Danıştay 2. Daire, Esas No: 2021/4311, Karar No: 2021/535
Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2021/4311 E. , 2021/535 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/4311
Karar No : 2021/535
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; Pursaklar ilçesi, Mahallesi … Bulvarı No:… adresinde faaliyet gösteren davacıya ait içkili et lokantasında, Ahlak Büro Amirliği ekiplerince yapılan denetimde, canlı müzik yayını yapıldığının ve konsomatris çalıştırıldığının tekraren tespit edilmesi üzerine, ruhsat harici ve amaç dışı faaliyet gösterildiğinden bahisle 1608 sayılı Kanun’un 1. maddesi uyarınca 1 hafta süreyle kapatılmasına ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Danıştay (Kapatılan) Onyedinci Dairesinin 01/03/2016 günlü, E:2016/522, K:2016/1383 sayılı bozma kararına uyularak verilen … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı temyize konu kararıyla; dava konusu olayda, fiilin sabit olup olmadığı konusunun somut tespitlerle ortaya konulamadığından tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından; dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ve yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğundan bozulmasına gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Onuncu Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hâkimi’nin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Ankara ili, Pursaklar ilçesi, … Mahallesi, … Bulvarı, No:… adresinde faaliyet gösteren davacıya ait içkili et lokantasında 17/09/2010 tarihinde Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı ekiplerce yapılan denetim sonucunda anılan işyerinde canlı müzik yapıldığı, burada çalışan bazı bayanların kan kartı sürelerinin geçtiği, bir bayanın da kan kartı olmadığı, bu haliyle bahse konu işyerinin amaç dışı faaliyet gösterdiğinin tespit edildiği, bu tespit uyarınca davalı Belediye Encümeninin … günlü, … sayılı kararıyla ruhsat hilafı hususların giderilmesi için davacıya 15 gün süre verildiği, encümen kararı gereği süre sonunda 08/11/2010 tarihinde yapılan denetimde işyerinde canlı müzik yapıldığı, … günlü, … sayılı canlı müzik yayını izin belgesinin bulunduğu, işyerinin ruhsata uygun faaliyet gösterdiği ve herhangi bir olumsuz duruma rastlanmadığının tespit edilerek tutanağa bağlandığı, zabıta elemanlarınca 10/11/2010 tarihinde yapılan denetimde ise, anılan işyerinde canlı müzik olduğu ve konsomatris çalıştırıldığı, bunların amaç dışı faaliyet olduğu değerlendirilerek konunun davalı Belediye Encümenine havale edildiği, Encümence alınan … günlü, … sayılı kararla anılan işyerinin canlı müzik yayını izin belgesi bulunduğu, ancak önceden uyarı konusu yapılan konsomatris çalıştırılması hususunun yeni denetimde de tespit edildiği gerekçesiyle söz konusu işyerinin bir hafta süreyle kapatılmasına karar verildiği, bunun üzerine temyizen bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 2. maddesinde; “Kabahat deyiminden; kanunun, karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlaşılır.” hükmü yer almakta ve bu maddede kabahatin tanımı yapılmaktadır.
Kanun’un “Kanunilik İlkesi” başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrasında; “Hangi fiillerin kabahat oluşturduğu, kanunda açıkça tanımlanabileceği gibi; kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve hükmün içeriği, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabilir.” hükmü, ikinci fıkrasında da “Kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarı, ancak kanunla belirlenebilir.” hükmü yer almakta, böylece hangi fiillerin kabahat oluşturduğunun kanunda açıkça tanımlanabileceği hususunun yanı sıra, idarenin de somut olayda olduğu gibi genel ve düzenleyici işlemleriyle tanımlama yapabileceği belirtilmiş, ayrıca işlenen bir kabahatin karşılığı olan yaptırımın türü, süresi, miktarının ancak kanun ile belirlenebileceği de ifade edilmiş olmaktadır.
