Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/11749, Karar No: 2021/1595
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/11749 E. , 2021/1595 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/11749
Karar No : 2021/1595
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura dzenlemekten dolayı tesis edilen vergi mükellefiyeti ve e-devlet üzerinden öğrendiği 59.720,03 TL ve 15.090,00 TL vergi borcunun iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının ortağı olmadığı ve vekaleten işlerini yürüttüğü … Kumaşçılık Giyim Teks San Dış Tic Ltd Şti adına düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitlere göre işlem yapıldığı, davacı adına bu şirket ile ilgili sahte fatura ticareti organize ettiğinden bahisle ayrıca bir vergi tekniği raporu tanzim edilmediği, tespitlerin davacının sahte fatura organizasyonu içerisindeki rolü ve elde ettiği menfaati somut olarak ortaya koymaktan yoksun olduğu, ayrıca bu organizasyon ile ilgili yapılan ceza yargılamasında davacının … Asliye Ceza Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı karar ile beraat ettiği, bu haliyle davacı adına sahte fatura ticareti yaptığından bahisle tesis edilen vergi mükellefiyetinde ve tarh edilen 59.720,03 TL ve 15.090,00 TL vergide hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Yapılan işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanununun, vergi kanunlarının uygulanması ve ispatı düzenleyen 3’üncü maddesinin (B) bendinde; vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu ve yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği öngörüldükten sonra ekonomik ticari ve teknik gereklere uygun düşmeyen ve olayın özelliğine göre olağan dışı alışılmamış bir durumun, iddia eden tarafından kanıtlanması gerektiği kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelemesinden, … Kumaşçılık Giyim Tekstil San.Dış Tic.Ltd.Şti. hakkında ihtilaf konusu yıl için düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda, mükellefin 18/09/2008 tarihinde toptan kumaş ticareti ile iştigal etmek üzere kurulduğu, 21/04/2010 tarihinde ilan ve tescil edilen kararla tasfiyeye girdiği, 2009 yılı hesap dönemine ait yasal defter ve belgeleri incelenmek üzere defter belge isteme yazısı tasfiye memurunun eşi …’a tebliğ edildiği, tasfiye memuru …’ın 23/07/2012 tarihinde defter ve belgeleri ibraz edemeyeceğini beyan ettiği, 24/09/2008 tarihli açılış yoklaması ile; işyerinin 70 m² olduğu, mülk sahibinin … olduğu, işyeri kirasının aylık net 850,00-TL olduğu, şirketin çalışanın olmadığı, şirket sermayesinin 380.000,00-TL olduğu, şirket ortaklarının … ve … olduğu, başka bir ortaklarının olmadığı, şirketin kumaş toptan ticareti ile iştigal ettiği, işyerinde iki adet büro masası, koltuklar, bir adet bilgisayar ve kumaş standının bulunduğu, işyerinde 12.000 m kumaş bulunduğu, 14/10/2009 tarihli yoklamada; işyerine defalarca gidilmesine rağmen şirket ortak ve yöneticilerine rastlanılamadığı, işyerinde vekil olarak …’in bulunduğu, şirket ortakları … ve …’ın yaklaşık iki aydır Erzincan’da ikamet ettiği, işyerinde iki adet büro masası, sandalyeleri ve yaklaşık 85.000,00-TL’lik kumaşın bulunduğu, aylık 850,00-TL kira ödediği, tespit anında sigortalılarının olmadığı, 14/12/2009 tarihli adres tespit tutanağı ile söz konusu işyeri adresinin iki üç aydır boş ve kapalı olduğu, mükellefin 2010 yılında KDV hariç 1.107.973,00-TL tutarında mal ve hizmet alımında bulunduğu, iş bu alımlarının tamamını 2008, 2009 ve 2010 yıllarında sahte belge düzenlemekten dolayı olumsuz tespit bulunan mükelleften yaptığı ve incelemeye sevk edildiği, mükellefin 2008 yılında 1.600.037,00 KDV hariç … Tekstil İç ve Dış Tic.Ltd.Şti.’ne mal ve hizmet sattığını bildirdiği mükellef hakkında vergi tekniği raporu düzenlendiği, düzenlenen raporda … Tekstil İç ve Dış Tic.Ltd.Şti.’ne ait belgelerin tamamının sahte olduğu, düzenlenen faturaların toplam satışlarının %65’ini oluşturduğu, mükellefin 2008 yılında 2.485.421,91-TL KDV matrahı beyan ettiği, 2009 yılında 12.827.341,05-TL KDV matrahı beyan ettiği, 2010 yılında 4.132.641,25-TL KDV matrahı beyan ettiği, mükellefin çok yüksek matrahlar beyan etmesine karşılık sadece bir dönem ödenecek KDV çıktığı, ancak çıkan vergilerin ödenmediği, 2008 ve 2009 yıllarında ödenecek Kurumlar Vergisi çıkmasına rağmen ödeme yapılmadığı, 2010 yılına ilişkin olarak ise Kurumlar Vergisi Beyannamesi verilmediği, mükellefin 2008, 2009 ve 2010 yıllarında mal aldığını bildirdiği firmaların tamamına yakını hakkında sahte belge düzenlediklerine dair tespitler bulunduğu hususlarına yer verilmiştir.
Ayrıca, Tasf.Halinde … Kumaşçılık Giyim Tekstil San.Dış Tic.Ltd.Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda; işyeri maliki …’ın iş yeri kira sözleşmesini … ile yaptığı ve kefil olarak …’in imzaladığını belirtmesi, şirkete tasfiye memuru olarak atanan … tarafından, evinin depo olarak gösterilmesi, …, … ve … ‘nin çeşitli şahıslar üzerlerine şirket kurduklarını ve kendisinin de kandırıldığı şeklindeki beyanları ile davacının daha önce ortak ve yönetici olduğu şirketler hakkında sahte belge düzenleme nedeniyle vergi tekniği raporları bulunması ve bu şirketlerden … Tekstil firmasında bir diğer adi ortak olan … ile ortak olması hususları birlikte değerlendirildiğinde; … Kumaşçılık Giyim Tekstil San.Dış Tic.Ltd.Şti. Gerçek ve ticari bir faaliyetinin olmadığı ve bu firma tarafından düzenlenen faturalar ile karşılaşılması durumunda sahte olarak değerlendirilmesi gerektiği, … , … ve …’in ise bu sahte fatura organizasyonunu yönetmeleri sebebiyle adlarına adi ortaklık şeklinde mükellefiyet tesis edilmesi gerektiği tespitlerine yer verilmiştir.
Sözü edilen saptamalar, davacının da içinde bulunduğu organizasyon dahilinde komisyon karşılığı fatura düzenlendiğini gösterdiğinden, vergi mahkemesi kararının aksine, tesis edilen mükellefiyet işleminde hukuka aykırılık bulunmayıp, kararın buna ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesinde, dava dilekçelerinin dava konusu işlemin kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı yönünden inceleneceği, Kanunun 15/1-b maddesinde de, dava konusu edilebilecek bir işlem bulunmadığı takdirde davanın reddedileceği hüküm altına alınmıştır.
Vergi mahkemesinde dava açmaya yetkili olanları belirleyen 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 377. maddesinin 1. fıkrasında; mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenlerin, tarhedilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilecekleri belirtildikten sonra, 378. maddesinde de; vergi mahkemesinde dava açabilmek iin verginin tarhedilmesi, cezanın kesilmesi, tadilat ve takdir komisyonları kararlarının tebliğ edilmiş olması, tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödeme yapılmış veya ödemeyi yapan taraftan verginin kesilmiş olması gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Buna göre vergi mahkemelerinde dava konusu edilebilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu idari işlemler, tesis sebepleri, şekli, doğuracağı hukuki sonuçları vergi kanunlarıyla belirlenmiş tahakkuk fişi, vergi/ceza ihbarnameleri, vergi tevkifatı yapılması, aleyhe yapılan düzeltme işlemleri, düzeltme ve şikayet yoluyla düzeltme taleplerinin yetkili makamlarca reddi, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin ödeme emri, haciz, ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz gibi işlemlerdir.
Bu durumda; bilgilendirici mahiyette olan e-devlet sistemindeki vergi borcu bilgisinin idari davaya konu olabilecek kesin ve icrai nitelikte işlem olmadıklarından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15/1-b maddesi uyarınca davanın buna ilişkin kısmının incelenmeksizin reddi gerekmekte iken, belirtilen gerekçeyle davayı kabul eden Mahkeme kararının bu kısmında isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 15/03/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.