Danıştay 3. Daire, Esas No: 2018/6073, Karar No: 2021/6144
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2018/6073 E. , 2021/6144 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/6073
Karar No : 2021/6144
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Dayanıklı Tüketim Malları Pazarlama İthalat İhracat İnşaat Nakliyat Turizm Ticaret Limited Şirketi
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının aleyhe olan hüküm fıkrasına davalı idarece yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, yasal defter ve belgelerinin süresinde incelemeye ibraz edilmediği, sonradan sunulan yevmiye defterinin tasdiksiz olduğu, aktifine kaytlı olmayan taşıtlara ait giderler ile bir kısım kişisel harcamalara ait giderlerin yasal kayıtlara intikal ettirildiği yolunda saptamalar içeren vergi inceleme raporuna dayanılarak 2011 yılının Ağustos ila Aralık dönemleri için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacı tarafından tasdiksiz yevmiye defterinin sonradan incelemeye ibraz edildiği, vergi müfettişince düzenlenen inceleme raporunda beyannamelerin usulüne uygun düzenlendiği, yevmiye defteri ile hasılat, alış ve gider belgelerinin birbirleriyle ve davacının vergi beyanlarıyla uyumlu olduğunun belirtildiği anlaşıldığından defterlerin tasdiksiz olmasının yükümlülere kanunen tanınan katma değer vergisi indirim hakkını ortadan kaldırmayacağı sonucuna varıldığı ancak 193 sayılı Gelir Vergisi Kanun’un 40. maddesinde indirimi kabul edilen giderler arasında sayılmayan, şirket aktifine kayıtlı olmayan taşıtlara ait giderler ile bir kısım harcamalara ait giderlerin indirimler arasından çıkarılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle cezalı vergi azaltılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Mal ve hizmet alımlarına ilişkin faturaların tasdiksiz yevmiye defterine kaydedildiğinden, bu defterin yasal defter ve bu deftere yapılan kayıtların yasal deftere kayıt olarak kabul edilmesinin hukuken mümkün olmadığı, davacının mal alış ve gider faturalarında yer alan katma değer vergileri 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. ve 34. maddeleri uyarınca indirime konu edilemeyeceğinden dava konusu tarhiyatın, yevmiye defterinin tasdiksiz oluşundan kaynaklanan kısmının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasında hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusu kabul edilerek Vergi Mahkemesi kararının değinilen hüküm fıkrası kaldırıldıktan sonra dava bu yönden reddedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Yevmiye defterlerinin tasdik ettirilmeden kullanılmasının defterin yasal defter olma niteliğini ortadan kaldırmadığı, böyle durumlarda usulsüzlük cezası kesilmesi gerektiği, defterlere kaydedilen alış faturalarının gerçeğe aykırı veya niteliği itibarıyla yanıltıcı olup olmadığı yönünden bir araştırma yapılmadan sadece tasdiksiz yevmiye defterine kaydedilmesi neden gösterilerek alış faturalarındaki katma değer vergisi indiriminin reddedilmesinin hukuka aykırı düştüğü ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacının yasal defterlerini tasdik ettirmediği, anlaşıldığından yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Davacı tarafından tasdiksiz yevmiye defterinin sonradan incelemeye ibraz edildiği, vergi müfettişince düzenlenen inceleme raporunda düzenlenen beyannamelerinin usulüne uygun olduğu, tasdiksiz yevmiye defteri ile hasılat, alış ve gider belgelerinin birbirleriyle ve davacının beyanlarıyla uyumlu olduğunun belirtildiği görüldüğünden defterlerin tasdiksiz olmasının yükümlülere kanunen tanınan katma değer vergisi indirim hakkını ortadan kaldırmayacağı görüşüyle temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge İdare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca nispi harç alınmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 14/12/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
213 sayılı Kanunun 30. maddesinin 2. fıkrasının 3. bendinde, bu Kanun’a göre tutulması zorunlu olan defterlerin hepsinin veya bir kısmının vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmemesi, dönem matrahının re’sen takdirini gerektiren sebep olarak öngörülmüştür.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinde, mükelleflerin vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak, düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri kuralına yer verilmiş, 34. maddesinde de bu belgelerin, tutulması mecburi olan defterlere kaydedilmesi şartı aranmıştır.
Öte yandan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20. maddesinin 1. bendinde Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinin, bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yapacakları düzenlenerek idari yargılama usulünde re’sen araştırma ilkesi benimsenmiştir.
İncelenmek üzere istenmesine karşın, defter ve belgeleri ibraz etmeyen mükelleflerin dönem matrahının tespiti için re’sen takdire gidilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Ancak bu durum vergilendirmeye karşı dava açıldığında, katma değer vergisi yönünden yukarıda sözü edilen Yasa hükümleri uyarınca indirim konusu yapılan mal ve hizmet alımlarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığının yargı yerince idareye incelettirilmesine de engel değildir.
Mükelleflerin, kendilerine yapılan teslimler nedeniyle yüklendikleri katma değer vergilerinin belgelerde gösterilmesi ve bu belgelerin yasal defterlere kayıtlı olması koşuluyla katma değer vergisi indiriminden faydalanabileceklerinden, defter ve belgelerin, mücbir sebepten dolayı incelemeye ibraz edilemediği durumlarda da katma değer vergisi indiriminin kabul edilebilmesi için bu vergilerin gerçekten yüklendiklerini, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinin “ispat” başlıklı (B) fıkrasında yer alan kural uyarınca kanıtlamaları gerekmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar neticesinde davacı tarafından, tasdiksiz yevmiye defterinin sonradan incelemeye ibraz edildiği, vergi müfettişince düzenlenen inceleme raporunda beyannamelerinin usulüne uygun olduğu, yevmiye defteri ile hasılat, alış ve gider belgelerinin birbirleriyle ve davacının vergi beyanlarıyla uyumlu olduğunun belirtildiği anlaşıldığından temyize konu kararın bozulması gerektiği oyuyla Daire Kararına katılmıyorum.