Belediye encümenlerinin Kabahatler Kanunu hükümlerine göre idari para cezası ve idari tedbir kararları verebileceğine dair hüküm 1608 sayılı Umuru Belediyeye Müteallik Ahkamı Cezaiye Hakkında 16 Nisan 1340 tarih ve 486 Numaralı Kanunun Bazı Maddelerini Muaddil Kanun’un 1. maddesinde belirtilmiştir. Kanunun 1. maddesinde; “Belediye meclis ve encümenlerinin kendilerine kanun, nizam ve talimatnamelerin verdiği vazife ve salahiyet dairesinde ittihaz ettikleri kararlara muhalif hareket edenlerle belediye kanun ve nizam ve talimatnamelerinin men veya emrettiği fiilleri işleyenlere veya yapmayanlara belediye encümenince Kabahatler Kanununun 32. maddesi hükmüne göre idarî para cezası ve yasaklanan faaliyetin menine karar verilir. Bu kararda ilgili kişiye bir süre de verilebilir.” hükmü yer almakta olup, somut olayda ruhsat harici ve amaç dışı faaliyet gösterildiği gerekçesiyle belediye encümeni tarafından verilen işyerinin bir hafta süreyle kapatılmasına ilişkin karar bu kapsamdadır.
5326 sayılı Kabahatler Kanununun, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.
Ayrıca, 1608 sayılı Umuru Belediyeye Müteallik Ahkamı Cezaiye Hakkında 16 Nisan 1340 tarih ve 486 Numaralı Kanunun Bazı Maddelerini Muaddil Kanunun mülga 5.maddesinde; “Ceza kararlarına tebliği tarihinden itibaren beş gün içinde mahsus hakimlere ve bulunmayan yerlerde sulh hakimliğine müracaatla şifahi veya yazılı itiraz olunabilir. İtiraz şifahi ise bir zabıt tutularak muterize imza ettirilir.
İtirazda sebep gösterilmesi şarttır. Sebep gösterilmeyen itirazlar yapılmamış sayılır. Ticaret ve sanattan men kararıyla para cezasını vermediğinden dolayı hapse değiştirme hükmünün infazı itirazın neticesine kadar geri bırakılır.” hükmü yer almakta iken, maddenin 1. fıkrasının Anayasaya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesine itiraz yoluna başvurulmuş olup, Anayasa Mahkemesinin 22/12/2006 günlü, E:2001/26, K:2006/119 sayılı kararıyla, “… haklı nedenlerin ve kamu yararının bulunması halinde idari işlemlere yönelik itirazları inceleme görevi yasa koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. Bu çerçevede, belediyelerce uygulanan kimi idari yaptırımlara karşı, belediye teşkilatının yaygınlığına paralel bir idari yargı teşkilatlanmasının söz konusu olmaması nedeniyle sulh ceza mahkemelerine başvuru olanağı tanımasının hak arama özgürlüğünü kolaylaştırıcı nitelikte olduğu, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasını olanaklı kıldığı ve sayılan hususların sözü edilen itirazları inceleme görevinin adli yargıya bırakılmasının haklı nedenini oluşturduğu ….” gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.
İncelenen uyuşmazlıkta davacıya ait içkili et lokantasında, Ahlak Büro Amirliği ekiplerince yapılan denetimde, canlı müzik yayını yapıldığının ve konsomatris çalıştırıldığının, tekraren tespit edilmesi üzerine ruhsat harici ve amaç dışı faaliyet gösterildiğinden bahisle 1608 sayılı Kanun’un 1. maddesi uyarınca 1 hafta süreyle kapatılmasına ilişkin Pursaklar Belediye Encümenince karar verildiği, kararın bu haliyle 5326 sayılı Kanunda belirtilen idari yaptırım türlerinden olduğu, 1608 sayılı Kanunda bu idari yaptırımlara karşı itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği anlaşılmıştır.
Bu durumda, Kabahatler Kanununun 5560 sayılı Kanunla değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı ve görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Yasa hükümleri dikkate alınacağından açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesinin istikrar kazanmış 01/04/2014 günlü, E:2014/456, K:2014/487 sayılı ve 28/12/2015 günlü, E:2015/868, K:2015/903 sayılı kararları da bu tür uyuşmazlıklarda adli yargının görevli olduğu yönündedir.
Bu itibarla, görev hususunun kamu düzeninden olması nedeniyle İdare Mahkemesince davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, esastan dava konusu işlemin iptali yolunda karar verilmesinde usul hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun temyize konu kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 1/a fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
3. Aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası uyarınca, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Yasa’nın (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştay’da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.