Danıştay 3. Daire, Esas No: 2019/2380, Karar No: 2022/1167

Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2019/2380 E. , 2022/1167 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/2380
Karar No : 2022/1167

TEMYİZ EDENLER : 1-(DAVACI) …
VEKİLİ : Av. …
2-(DAVALI) … Vergi Dairesi Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Medikal Sağlık Ürünleri Makina Ekipmanları Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nden alınamayan 2010 ila 2013 yıllarına ait muhtelif kamu alacağının tahsili amacıyla ortak sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ile … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emirlerinde yer alan bir kısım alacak kalemleri 2012 ve 2013 yılına ilişkin olup davacının ortak olduğu 03/11/2009-30/12/2011 tarih aralığı dışında kaldığından, ortak olunmayan döneme ilişkin borçlardan herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, davacının ortak olduğu dönemlere ilişkin olmasına karşın şirketteki %25 oranındaki hisse payı göz önünde bulundurulmaksızın diğer alacak kalemlerinin tamamı üzerinden ödeme emri düzenlemesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesi kararının; dava konusu ödeme emirlerinin, davacının ortaklığının sona erdiğinin ilan edildiği 11/01/2012 tarihine kadar doğan borçların %75’ine isabet eden kısmı ile bu tarihten sonra doğan borçlar yönünden iptaline ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusu, kararın değinilen hüküm fıkralarının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle reddedilmiştir.
Asıl borçlu olan şirket adına tescilli üzerinde değişik hacizler olan bir adet taşıt bulunduğu tespit edildiğinden, öncelikle bu taşıtın değerinin tespit edilmesi gerekmekte ise de dosyadaki ödeme emirlerine göre şirketin toplam borcunun 1.308.101,57 TL olduğu anlaşıldığından, kamu alacağının kısmen de olsa şirketten tahsil edilemeyeceğinin açık olduğu, bu itibarla, davacının hisse devrine ilişkin kararın ilan edildiği 11/01/2012 tarihine kadar doğan kamu alacaklarından herhangi bir kusuru aranmaksızın, %25 hissesi oranında sorumlu tutulabileceği gerekçesiyle dava konusu ödeme emirlerinin, davacının ortaklığının sona erdiğinin ilan edildiği 11/01/2012 tarihine kadar olan dönemde doğan borçların %25’ine isabet eden kısımları yönünden iptaline dair hüküm fıkrasına yönelik istinaf başvurusu kabul edilerek, Vergi Mahkemesi kararının söz konusu hüküm fıkrası kaldırılarak bu yönüyle dava reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, asıl borçlu şirket ve tarafına söz konusu borçlara ilişkin ihbarnamelerin tebliğ edilmediği, asıl borçlu şirketin %25 hisseli ortağı olmasına rağmen hiçbir zaman kanuni temsilcilik sıfatı bulunmadığı, adına düzenlenen ödeme emirlerinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
Davalı idare tarafından, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesi uyarınca davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI :
Davalı idarece davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Davacı temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulması ve davalı idarenin temyiz isteminin bu nedenle reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… Medikal Sağlık Ürünleri Makina Ekipmanları Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin 03/11/2009-30/12/2011 tarihleri arasından %25 hisseli ortağı bulunan davacı adına, şirketten alınamayan 2010 ila 2013 yıllarının muhtelif dönemlerine ait katma değer vergisi ve fer’ileri ile özel usulsüzlük cezasından oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla ortak sıfatıyla ve şirket tüzel kişiliğinden alınamayan kamu alacağının tamamını içeren … tarih ve … ile … takip numaralı ödeme emirlerinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55. maddesinde, Amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, anılan Kanunun 58. maddesinde de, kendilerine ödeme emri tebliğ olunanların, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında itirazda bulunabileceği, hüküm altına alınmıştır.
6183 sayılı Kanun’un Limited Şirketlerin Amme Borçları başlıklı 35. maddesinde, limited şirket ortaklarının şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Limited Şirket ortaklarının şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu alacaklarından ortaklık payları oranında kusursuz sorumluluğunu düzenleyen 6183 sayılı Kanun’un 35. maddesi kuralı karşısında, davacının; %25 ortaklık payı gözetilmeksizin, şirket tüzel kişiliğinden alınamayacağı anlaşılan kamu alacağının tamamından sorumluluğunu gerektirir biçimde düzenlenen dava konusu ödeme emirleriyle takibinde hukuka uyarlık görülmediğinden, Vergi Dava Dairesi kararının davanın reddine ilişkin hüküm fıkrası yönünden bozulması; davalı idarenin temyiz isteminin aynı gerekçeyle reddi gerekmiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
3.Davalı idare temyiz isteminin REDDİNE, 17/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)- KARŞI OY:

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar bozulması istenen kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında istemin kabulünü gerektirecek durumda bulunmadığından, temyiz istemlerinin reddi ve kararın onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir