Danıştay 2. Daire, Esas No: 2021/2998, Karar No: 2021/5369
Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2021/2998 E. , 2021/5369 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/2998
Karar No : 2021/5369
TEMYİZ İSTEMİNDE BULUNAN TARAFLAR :
DAVACI : …
DAVALI : … Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:.., K:… sayılı kararın, davacı ve davalı idare tarafından aleyhlerine olan kısımlarının, dilekçelerinde yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemlerinden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Adana İl Emniyet Müdürlüğünde komiser olarak görev yapan davacı tarafından, 2014 yılı terfi döneminde başkomiser rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin … günlü, … sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Değerlendirme Kurulu kararının iptali ile yoksun kalınan maaş farklarının işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
… İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararla; dava konusu işlemin iptali ile davacının yoksun kaldığı maaş farklarının dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı idarenin temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onaltıncı Dairesinin 09/02/2016 günlü, E:2015/17950, K:2016/328 sayılı kararıyla temyize konu karar hukuk ve usule uygun bulunmuş ve onanmasına karar verilmiştir.
Davalı idarenin kararın düzeltilmesi istemi üzerine Danıştay Beşinci Dairesinin 07/02/2019 günlü, E:2016/41186, K:2019/833 sayılı kararı ile Mahkeme kararının dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmı yönünden gerekçeli olarak onanmasına, yoksun kalınan maaş farklarının ödenmesine yönelik kısmı yönünden ise bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti : … İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; Danıştay Beşinci Dairesinin bozma kararına uyulmak suretiyle Mahkeme kararının dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmının, davacının doğrudan terfi ettirilmesi sonucunu doğurmadığı, tespit edilen hususlara göre durumunun yeniden değerlendirilmesine yönelik olduğu ve davacının terfi edip etmeyeceğinin bu değerlendirme sonucunda belirleneceği, bu aşamada davacının özlük ve parasal hak kaybının varlığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın, işlem nedeniyle yoksun kalınan özlük ve parasal hak kaybının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemi yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından; idari yargının uzun süredir istikrar kazanmış içtihatlarına göre iptal kararlarının, dava konusu işlemi hiç tesis edilmemiş kılan ve önceki hukuki durumun geri gelmesini sağlayan kararlar olduğu, idarenin söz konusu karar doğrultusunda gereken işlemleri yapmakla yükümlü olduğu, farklı durumlara münhasır olmak üzere, daha sonra yeniden değerlendirme sonucunu ortaya çıkaracak iptal kararının hak kayıplarına neden olacağı, idareye yeniden değerlendirme hakkı verilmemesi gerektiği, yoksun kalınan parasal tutarın dava tarihinden itibaren işletilecek kanuni faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi gerektiği ileri sürülerek Mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.
Davalı idare tarafından; 2014 yılında komiserler için hazırlanan kıdem listesinde 107. sırada yer alan davacının, ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda yapılan değerlendirme sonucunda bir üst rütbeye terfi ettirilmemesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı, davacının 06/01/2017 tarihinde 679 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile kamu görevinden çıkarıldığı belirtilerek Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI :
Davalı idare tarafından, daha önce yapılan savunmaların tekrar edildiği, davacının kamu görevinden çıkarıldığı, davacı hakkında tesis edilen işlemde mevzuata aykırı bir husus bulunmadığı, dilekçede ileri sürülen hususların 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı ileri sürülmektedir.
Davacı tarafından cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Beşinci Dairesinin E:2019/5621 sayılı esasında kayıtlı iken, Danıştay Başkanlık Kurulunun, Danıştay dava daireleri arasındaki iş bölümünün belirlenmesine ilişkin 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” başlıklı kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize devredilen ve tekemmül eden dosyada, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin, Danıştay Beşinci Dairesinin 10/06/2021 günlü, E:5621 sayılı kararıyla davacının adli yardım isteminin 19/11/2019 tarihinden sonraki yargılama giderleri yönünden kabulüne karar verildiğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.” düzenlemesi uyarınca davacının adli yardım talebi hakkında da yeni bir karar verilmeksizin, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Adana İl Emniyet Müdürlüğünde komiser olarak görev yapan davacının, … günlü, … sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Değerlendirme Kurulu kararıyla 2014 yılı terfi döneminde başkomiser rütbesine terfi ettirilmemesine karar verilmiştir.
I- DAVACININ TEMYİZ İSTEMİ BAKIMINDAN;
Davacının, Mahkeme kararının esasına yönelik temyiz istemi yönünden;
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davacının, Mahkeme kararının yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin kısmına yönelik temyiz istemi yönünden;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle değişik “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştayın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
Anılan Kanun maddesinin gerekçesinde ise; temyiz incelemesinde sadece maddi hatalarda değil, aynı zamanda yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen eksiklik ya da yanlışlıklarda da düzelterek onama kararı verilmesinin sağlandığı, uygulamada, vekâlet ücretine, yargılama giderlerine ya da faize hükmedilmesinin unutulması ya da bunların yanlış hesaplanması gibi, kararın asli olmayan unsurlarında görülen bir kısım eksiklik ya da yanlışlıklar nedeniyle bozma kararları verildiği, bunun mahkeme tarafından tekrar karara bağlandığı ve yine bu kararlara karşı yeniden kanun yollarına başvurulabilmesi nedeniyle hem zaman hem de emek kaybına neden olunduğunun görüldüğü, bu suretle esasa etkili olmayan konularda Danıştayın kesin karar vermesi sağlanarak uyuşmazlığın hızla sonuçlandırılmasının amaçlandığı hususlarına yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun ”Kararlarda bulunacak hususlar” başlığını taşıyan 24. maddesinin (f) bendinde; kararlarda, yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği, 31. maddesinin göndermede bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323. maddesinde de; davaya göre Kanun uyarınca takdir olunacak vekalet ücretlerinin yargılama giderlerinden olduğu, 326. maddesinin birinci fıkrasında; kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, 330. maddesinde; davayı kaybeden taraf aleyhine vekalet ücretine hükmedileceği, 331. maddesinin 1. fıkrasında ise; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedileceği kuralına yer verilmiştir.
Bilindiği üzere, yargılama sonucu bir tarafa yargılama giderlerinin yükletilmesinin nedeni, o tarafın, dava açmak ya da dava açılmasına sebebiyet vermek suretiyle karşı tarafın yargılama masrafı yapmasına neden olmasıdır.
Somut olayda, davacının “başkomiser rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin işlem” hakkında verilen iptal kararı “yeniden değerlendirme yapılması gerektiği” gerekçesiyle onanmış olup, nihayetinde “iptal kararı” bu şekilde kesinleşmiştir. Bu işleme bağlı olan parasal hak talebi ile ilgili olarak verilen nihai kararda ise, “işlem hakkında yeniden yapılacak değerlendirme sonucuna göre bir karar verileceği belirtilerek, bu aşamada davacının parasal hak kaybının varlığından söz edilemeyeceği” gerekçesiyle davanın reddi yolunda hüküm kurulmuştur. Ancak, bu “ret hükmü” işlemin hukuka uygunluğunu saptayan ya da davacının haksız olduğunu ortaya koyan nitelikte bir hüküm olmayıp, yalnızca konuyla ilgili henüz karar verilemeyeceğini tespit etmektedir. Başka bir ifade ile davanın esası hakkında bir karar verilmiş değildir.
Bu itibarla, parasal hak talebinin bağlı olduğu işlem hakkında iptal kararı verildiği ve temyizen incelenen kararda, dava konusu parasal hak talebi hakkında “hukuka aykırılık” yolunda bir tespit yapılmadığı dikkate alındığında, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılan kısmı ile, davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Bu husus, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan, düzeltilmesi mümkün eksiklik olarak görüldüğünden, İdare Mahkemesince verilen kararın hüküm fıkrasında yer alan ” davacı tarafından karşılanan 159,65-TL yargılama giderinden haklılık oranına göre belirlenen takdiren 80,00-TL’sinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, temyiz ve karar düzeltme aşamasında davalı idare tarafından yapılan aşağıda dökümü gösterilen 139,50-TL temyiz ve karar düzeltme yargılama giderinden 69,50-TL’sinin davalı idare üzerinde bırakılmasına, geriye kalan 70,00-TL’sinin ise davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, karar tarihinde yürülükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, Harçlar Kanunu’nun 13/j maddesi uyarınca davalı idarenin harçtan muaf olması nedeniyle temyiz ve karar düzeltme aşamasında davalı idareden alınmayan 57,60-TL temyiz karar harcı, 136,00-TL temyiz başvuru harcı ve 60,80-TL karar düzeltme başvuru harcı olmak üzere toplam 254,40-TL harçtan haklılık oranına göre takdiren 127,20-TL’sinin davacıdan tahsili ve bunun takibi için Çukurova Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına,” ibaresinin “…aşağıda dökümü yapılan 159,65-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, davalı idarece temyiz ve karar düzeltme aşamasında yapılan ve posta giderinden ibaret 139,50-TL tutarındaki yargılama giderinin davalı idare üzerinde bırakılmasına…” şeklinde düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
II. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİ BAKIMINDAN;
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinde; Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştayda temyiz yoluna başvurulabileceği, 49. maddesinin 5. fıkrasında ise; kararların kısmen onanması ve kısmen bozulması hallerinde kesinleşen kısmın Danıştay kararında belirtileceği kurala bağlanmış olup, temyiz yoluna, aleyhine karar verilen taraflarca başvurulabileceği açıktır.
İdari işlemler hakkında iptal davası açılabilmesi için öncelikle idari işlemin ilgilinin hukuki menfaatini ihlal etmesi koşulunun varlığı arandığı gibi, kanun yoluna başvurmada da hukuki yarar bulunması gerekmektedir. Başka bir deyişle, kanun yoluna başvuranın, aleyhine kanun yoluna başvurduğu kararın bozulması veya değiştirilmesinde korunmaya değer hukuki menfaatinin bulunması şarttır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dosyanın incelenmesinden, Adana İl Emniyet Müdürlüğünde komiser olarak görev yapan davacı tarafından, 2014 yılı terfi döneminde başkomiser rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin … günlü, … sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Değerlendirme Kurulu kararının iptali ile yoksun kalınan maaş farklarının işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada, dava konusu işlemin iptali ile davacının yoksun kaldığı maaş farklarının dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi yolunda verilen Mahkeme kararının, iptale ilişkin kısmının Danıştay Beşinci Dairesinin 07/02/2019 günlü, E:2016/41186, K:2019/833 sayılı kararıyla gerekçeli olarak onanmasına, yoksun kalınan özlük ve parasal hakların davacıya ödenmesine ilişkin kısmın ise bozulmasına karar verildiği, kararın iptale ilişkin kısmının kesinleştiği, daha sonra Mahkemece bozma kararına uyularak, yoksun kalınan özlük ve parasal hakların ödenmesi istemi yönünden davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davalı İdare tarafından dosyaya sunulan temyiz dilekçesinde ise Mahkeme kararının, davalının lehine olan yoksun kalınan özlük ve parasal hakların ödenmesi istemi yönünden davanın reddine ilişkin kısmı ile onanarak kesinleşen iptale ilişkin kısmının bozulması istenilmektedir.
Bu durumda; davalının, lehine olan Mahkeme kararının bozulmasında hukuki menfaati olmadığı gibi, bozma kararı sonrasında hakkında hüküm kurulmayan ve kesinleşen kısma yönelik olan temyiz isteminin incelenmesine de yasal olanak bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE oybirliğiyle,
2. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KISMEN REDDİ ile davanın reddi yolunda … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA oybirliğiyle,
3. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KISMEN KABULÜ ile … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik hüküm fıkrasının yukarıda belirtildiği şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA oyçokluğuyla,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan taraflar üzerinde bırakılmasına, davacının adli yardım istemi kabul edildiğinden, adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca karar kesinleştiğinde davacıdan tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/12/2021 tarihinde karar verildi.
(X) KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle değişik “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinde; “1. Temyiz incelemesi sonunda Danıştay;
a) Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar.
b) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar.” hükmüne yer verilmiştir.
Temyiz incelemesinde; incelemeye tabi karardaki gerekçenin değiştirilmesi veya maddi hata ve yanlışlıkların düzeltilmesi, eksikliklerin tamamlanması mümkün olmakla birlikte, hükmün sonucunu, kapsamını değiştirecek şekilde düzeltme yapılması mümkün bulunmamaktadır.
Temyiz istemine konu Mahkeme kararı sonucunda haksızlığı yolunda bir tespit yapılmayan davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu husus, yukarıda belirtildiği üzere 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi kapsamında bulunmayıp; kararın bozulmasını gerektiren “hukuka aykırılık” teşkil etmektedir.
Bu sebeple, İdare Mahkemesi kararının bu kısmının, Mahkemece yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla, aksi yönde oluşan düzeltilerek onama kararına katılmıyoruz.