Danıştay 3. Daire, Esas No: 2020/5039, Karar No: 2021/1055
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2020/5039 E. , 2021/1055 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/5039
Karar No : 2021/1055
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararı uyarınca davayı yeniden inceleyen … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacının banka hesapları üzerine, kanuni temsilcisi olduğu şirketin ödenmemiş vergi borçlarının tahsili amacıyla uygulanan e-hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Hacze konu vergi ve cezaların ait olduğu ve/veya ödenmesi gerektiği dönemde asıl borçlu şirketin kanuni temsilcisi olan ve vergilendirme ödevlerini yerine getirmeyen davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ve usulüne uygun olarak tebliğ edilen ödeme emirlerine karşı dava açılmadığı gibi ödeme de yapılmadığından banka hesaplarına uygulanan e-haciz de hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Herhangi bir tebligat yapılmadan banka hesaplarına haciz uygulandığı, bozma kararıyla kazanılmış haklarının gözardı edildiği, yeterli inceleme gerçekleştirilmeden gerekçesiz olarak karar verildiği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı adına ödeme emri düzenlenerek tebliğ halde ödeme yapılmadığı gibi ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava da açılmadığından banka hesaplarının haczedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK … ‘IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulüyle Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Asıl borçlu …İnşaat Hafriyat Otomotiv Petrol Gıda Taşımacılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nde hissesi bulunan davacının 30/07/2008 tarihinde Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanan 14/07/2008 tarihli ortaklar kurulu kararıyla beş yıl süre ile şirket müdürü olarak seçildiği, sözü edilen şirketten alınmayan 2007 ila 2009 yıllarına ait muhtelif kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla adına tanzim edilen … tarih ve … ila … takip numaralı ödeme emirlerinin, bilinen adresi olan “… Mah. …Cad. No:… …/…” adresinde düzenlenen 15/04/2014 tarihli tutanak ile adreste bulunmadığı hususunun muhtar kaşesi ve imzası ile tespit edilmesi üzerine ilanen tebliğ edildiği, borcun ödenmemesi nedeniyle de banka hesaplarına dava konusu e-hacizlerin uygulandığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 3. bendinde, kararın bozulması halinde dosyanın Danıştayca kararı veren mahkemeye gönderileceği, mahkemenin dosyayı diğer öncelikli işlere nazaran daha öncelikle inceleyeceği ve varsa gerekli tahkik işlemlerini tamamlayarak yeniden karar vereceği, 4. bendinde ise mahkemenin bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebileceği kurala bağlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 103. maddesinde muhatabın adresi hiç bilinmezse, bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilanen yapılacağı, 104 maddesinde, ilanın ilgili vergi dairesinin bulunduğu yerin belediye sınırları içinde çıkan bir veya daha fazla gazetede yayınlanacağı, gazete çıkmayan yerlerde mutad vasıtalarla yapılacağı, ilan yazısının tebliğ yapan dairenin ilan koymaya mahsus mahalline asılacağı ve bir suretinin mükellefin bilinen son adresinin bağlı olduğu muhtarlığa gönderileceği hüküm altına alınmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyiz merci tarafından verilen bozma kararları üzerine ilk derece mahkemelerinin ya bozma kararı uyarınca gerekli inceleme ve araştırmayı yaparak karar vermeleri ya da eski kararlarında ısrar etmeleri dışında bir karar vermeleri olanaksızdır.
Davacının banka hesapları üzerine, kanuni temsilcisi olduğu şirketin vergi borçlarının tahsili amacıyla uygulanan e-hacizleri kaldıran Vergi Mahkemesi kararı, Danıştay Üçüncü Dairesinin 10/02/2020 tarih ve E:2016/12628, K:2020/611 sayılı kararıyla; davacının bilinen adreslerinde tebliğ imkansızlığının adres tespit tutanağı ile saptandığı olayda ilanen tebliğ koşullarının gerçekleştiği sonucuna varıldığından, ilanen tebliğin 213 sayılı Kanunun 104. maddesine uygun olarak yapılıp yapılmadığı ve davacının söz konusu borçtan sorumluluğu değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre yeniden karar verilmek üzere bozulmuştur.
Vergi mahkemesince, bozma kararına uyulduğu belirtilmesine karşın, ilanen tebliğin usulüne uygun olarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği hususunda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın, başka bir anlatımla ilanın ilgili vergi dairesinin bulunduğu yerin belediye sınırları içinde çıkan bir veya daha fazla gazetede yayımlanıp yayımlanmadığı, gazete çıkmayan yerlerde mutad vasıtalarla yapılıp yapılmadığı, ilan yazısının tebliğ yapan dairenin ilan koymaya mahsus mahalline asılıp asılmadığı, bir suretinin mükellefin bilinen son adresinin bağlı olduğu muhtarlığa gönderilip gönderilmediği araştırılarak ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle verilen ve yargılama usulüne uygun düşmeyen kararın, davacının kanuni temsilci olduğu dönem de gözetilmek suretiyle söz konusu borçtan sorumluluğu değerlendirilerek yeniden karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
5.2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25/02/2020 tarihinde oybirliğyle karar verildi.