalıştırmadıkları, bu mükelleflerden mal ve hizmet aldığını bildiren çok sayıda firma olduğu, bu firmaların bildirdikleri tutarlar ile mükelleflerin bildirdikleri tutarların uyumsuz olduğu ve netice itibarıyla bu mükellefiyetlerin sahte belge düzenleme amacıyla kullanıldığı şeklinde olduğu, bu 15 mükellef hakkında yapılan incelemelerde yer alan her bir mükellefe özgü tespitlerin ise, …’ın ifadesinde, …’nin, babası … adına da şirket açmayı teklif ettiğini, bu şirket adına kendisinin fatura düzenlediğini, bu işler için …’den maaş aldığını beyan ettiği, …’in banka hesabına gelen paraların … tarafından çekildiğinin tespit edilmesi üzerine …’in konuyla ilgili ifadesinde, …’nin bankadan para çekme konusunda …’a vekalet vermesini istediğini beyan ettiği, … Taşımacılık Ltd. Şti.’nin yetkilisi …’ın ifadesinde, …’nin kendisi adına şirket açacağını ve bunun karşılığında aylık 1.500,00 TL maaş vereceğini söylediğini beyan ettiği, …’in ifadesinde, …’nin iş ilanı üzerine işyerinde çalışmaya başladığını, bir süre sonra …’nin kendisi adına firma açmak istediğini, daha sonra açılan firma adına çok sayıda fatura düzenlendiğini öğrendiğini, bu nedenle işten ayrılmak istediğini, fakat tehdit edildiğini, bunun üzerine savcılığa şikayette bulunduğunu, banka hesabına gelen paraları … adına kendisinin çektiğini beyan ettiği, …’nın ifadesinde, …’in ifadelerine paralel beyanlarda bulunduğu, …’in (davacı) ifadesinde, kendisi adına açılan firmanın boş ve kapalı olduğunu öğrenince …’yi aradığını, bu işlerle …’nin ilgilendiğini kendisine söylediğini, ancak ikisinde de ulaşamadığını, firma adına bastırılan faturaları getireceğini ve işi terk edeceğini bildirdiği halde yapmadığını, daha sonra getirdiği bir kısım boş faturayı da vergi dairesine ibraz ettiğini beyan ettiği, …’ın ifadesinde, kızı …’ın ifadeleriyle paralel beyanlarda bulunduğu, …’nin ifadesinde, …’nin kendisine firma açıp bu firma adına fatura düzenleyerek satmayı teklif ettiğini, kendisinin bunu kabul etmediğini, daha sonra madeni yağ ve oto yedek parça üzerine kendi işyerini açtığını, bu işyerine ara sıra …’nin de geldiğini, kendi firması üzerinden fartura kesmeyi teklif ettiğini, fakat kendisinin buna izin vermediğini, daha sonra muhasebecisinin fatura sıralarının atlanarak fatura kesildiğini söylemesi üzerine durumu …’ye sorduğunu, …’nin de başlangıçta inkar edip daha sonra faturaları kendisinin kestiğini kabul ettiğini ve karşı çıkarsa kendisini şikayet edeceğini söylediğini, bu nedenle bir süre kendi firması adına fatura düzenlendiğini, kardeşi … adına da firma açıldığını beyan ettiği, …’nin ifadesinde, … ve …’ya ait firmaların faturalarını bu kişilerden alıp başka firmalara vererek aracılık yaptığını, bunun karşılığında %4 komisyon aldığını, bu işler yapılırken …’in de komisyon aldığını beyan ettiği şeklinde olduğu, …’nin savcılık ifadesinde, kendisinin daha önce benzin istasyonlarında pompacı olarak çalıştığını, bu dönemde fiş ve faturaların komisyon karşılığında satıldığını görmesi üzerine kendisinin de bu işleri yapma konusunda heveslendiğini, 2010 yılından itibaren bu şekilde gerçek bir mal ve hizmet satışı olmadığı halde fatura düzenleyerek karşılığında komisyon aldığını, aramalarda ele geçen 35.000,00 TL civarındaki paranın bu işlerden elde edilen para olduğunu, adına şirket açtığı kişilerin durumdan haberdar olduğunu beyan ettiği, …’nin benzin istasyonunda çalıştığı dönemlerden arkadaşı olan …’ın da ifadesinde …’nin beyanlarıyla paralel beyanlarda bulunduğu, davacı …’in, sahte belge ticaretinde kullanılan 15 mükelleften 6 tanesinin muhasebecisi olduğunun tespit edilmesi üzerine alınan konu ile ilgili ifadesinde, bilgi istenen mükellefler hakkında beyanname gönderdiğini, bu mükelleflerin sonradan ibraz ettikleri faturalardan kuşkulanarak bütün resmi evrakları kendilerine iade ettiğini beyan ettiği, vergi incelemesi aşamasında …’nin ifadesinin alınmak istendiği, ancak bilinen adreslerinde kendisine ulaşılamadığı tespitlerine yer verilmiştir.
    Yukarıda belirtilen tespitlerin bir bütün halinde değerlendirilmesinden; sahte belge ticaretine ilişkin organizasyonda yer alan 5 mükellef ve bu kapsamda kullanılan 15 mükellefin konu ile ilgili ifadelerinde, sahte belge ticaretinin varlığını kabul ettiklerine yönelik beyanda bulunmaları, özellikle organizasyonun merkezinde yer alan …’nin sahte belge ticaretini bilerek yaptığı ve bu işten komisyon geliri elde ettiği yönündeki ifadesi, davacının da organizasyondaki mükelleflerlerden olması hususları dikkate alındığında, başlangıçta belirtilen 5 kişinin sahte belge organizasyonunun asıl sağlayıcıları oldukları, diğer 15 kişinin de bu organizasyona iştirak ettikleri sonucuna varılmakla, davacının da bu organizasyonda yer aldığına yönelik tespitlerin yeterli olduğu anlaşıldığından, elde edilen komisyon geliri üzerinden takdir edilen matrah ile bu matrah üzerinden tarh edilen vergilerin hesaplanması yönünden yapılacak inceleme sonucuna göre yeniden bir karar verilmek üzere Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kabulüne,
    2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
    4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 01/02/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    (X) KARŞI OY :
    Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir