Danıştay 3. Daire, Esas No: 2019/5342, Karar No: 2022/840
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2019/5342 E. , 2022/840 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/5342
Karar No : 2022/840
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLi : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU :… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, asıl borçlu … Demir Çelik İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketinden alınamayan 2010, 2013 ila 2015 yıllarının muhtelif dönemlerine ait kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emri içeriği asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrine konu kamu alacağının vadesinde ödenmemesi üzerine şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırmasında saptanan araçlara haciz uygulandığı, sözü edilen araçların üzerinde 2.080.000 TL’lik borç nedeniyle … Bankası lehine birinci sırada rehin bulunduğu, başkaca mal varlığı da tespit edilemediğinden asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu alacaklarının tahsili amacıyla dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği olayda, her ne kadar asıl borçlu şirket hakkında tapu sicil müdürlükleri, trafik sicil müdürlüğü ve dava konusu ödeme emrinin tebliğinden sonra üçüncü şahıslar nezdinde mal varlığı araştırması yapılmışsa da, Mahkemelerince verilen ara kararı üzerine banka genel müdürlükleri, PTT Genel Müdürlüğü ve diğer kamu kurum ve kuruluşları nezdinde mal varlığı araştırması gerçekleştirildiğine dair bilgi ve belgelerin dosyaya sunulmadığı dikkate alındığında, asıl borçlu şirket hakkında usulüne uygun mal varlığı araştırması yapıldığı hususunun idarece ortaya konulamadığı, öte yandan, şirkete ait … plaka sayılı aracın üzerinde herhangi bir rehin bulunmayıp sadece davalı idare tarafından uygulanan haczin bulunduğu, öncelikle söz konusu aracın satılarak kamu alacağının buradan tahsil edilmesi veya aracın değeri amme alacağının tamamına karşılamaya yetmiyorsa aracın değeri mahsup edildikten sonra kalan amme alacağı için takibe geçilmesi gerekirken bu usule uyulmadığı anlaşıldığından şirket yönünden tüm takip yolları tüketilmeden davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu ödeme emri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emri içeriği asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrine konu kamu alacağının vadesinde ödenmemesi üzerine şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırmasında saptanan araçlara haciz uygulandığı, başkaca mal varlığı da tespit edilemediği, şirket yetkilisi ile vergi dairesi müdür yardımcısı tarafından imza altına alınıp dosyaya sunulan 22/09/2017 tarihli görüşme tutanağında, şirket yetkilisince, şirket adına bankalar nezdinde e- haciz uygulandığında borçların ödenemeyeceğinin belirtildiği, e-haciz tatbik edilmemesi için matrah artırımında bulunulduğunun ifade edildiği, Dairelerince verilen ara kararı üzerine asıl borçlu şirketin 6736 sayılı Yasa kapsamında matrah artırımında bulunduğu ve taksitlerini düzenli olarak ödediğinin anlaşıldığı olayda, 09/04/2018 tarihi itibarıyla 44.093.775-TL vergi borcu bulunan şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırmasında saptanan dört araçtan, üçünün üzerinde 2.080.000 TL’lik borç nedeniyle … Bankası lehine rehin bulunduğu, diğer araç satılsa dahi bedelinin borcu karşılamayacağı açık olduğundan ve şirket hakkında bankalar nezdinde şirket yetkilisinin talebi doğrultusunda e-haciz uygulanmadığından şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırmasının yeterli olduğu sonucuna varıldığından asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyen kamu alacağının tahsili amacıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusu kabul edilerek Vergi Mahkemesi kararı kaldırıldıktan sonra dava reddedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Asıl borçlu şirket adına düzenlenen vergi inceleme raporları uyarınca yapılan tarhiyatlara karşı açılan davalarda verilen kararların henüz kesinleşmediği ve temyiz aşamasında olduğu, hal böyle iken gerek şirket gerek kendisi hakkında cebri takibata geçildiği, idarenin cebri icra yolunda sabırlı davranmasının yasa ve hakkaniyetin gereği olduğu, asıl borçlu şirketin uyuşmazlık dönemleriyle ilgili olarak 6736 sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun’un 5. maddesi kapsamında 2010 ila 2012 yıllarına ait matrah artırımında bulunduğu, söz konusu Kanun uyarınca yapılandırılan ve takside bağlanan vergi borçlarının aksatılmadan ödenmesine devam edildiği, bu kapsamda milyonları aşan tutarda ödeme gerçekleştirildiği, söz konusu durum dikkate alınmaksızın adına ödeme emri düzenlenmesinin hukuka uygun düşmediği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA,
3. Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca … -TL maktu harç alınmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 01/03/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.