Danıştay 3. Daire, Esas No: 2017/2645, Karar No: 2021/847

Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2017/2645 E. , 2021/847 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2017/2645
    Karar No : 2021/847

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
    KARŞI TARAF : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU :… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, 2010 yılına ait yasal defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle yeniden oluşturulan beyan tablosu uyarınca Mart ila Aralık 2010 dönemleri için re’sen salınan katma değer vergisi ile Mart ve Nisan 2010 dönemleri için üç kat, Mayıs ila Aralık dönemleri için ise tekerrür hükümlerine göre artırılarak kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davanın Mayıs ila Aralık 2010 dönemleri için yapılan tarhiyata karşı açıldığı belirtilerek yapılan incelemede, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 114. maddesinde vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağının kurala bağlandığı, vergilendirme ile ilgili olup hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların tebliğine ilişkin usul ve esasların, 213 sayılı Kanun’un 93 ve devamı maddelerinde düzenlendiği, uyuşmazlık konusu vergi ve cezaların değinilen hükümlere göre en geç 31/12/2015 tarihinde tebliğ edilmesi gerekirken, davacının adresinde bulunamadığından bahisle 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca ilgili mahalle muhtarına imza karşılığı teslim edilmek suretiyle yapılan tebligatın usulune uygun olduğundan söz edilemeyeceğinden dava açma tarihi olan 01/02/2016 tarihi itibarıyla cezalı vergilerin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle tarhiyat kaldırılmıştır.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Dava konusunun, Vergi Mahkemesince belirtildiği şekilde incelenerek defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmesine ilişkinin yazı 23/11/2015 tarihinde davacının ikametgah adresinde eşine tebliğ edilmesine karşın herhangi bir mücbir sebep ileri sürülmeksizin ibraz edilmediğinden bahisle yapılan tarhiyata yönelik olarak düzenlenen vergi ve ceza ihbarnamelerin davacının Diyarbakır ve İstanbul illerindeki adreslerine tebligata çıkarıldığı, her ne kadar Vergi Mahkemesince davacının Diyarbakır’da bulunan adresinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca 31/12/2015 tarihinde yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve bu nedenle davanın açıldığı 01/02/2016 tarihinde haberdar olunan cezalı vergilerin tarh zamanaşımına uğradığına hükmedilmiş ise de dava konusu vergi ve cezalara ait ihbarnamelerin, defter ve belgelerin ibraz edilmesine ilişkin yazının da tebliğ edildiği davacının İstanbul’da bulunan ikametgah adresinde 31/12/2015 tarihinde kendisine tebliğ edildiği dava dilekçesinde de bu tarihin işlemin tebliğ tarihi olarak gösterildiği dikkate alındığında, zamanaşımı süresi içerisinde tebliğ edilen vergi ve cezalara ilişkin uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığı, davacı tarafından eczanenin başka bir kişi tarafından işletildiği, defter ve belgelerinin de bu şahısta olduğu, ancak söz konusu şahsa yaklaşık üç yıldır ulaşamadığı, ayrıca defter ve belgelerin ibrazının istenildiği tarihlerde Sur ilçesinde yaşanan terör olayları nedeniyle sokağa çıkma yasağı ilan edildiğinden defter ve belgelerin bulunduğu şahsın ikametgah adresine girilmesine kolluk görevlilerince izin verilmediği, tüm bu hususlara dair resmi başvurularının bulunduğu belirtilerek sözü edilen hususların mücbir sebep olarak değerlendirilmesi gerektiği iddia edilmiş ise de davacı tarafından söz konusu iddialarını kanıtlayıcı mahiyette zayi belgesi ya da başkaca somut bir bilgi ve belge sunulamadığı görülen olayda mücbir sebep hali bulunmaksızın defter ve belgelerin inceleme ibraz edilmemesi sebebiyle katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusu kabul edilerek Vergi Mahkemesi kaldırıktan sonra dava reddedilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Vergi inceleme raporu tebliğ edilmeksizin