Danıştay 3. Daire, Esas No: 2020/2587, Karar No: 2021/90
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2020/2587 E. , 2021/90 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/2587
Karar No : 2021/90
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı /…
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Makina İmalat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararına uyulmaksızın ilk kararda ısrar edilerek verilen ve Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nca temyiz istemi ısrar hükmü yönünden reddedilen … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannamelerine istinaden 2012 yılının Aralık dönemi için tahakkuk eden katma değer vergisi ve hesaplanan gecikme faizi ile kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması ve aynı yılın Kasım dönemi için devreden katma değer vergisinin azaltılmasına sebebiyet verecek şekilde tesis edilen tahakkuk işleminin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının kayıtlarına aldığı faturalarla ilgili hukuken geçerli ve somut tespitler yapılmadığı ve yasal koşulların oluşmadığı, vergi incelemesiyle varılmak istenen maksadın gözardı edildiği, davalı idarenin baskısı altında verildiği anlaşılan düzeltme beyannameleri üzerine tahakkuk ettirilen katma değer vergisi ve hesaplanan gecikme faizi ile kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle, vergi, gecikme faizi, vergi ziyaı cezası kaldırılmış, Kasım dönemi için tesis edilen tahakkuk işlemi iptal edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İhtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannamelerine karşı dava açılmasına imkan veren yasal düzenleme bulunmadığı, mükelleflerin düzeltme beyannamesi vermesinin kendi serbest iradelerine bağlı olduğu, bu şekilde verilen beyannameye ihtirazi kayıt konulmasının dava açma hakkı tanımadığı, uyuşmazlığa konu tahakkuk işleminde ve kesilen cezada hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 11/03/2020 tarih ve E:2020/45, K:2020/369 sayılı kararıyla Dairemize gönderilen dosya ile ilgili Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davalı idarenin … tarih ve … sayılı yazısı üzerine ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannamesine istinaden 2012 yılının Kasım dönemi için devreden katma değer vergisinin azaltılmasına sebebiyet verecek şekilde tesis edilen tahakkuk işleminin iptali ile aynı yılın Aralık dönemi için tahakkuk eden katma değer vergisi ve hesaplanan gecikme faizi ile kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması yolunda verilen … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararına yöneltilen davalı idarenin temyiz istemini ısrar hükmü yönünden reddeden, kararın, Kasım dönemi için tesis edilen tahakkuk işlemi, tahakkuk eden vergi, hesaplanan gecikme faizi, kesilen vergi ziyaı cezasına ilişkin hüküm fıkraları temyizen incelenmek üzere Danıştay Üçüncü Dairesine gönderilmesine karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 11/03/2020 tarih ve E:2020/45, K:2020/369 sayılı kararının düzeltilmesi istemi ayn Kurulun 01/07/2020 tarih ve E:2020/747, K:2020/863 sayılı kararıyla reddedilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri sayılarak (a) bendinde iptal davası, idarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan dava olarak tanımlanmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Mükelleflerce, ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri esas alınarak yapılan tahakkuk, hesaplanan gecikme faizi ve kesilen vergi ziyaı cezalarına karşı açılan davaların esası incelenmeden reddedilmeleri nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği ileri sürülerek yapılan başvuru üzerine, Anayasa Mahkemesinin 27/02/2019 tarih ve Başvuru No:2015/15100 sayılı kararıyla; başvurucuların mülkiyet haklarına müdahale teşkil eden vergilendirme işlemlerinin yargı yoluyla denetlenebilmesi imkânına sahip olamadıkları dolayısıyla, derece mahkemelerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanun’un 378. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen hukuk kuralını, düzeltme beyannamesine ihtirazi kayıt konulmasının dava açma hakkı vermeyeceği şeklinde yorumlamasının -sürecin bütününe bakıldığında- başvurucuların, müdahalenin hukuka aykırı olduğuna yönelik olarak iddia ve itirazlarını etkin bir biçimde sunamaması sonucuna yol açtığı, buna göre somut olayda mülkiyet hakkının öngördüğü usul güvencelerinin sağlanamamasından dolayı müdahalenin başvuruculara şahsi olarak aşırı bir külfet yüklediği, mülkiyet hakkının korunması ile müdahalenin kamu yararı amacı arasında olması gereken adil dengenin başvurucular aleyhine bozulduğu sonucuna ulaşıldığı, başvurucuların mülkiyet haklarına yapılan müdahale ölçüsüz olduğu gerekçesiyle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine, kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere vergi mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Yukarıda “Mevzuat” bölümünde yer verilen tanıma göre açılan bir iptal davasında iptali istenilen işlemin; yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurları açısından ayrı ayrı hukuka uygun olup olmadıklarının denetlenmesi gerekmekte olup, bu unsurlardan birisinde hukuka aykırılık bulunursa işlem iptal edilmelidir.
Hukuka uygunluk denetiminin yapılması gereken sebep unsuru idari yargıda; idareyi işlemi yapmaya iten saik olarak tanımlanmıştır. İdare tesis ettiği işlemi, gerçek ve hukuka uygun sebeplere dayandırmak zorundadır. Sebebin gerçek olması, varlığının usulüne uygun olarak yapılan tespitlerle ortaya konulmuş olması; hukuka uygun olması ise idarenin işlemi dayandırdığı sebebin, kanunda tesisi için dayanabileceği öngörülen sebeplerden olması anlamına gelmektedir.
Dava konusu uyuşmazlıkta sebep unsuru, davalı idarenin davacıya gönderdiği 26/08/2015 tarih ve 21157 sayılı yazının alt kısmında yer alan ve hakkında olumsuz tespit/rapor bulunduğu belirtilen mükelleften yapılan alımların gerçek kabul edilmemesidir.
Bu durumda davacı tarafından verilen düzeltme beyannamelerine konulan ihtirazi kayıt kabul edilmeyerek tahakkuk ettirilen vergi, hesaplanan gecikme faizi ile kesilen vergi ziyaı cezası ve Kasım dönemi için tesis edilen tahakkuk işleminin sebep unsuru hakkında, yargısal denetim yapılması gerekirken bu husus göz ardı edilmek suretiyle yazılı gerekçeyle verilen kararda hukuka uygunluk görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 20/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.