Danıştay 3. Daire, Esas No: 2020/1902, Karar No: 2022/1877

Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2020/1902 E. , 2022/1877 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/1902
Karar No : 2022/1877

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Hurda Metal Sanayi Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, komisyon karşılığı sahte fatura düzenlediği yolundaki tespitleri içeren vergi tekniği raporunu esas alan vergi inceleme raporu uyarınca 2016 yılının tüm dönemleri için re’sen salınan üç kat vergi ziyaı cezalı geçici verginin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacı hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporunda yer alan saptamalardan, gerçek bir emtia teslimine dayanmayan fatura düzenlemek suretiyle komisyon geliri elde ettiği sonucuna varıldığından, yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı ancak mahsup dönemi geçen geçici verginin aranmayacağı gerekçesiyle geçici vergi aslı kaldırılmış, geçici vergi üzerinden kesilen üç kat vergi ziyaı cezası yönünden ise dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:
Vergi Mahkemesi kararının, geçici vergi aslının kaldırılması ve geçici verginin bir katı tutarındaki vergi ziyaı cezasının, beyan dışı bırakılan komisyon gelirinin dönem matrahına eklenmesinden kaynaklanan kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkralarına yöneltilen istinaf başvuruları, kararın sözü edilen hüküm fıkralarının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle reddedilmiştir.
Vergi idaresince, mükellefin gerçek faaliyetinin bulunmadığı, düzenlediği belgelerin sahte olduğu tespitinden sonra daha önce beyan edilerek tahakkuk ettirilmiş bulunan verginin, sahte fatura düzenleme faaliyeti nedeniyle hesaplanan vergiden düşülmesi ya da daha önce beyan ve tahakkuk ettirilen fiktif vergi terkin edildikten sonra cezalı tarhiyat yapılmasının mükerrer vergilendirmeyi önleyeceği gibi hakkaniyete de daha uygun düşeceği, dava konusu olayda ise bu husus göz ardı edilerek yapılan tarhiyatın, beyan üzerine tahakkuk ettirilen vergiye ilişkin kısmının mükerrer olduğu, yıllık vergiye mahsuben peşin alınan geçici vergi nedeniyle yol açılan vergi kaybında hakkaniyet gereği bir kat ceza kesilmesinin uygun olduğu gerekçesiyle istinaf istemi bu yönden kabul edilerek, Vergi Mahkemesi kararının, geçici verginin bir katını aşan vergi ziyaı cezası ile vergi ziyaı cezasının geçici verginin bir katı tutarının, beyan üzerine tahakkuk edilen geçici vergiye isabet eden bölümü yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrası kaldırıldıktan sonra cezanın sözü edilen kısımları kaldırılmıştır.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı şirketin komisyon karşılığı sahte fatura düzenlediği hususu hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporundaki saptamalarla ortaya konulduğundan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesi gereğince vergi ziyaı cezasının geçici verginin üç katı tutarında kesilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ:Temyiz isteminin reddi gerektiği
düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı şirketin, 2016 yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen vergi tekniği ve vergi inceleme raporlarında komisyon karşılığında sahte fatura düzenlediği ve bu yolla elde ettiği kazancını beyan dışı bıraktığının tespit edilmesi üzerine Danıştay’ın yerleşik hale gelen kararları uyarınca %2 oranından hareketle hesaplanan komisyon gelirinin dönem matrahına ilave edilmesi suretiyle yeniden düzenlenen gelir tablosuna göre adına üç kat vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi ile dava konusu üç kat vergi ziyaı cezalı geçici verginin salındığı, geçici verginin matrahı yönünden bağlı olduğu kurumlar vergisi tarhiyatına karşı açılan davanın,… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla reddedildiği, bu karara karşı yöneltilen istinaf başvurusunun, tarhiyatın, davacının önceden beyan ederek tahakkuk ettirdiği kurumlar vergisine isabet eden kısmı yönünden kabul edilerek … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, Vergi Mahkemesi kararının buna ilişkin hüküm fıkrası kaldırıldıktan sonra tarhiyatın beyan edilip tahakkuk ettirilen vergiye isabet eden kısmının kaldırıldığı, diğer kısımlar yönünden ise istinaf başvurusunun reddedildiği ve Vergi Dava Dairesi kararına karşı taraflarca temyiz başvurusunda bulunulmadığından kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyiz istemine konu edilen Vergi Dava Dairesi kararının; geçici vergi aslı ile geçici vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasının geçici verginin bir katını aşan kısmına ilişkin hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle Dairemizce de uygun görülmüştür.
Mükellefler adına tarh edilecek vergilerin kesinleşmesi halinde daha önce beyan edilerek tahakkuk eden vergilerin; terkin edilmesi, ödenmiş olması halinde ise tarh edilerek ödenmesi gereken vergiden mahsup edilmesi gerektiğinin tabii olduğu dikkate alındığında, davacı tarafından tarhiyat öncesinde beyan edilip tahakkuk eden verginin, tarh matrahı üzerinden hesaplanan dava konusu vergiden mahsup edilmemiş olmasının mükerrer vergilendirmeye yol açtığından söz edilemeyeceği ancak dava konusu vergi ziyaı cezasının üzerinden hesaplandığı geçici verginin matrahı yönünden bağlı bulunduğu ve davacı adına aynı maddi olay nedeniyle salınan kurumlar vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davanın reddine ilişkin … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yöneltilen istinaf başvurusu yukarıda sözü edilen gerekçe doğrultusunda kısmen kabul edilerek cezalı vergi, … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla azaltıldığından ve anılan Vergi Dava Dairesi kararı taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleştiğinden, geçici vergi üzerinden kesilen bir kat vergi ziyaı cezasının beyan üzerine tahakkuk edilen geçici vergiye isabet eden bölümünün yazılı gerekçeyle kaldırılması yolundaki Vergi Dava Dairesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının; geçici vergi aslı ile geçici vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasının geçici verginin bir katını aşan kısmına ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Kararın; vergi ziyaı cezasının, geçici verginin davacı şirket tarafından beyan edilip tahakkuk ettirilen kısmına isabet eden tutara ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 18/04/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 23. maddesinde, Danıştayın temyiz mercii olarak görevinin, bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması şeklinde ortaya çıkan hukuka aykırılıkların denetimini yapmakla sınırlı olduğu kurala bağlanmıştır.
İdari işlemlerin yargısal denetiminin hukuka uygunluk denetimi ile sınırlı olması karşısında bu denetimin maddi olayı da kapsadığının kabulü gerekir. Şöyle ki idari davaya konu işlemler, dayandığı, düzenlediği olaydan soyutlanmış olarak yargılamaya konu edilemez. Birçok idari uyuşmazlıkta maddi olanla hukuki olan arasında bir ayrım yapmak mümkün olmayabilir.
İdari davalarda inceleme konusu olan hukuki işlem niteliğindeki bir idari işlemdir. Hukuki işlemin incelenmesi, işlemin dayanağı durumunda bulunan maddi olaydan bağımsız bir inceleme değildir.
Adli yargıda maddi olay incelemesi yapılırken nasıl ki olayın subuta erip ermediği incelenerek bir sonuca ulaşılıyor ise idari yargıda da idarelerce tesis edilen işlemlerin dayanağını teşkil eden maddi olayın irdelenerek sonuca ulaşılması esastır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde, sahte belge “gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge” olarak tanımlanmaktadır.
Davacının sahte fatura düzenlediğinden bahisle yapılan tarhiyatın kaldırılması istemiyle açılan davayı sonuçlandıran Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen temyiz istemi hakkında, davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitler değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir