Danıştay 3. Daire, Esas No: 2018/2649, Karar No: 2021/1122
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2018/2649 E. , 2021/1122 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/2649
Karar No : 2021/1122
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, taşınmaz satışından elde ettiği kazancını beyan etmediğinden bahisle sevk edildiği takdir komisyonu kararına istinaden 2010 yılı için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının 30/12/2014 tarihinde takdire sevk edildiği, 26/12/2016 tarihinde takdir komisyonu kararı alındığı, dolayısıyla matrah takdirinin davacının takdir komisyonuna sevkinden itibaren bir yıl geçtikten sonra yapıldığı, hukuk devletlerinde, idarenin eylem ve işlemlerinde belirliliğin esas olduğu, bu durumun bireyler açısından hukuki güvence sağladığı, Anayasa Mahkemesi’nin E:2006/124, K:2009/146 sayılı kararında belirlilik, takdir komisyonunda geçen süre dikkate alınarak zamanaşımı bağlamında değerlendirilmiş ise de, belirlilik ilkesinin sadece zamanaşımıyla ilgili olmayıp, mükelleflerin ticari hayatta ve ekonominin diğer alanlarında alacakları kararları etkilemesi nedeniyle ayrıca önem taşıdığı, bir yıllık sürenin takdir komisyonunun matrah takdiri için kullanabileceği azami süre olarak kabul edilmesinin, mükelleflere hukuki güvence sağlayan belirlilik ilkesinin de bir gereği olduğu, aksi halde, sınırsız veya genel zamanaşımıyla sınırlı sürede matrah takdir edilebileceği, uyuşmazlık konusu olayda takdir komisyonu kararı bir yıllık azami süre aşılarak alındığından dava konusu tarhiyatta şekil yönünden hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle cezalı vergi kaldırılmıştır.
Bölge Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının 2010 yılında taşınmaz satışında bulunduğunun tespit edilmesi nedeniyle ilgili dönem matrahının belirlenmesi amacıyla takdire sevk edilmesi üzerine alınan takdir komisyonu kararına dayanılarak yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesinin kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının, 2010 yılı gelir vergisi matrahının takdiri için 30/12/2014 tarihinde takdire sevk edildiği, 26/12/2016 tarihli takdir komisyonu kararına dayanılarak yapılan tarhiyata ilişkin ihbarnamenin 28/12/2016 davacıya tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 113. maddesinde, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanan zamanaşımının, mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade edeceği, 114. maddesinin 1. fıkrasında ise vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlıyarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı kurala bağlanmıştır.
213 sayılı Kanun’un, takdir komisyonuna sevk tarihi ile takdir komisyonu kararının idareye tevdi tarihi arasında geçen süre için tarh zamanaşımının duracağına ilişkin 114.maddesinin 2. fıkrasının Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi sonucu 01/08/2010 tarihinde yürürlüğe girmek üzere 6009 sayılı Kanunun 8. maddesi ile yeniden düzenlenen 2. fıkrasında, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasının zamanaşımını durduracağı, duran zamanaşımının mezkûr komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam edeceği, ancak işlemeyen sürenin her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamayacağı hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacının takdire sevk edildiği 30/12/2014 tarihi itibarıyla duran ve 213 sayılı Kanun’un 114. maddesinin 2. fıkrasının, işlemeyen sürenin her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamayacağı yolundaki son cümle kuralı gereği bir yıllık bekleme süresinin son günü olan 30/12/2015 tarihinden itibaren işlemeye devam eden zamanaşımı süresi dolmadan 28/12/2016 tarihinde tebliğ edilen ihbarname ile duyurulan vergi ve cezanın zamanaşımına uğradığından söz edilemez.
213 sayılı Kanun’un 114.maddesinin 2. fıkrasının son cümlesinde yer alan kural takdir komisyonunda geçecek azami bekleme süresine ilişkin olup bir yıl olan bu süreden daha fazla takdirde kalmakla birlikte kalan zamanaşımı süresi içinde tarhiyat yapıldığı durumlarda, vergi ve/veya cezaların duyurulma aracı olan ihbarnamelerin şekil noksanlığı nedeniyle hukuka aykırılığından bahisle tarhiyatın kusurlandırılması yoluna gidilemeyeceğinden, bir yıllık azami süre aşılarak alınması nedeniyle şekil yönünden hukuka aykırı olduğu yargısına varılan takdir komisyonu kararına dayalı dava konusu tarhiyatı kaldıran Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddi yolundaki kararda hukuka uygunluk görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesine,
4.492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 02/03/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar bozulması istenen kararın dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında istemin kabulünü gerektirecek durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ve kararın onanması gerektiği oyuyla Karara katılmıyorum.