Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/11630, Karar No: 2021/1005

Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/11630 E. , 2021/1005 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2016/11630
    Karar No : 2021/1005

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Ltd. Türkiye Şubesi – …
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı tarafından, ilişkili şirkete verilen ve bu şirket nezdinde örtülü sermaye olarak kabul edilen borçlar nedeniyle davacı şirket kayıtlarının Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 12/7. maddesi uyarınca düzeltilmesi gerektiği ihtirazi kaydıyla verilen 2014 yılı kurumlar vergisi beyannamesi üzerine tahakkuk eden ve ödenen vergilerin yasal faizi ile birlikte iadesi istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; anılan yasal düzenlemede borç alan şirket adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması gerektiğinden, olayda da ilgili dönem kurumlar vergisi beyannamesine göre borç alan şirket adına tarh edilen ve ödenen bir vergi söz konusu olmadığından davacı şirketin kayıtlarında düzeltme yapılamayacağı ve ihtirazi kayıtlı beyanname üzerine tahakkuk eden vergilerde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Yasanın lafzının açık olduğu, borç alan şirketin zarar etmesinin düzeltme hükümlerinden yararlanılmasına engel teşkil etmediği, olaya ilişkin olarak idarece farklı özelgeler verildiği ve farklı yargı kararlarının bulunduğu, bu durumun Anayasanın 10. maddesinde yer alan eşitlik ve 73. maddesinde yer alan vergi yükünün adil dağılımı ilkelerine aykırılık teşkil ettiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

    TETKİK HÂKİMİ : …

    DÜŞÜNCESİ : Kâr dağıtımında bulunduğu kabul edilen şirketin dar mükellef olması, ayrıca davacı tarafından 5520 sayılı Kanunun 5-b. maddesindeki şartların oluştuğunun kanıtlanamaması karşısında olayda iştirak kazançları istisnasının söz konusu olmadığı, dolayısıyla temyiz isteminin reddi ile Vergi Mahkemesi kararının bu gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin reddine,
    2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
    4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve 123,60 TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
    5. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
    6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir