Danıştay 3. Daire, Esas No: 2018/1094, Karar No: 2021/1074

Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2018/1094 E. , 2021/1074 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2018/1094
    Karar No : 2021/1074

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı/…
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVACI) : … Bilgi İşlem Temizlik İşleri İnşaat Hafriyat Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
    VEKİLİ : Av. …
    İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, komisyon karşılığı sahte fatura düzenlemek suretiyle elde ettiği gelirini kayıt ve beyan dışı bıraktığı yolundaki saptamaları içeren vergi tekniği raporunun esas alındığı takdir komisyonu kararı uyarınca 2012 yılı Ocak ila Aralık dönemleri için re’sen salınan katma değer vergisi ile aynı yılın Ocak dönemi için üç kat, Şubat ila Aralık dönemleri için tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle artırılarak kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda yer alan tespitler, gerçek bir emtia teslimine dayanmaksızın komisyon karşılığı fatura düzenlendiğini kanıtlar nitelikte olduğundan re’sen salınan üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı, 2012 yılına ilişkin vergi ziyaı cezasının tekerrüre esas alınamyacağı gerekçesiyle üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi yönünden dava reddedilmiş, vergi ziyaı cezasının tekerrüre isabet eden kısmı ise kaldırılmıştır.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Takdir komisyonu kararına done alınan vergi tekniği raporundaki tespitler, davacının sahte fatura düzenlediğini kanıtlamaya yeterli olmadığından yapılan tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davacı istinaf başvurusu kabul edilerek vergi mahkemesi kararı kaldırıldıktan sonra tarhiyat kaldırılmış, davalı idarenin istinaf başvurusu ise reddedilmiştir.
    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Usul ve hukuka aykırı olduğu, esasa etkili iddia ve itirazların karşılanmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Bölge İdare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin reddine,
    2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
    3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 25/02/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
    (X)-KARŞI OY :

    2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 23. maddesinde, Danıştayın temyiz mercii olarak görevinin, bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması şeklinde ortaya çıkan hukuka aykırılıkların denetimini yapmakla sınırlı olduğu kurala bağlanmıştır.
    İdari işlemlerin yargısal denetiminin hukuka uygunluk denetimi ile sınırlı olması karşısında bu denetimin maddi olayı da kapsadığının kabulü gerekir. Şöyle ki idari davaya konu işlemler, dayandığı, düzenlediği olaydan soyutlanmış olarak yargılamaya konu edilemez. Birçok idari uyuşmazlıkta maddi olanla hukuki olan arasında bir ayrım yapmak mümkün olmayabilir.
    İdari davalarda inceleme konusu olan hukuki işlem niteliğindeki bir idari işlemdir. Hukuki işlemin incelenmesi, işlemin dayanağı durumunda bulunan maddi olaydan bağımsız bir inceleme değildir.
    Adli yargıda maddi olay incelemesi yapılırken nasıl ki olayın subuta erip ermediği incelenerek bir sonuca ulaşılıyor ise idari yargıda da idarelerce tesis edilen işlemlerin dayanağını teşkil eden maddi olayın irdelenerek sonuca ulaşılması esastır.
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde, sahte belge “gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge” olarak tanımlanmaktadır.
    Davacı adına, sahte fatura düzenlemek suretiyle komisyon geliri elde ettiği yolunda tespitleri içeren vergi inceleme raporuna dayanılarak 2012 yılı Ocak ila Aralık dönemleri için re’sen salınan katma değer vergisi ile aynı yılın Ocak dönemi için üç kat, Şubat ila Aralık dönemleri için tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle artırılarak kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı sonuçlandıran Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen temyiz istemi hakkında, davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitler değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyoruz.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir