Danıştay 3. Daire, Esas No: 2018/1746, Karar No: 2021/645
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2018/1746 E. , 2021/645 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/1746
Karar No : 2021/645
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … İnşaat İthalat İhracat Sanayi Ticaret Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU :… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜREC :
Dava konusu istem: Davacı adına, alımlarının bir kısmını sahte faturalarla belgelendirmesi nedeniyle takdir komisyonu kararına dayanılarak 2010 yılının Şubat, Mayıs ila Aralık dönemleri için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının sahte fatura kullanması nedeniyle takdire sevk edildiğinin anlaşıldığı olayda, inceleme yetkisine haiz olan takdir komisyonunca inceleme ve araştırma yetkileri kullanılmak suretiyle davacı nezdinde herhangi bir inceleme gerçekleştirilmeksizin sadece emtia aldığı mükellefler hakkında sahte fatura düzenledikleri yolunda tespiti bulunduğundan takdir edilen matrah üzerinden yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu cezalı vergi kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının 2010 yılında emtia alışlarının bir kısmını sahte faturalarla belgelendirdiği hususu, faturalarını kayıtlarına aldığı firmalar hakkında düzenlenen vergi tekniği raporları ile sabit olduğundan adına yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge İdare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 08/02/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)- KARŞI OY:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30. maddesinde, re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış, maddenin vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığı halleri düzenleyen bentleri arasında sayılan tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması hali re’sen tarh sebebi olarak öngörülmüştür.
Aynı Kanun’un 31. maddesinde, takdir komisyonunca belli edilen matrah veya matrah kısmının takdir kararına bağlanılacağı belirtilmiş, 74. maddesinin (a) fıkrasının 1. bendinde, yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak; 2. bendinde ise vergi kanunlarında yazılı fiat, ücret veya sair matrah ve kıymetleri takdir etmek komisyonun görevleri olarak belirlenmiş, 75. maddesinde de, takdir komisyonlarının 74. maddedeki görevleri dolayısıyla bu konunda yazılı inceleme yetkisine haiz oldukları düzenlenmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde, ticari faaliyet çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu, 20. maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinin karşılığını teşkil eden bedelin katma değer vergisi matrahını oluşturduğu kurala bağlanmış, aynı Yasanın 29. maddesinde, mükelleflerin, vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak, düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri, 34. maddesinin 1. bendinde ise yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği öngörülmüştür.
Yükümlülerin 3065 sayılı Yasa’nın 29. maddesinde öngörülen vergi indirimini yapabilmeleri için vergisi indirim konusu yapılabilecek işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtması ve kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla düzenlenen fatura ve benzeri belgeler üzerinde gösterilen katma değer vergisinin gerçekten ödenmiş olması gerekmektedir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. ve 34. maddelerinde düzenlenen katma değer vergisi indiriminden yararlanma şartlarının yerine getirilmediği hususunun tespit edilmesi halinde vergi dairesince mükellefin katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle hakkında tarhiyat yapılabilecektir. Değinilen yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde söz konusu saptamanın ve katma değer vergisi indiriminin vergi inceleme raporuyla yapılmasının zorunlu olduğundan bahsedilemeyeceğinden, inceleme yetkisine haiz takdir komisyonlarınca da yapılabilecek olan bu tespit sonucunda, sahteliği saptanmış faturalara konu indirimler reddedilebilecektir.
Davacının hakkında sahte fatura düzenlemekten dolayı vergi tekniği raporu bulunan mükellefler tarafından düzenlenen faturaları kayıtlarına intikal ettirdiğinin tespit edildiği, bu nedenle 213 sayılı Yasa’nın 30. maddesinin 2. fıkrasının 6. bendi uyarınca re’sen tarh sebebinin bulunduğu olayda, Vergi Dava Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, faturaları maliyet kayıtlarında muhasebeleştirilen firmalar hakkında düzenlenen vergi tekniği raporları getirtilerek, faturaların sahte olup olmadığı, indirimi reddedilen vergilerin doğruluğu hususlarının araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davacı adına yapılan tarhiyatı yazılı gerekçeyle kaldıran vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla Karara katılmıyorum.