savunma hakkının kısıtlandığı, bu durumun tarhiyatı kusurlandırdığı, vergi inceleme raporunun kendisine tebliğ edilmesine yönelik davalı idareye yapılan başvuruya cevap verilmediği, defter ve belgeleri elinde bulunduran şahsın terör olayları dolayısıyla verilen sokağa çıkma yasağı nedeniyle ikametgahının bulunduğu adrese girilemediği, bu hususun Diyarbakır Çarşı Karakoluna verilen dilekçeye düşülen derkenar notuyla sabit olduğu, eczanenin iflas nedeniyle kapandığı, muvazaalı olarak işletmek zorunda kaldığı iş yerinin gerçek sahibinin başka bir şahıs olduğu, bu şahsa ise üç yıldır ulaşılamadığı, bu hususlara ilişkin davalı idareye dilekçe verildiği, bu durumun mücbir sebep hali olarak kabulü gerektiği, eczacı ya da çalışanının kasıt veya kusuruna yönelik saptama bulunmadığı takdirde cezaların şahsiliği ilkesi uyarınca eczacının cezalandırılamayacağı yönünde yargı kararlarının bulunduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Mücbir sebep olmaksızın defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Davanın; yeniden oluşturulan beyan tablosuna göre Mart ve Nisan 2010 dönemleri için re’sen salınan ve dava konusu edilen üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin kısmı ve Mayıs ila Aralık 2010 dönemleri için kesilen vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri uyarınca artırılan kısmı hakkında değerlendirilme yapılmaksızın sonuçlandırılması yargılama usulüne uygun düşmediğinden Vergi Dava Dairesi kararının bu yönden bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Davacı adına, yasal defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle Mart ila Aralık 2010 dönemleri için re’sen katma değer vergisi salındığı, Mart ve Nisan dönemleri için üç kat, Mayıs ila Aralık dönemleri için tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle artırılarak üç kat vergi ziyaı cezası kesildiği anlaşılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun, “Davaların Karara Bağlanması” başlığını taşıyan 22. maddesinin 1. fıkrasında; konular aydınlandığında meselelerin sırasıyla oya konulacağı ve karara bağlanacağı; aynı Kanunun “Kararlarda Bulunacak Hususlar” başlıklı 24. maddesinde, kararın dayandığı hukuki sebepler ile gerekçesi ve hükmün kararda belirtileceği hükme bağlanmıştır.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Temyiz istemine konu edilen Vergi Dava Dairesi kararının, Mayıs ila Aralık 2010 dönemleri için re’sen salınan üç kat vergi ziyaı cezalı katma vergisi vergisi yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle Dairemizce de uygun bulunmuştur.
    Dava konusu uyuşmazlık, Mart ila Aralık 2010 dönemleri için re’sen salınan katma değer vergisi ile Mart ve Nisan dönemleri için üç kat, Mayıs ila Aralık dönemleri için tekerrür hükümleri uyarınca artırılarak kesilen üç kat vergi ziyaı cezasına ilişkin olmasına karşın, tarhiyatın, Mart ve Nisan 2010 dönemlerine ilişkin kısmı ile Mayıs ila Aralık 2010 dönemleri için kesilen vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri uyarınca artırılan kısmı hakkında değerlendirme yapılmaksızın davanın sonuçlandırılması yargılama usulüne uygun düşmediğinden Vergi Dava Dairesi kararının bu yönden bozulması gerekmiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Temyiz isteminin kısmen reddine,
    2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, Mayıs ila ve Aralık 2010 dönemleri için re’sen salınan üç kat kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
    3. Temyiz isteminin kısmen kabulüne,
    4. Kararın; Mart ve Nisan 2010 dönemleri için re’sen salınan üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ve Mayıs ila Aralık 2010 dönemleri için kesilen vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri uyarınca artırılan kısmı hakkında hüküm kurulmak üzere BOZULMASINA,
    5. Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca nispi harç alınmasına,
    6. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesine,
    7. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 16/02/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir