Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/12155, Karar No: 2021/990
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/12155 E. , 2021/990 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/12155
Karar No : 2021/990
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Makine Otomotiv İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle hazırlanan vergi inceleme raporu uyarınca re’sen tarh edilen 2011/1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 10, 11 ve 12 dönemleri tekerrür hükümleri uygulanarak kesilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının ihtilaflı dönemde faturalarını alarak kayıtlarına intikal ettirdiği Sincan Vergi Dairesi mükellefi … Döküm Makina Mod. İnş. Gıda. San. Tic. Ltd. Şti. Hakkında idarece düzenlenen vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerin söz konusu faturaların sahte oduğunu kanıtlamaya yeterli olmadığı dolayısıyla yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, idarece yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu aksi yöndeki kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu belirtilmiş; 30. maddesinde, “re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanunî ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunmasıdır,” şeklinde tanımlanmış; re’sen takdir sebepleri bentler halinde sayılmış; aynı maddenin ikinci fıkrasının 4. ve 6. bentlerinde de, defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların, vergi matrahının doğru ve kesin olarak tesbitine imkan vermiyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısiyle ihticaca salih bulunmaması ve tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması hallerinde, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığının kabul edileceği düzenlenmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanun’da aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri hükmüne yer verilmiştir.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef, üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımakta, bu bağlamda, Kanunda ve Kanunla verilen yetkiye dayanılarak çıkarılan yasa altı düzenleyici işlemlerde öngörülen şekil şartları ile kayıt ve belge nizamına sıkı sıkıya bağlılık sözkonusu olmaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacı şirketin fatura aldığı … Döküm Makina Mod. İnş. Gıd. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda; pik demir ve manganezli dökme demir üretimi işi ile iştigal etmek üzere 03/03/2004 tarihinde mükellefiyet tesis ettirildiği, mükellefiyetinin 30/05/2013 tarihinde re’sen terkin edildiği, 05/12/2012 tarihininde hisselerin devredildiği … ‘ın hisseleri devraldığı tarihten sonra kısa süreler içinde değişik firmalara ortak ve müdür olduğu, 2008 ila 2012 yıllarında defterlerinin tasdik işlemlerinin yapıldığı, 2008 ila 2011 yılları kurumlar vergisi beyannamelerini, 2012 yılı 3. dönemine kadar (bu dönem dahil) kurum geçici vergisi beyannamelerini, 2008 ila 2012 yılları katma değer vergisi ve muhtasar vergi beyannamelerini verdiği, 2008 ve 2009 yılları için 6111 sayılı Kanun kapsamında kurumlar vergisi ve katma değer vergisi yönünden matrah artırımında bulunduğu, 27/09/2011 tarihinde yapılan yoklamada, şirketin faal olduğu, şirket müdürünün beyanına göre döküm ürünlerini başka firmalara fason olarak ürettirip sattığı, işçi çalıştırmadığı, muhasebecisinin bulunduğu, işyerinin 140 m² olduğu, bilgisayar, yazıcı, faks dahil olmak üzere demirbaş eşyanın ve çeşitli miktarlarda üretim modellerinin bulunduğu, 27/10/2011 tarihinde yapılan yoklamada, şirketin faal olduğu ve üretim yaptırmak amaçlı modellerin işyerinde bulunduğu, 22/11/2012 tarihli yoklamada, işyerinin sürekli kapalı olduğunun tespit edildiği, mükellefin kuruluşundan Mart/2010 dönemine kadar mali müşavirliğini yapan … ‘ın ifadesine göre şirketin 2010 yılında işleri bozuluncaya kadar döküm ihaleleri alarak başka döküm firmalarına fason üretim işi yaptığı, mükellef kurumun 2005 yılında sahte belge kullandığı yönünde düzenlenmiş vergi inceleme raporu ve şirket müdürü … hakkında düzenlenmiş vergi suçu raporları bulunduğu, mükellef kurumun hiç işçi çalıştırmadığı ve adına kayıtlı taşıtının bulunmadığı, yüksek miktardaki vergi borcuna rağmen sadece 2008 ve 2011 yıllarında küçük miktarlarda ödemeler yaptığı, Ba formlarıyla mal ve hizmet alışını bildirdiği bazı mükelleflerin özel esaslara alındığı ve sahte belge düzenlediklerine dair vergi tekniği raporları tanzim edildiği, bu alımların genel alımlar içindeki payının 2008 yılında %70, 2009 yılında %99, 2010 yılında %94, 2011 yılında %93 ve 2012 yılında ise %99’a tekabül ettiği, 2012 yılında mükellef şirkete ortak olan ve müdürlük görevini devralan … ‘ın kayıtlı ikamet adresinin şefkat evi olduğu, mükellef firmanın 31/12/2007 tarihinde kapasite raporunun geçerlilik süresinin dolduğu ve bu tarihten sonra üretim yaptığına dair herhangi bir emare olmadığı tespitlerine yer verildiği görülmüştür.
Yukarıda belirtilen tespitlerin bir bütün halinde değerlendirilmesinden, 31/12/2007 tarihinde kapasite raporunun geçerlilik süresinin dolmasına rağmen başka döküm firmalarına fason üretim işi yaptırdığının, ancak 2010 yılına kadar kabul edilebileceği; zira 2010 yılında işlerinin bozulduğunun o yıl Mart ayına kadar mali müşavirliğini yapan … tarafından belirtilmesi ve şirketin 2008, 2009 yılları için 6111 sayılı Kanun ile yapılandırmaya gitmesi göz önünde bulundurulduğunda anılan mükellef tarafından 2010 yılından itibaren düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan sahte faturalar olduğu sonucuna varıldığından mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Öte yandan tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin kısım yönünden yeniden verilecek kararda ayrıca bir değerlendirme yapılması gerektiği tabiidir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 15/02/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.