Danıştay 2. Daire, Esas No: 2021/18977, Karar No: 2022/1060
Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2021/18977 E. , 2022/1060 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/18977
Karar No : 2022/1060
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …Hızlı Kargo Taşımacılığı Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesince verilen …günlü, E:…, K:…sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava, davacı şirket tarafından işletilen işyerinin ruhsat alınıncaya kadar 1608 sayılı Kanun uyarınca faaliyetten men edilmesine ve davacı şirkete 1.000,00 TL para cezası uygulanmasına ilişkin Yenimahalle Belediye Encümeninin …günlü, …sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
…. İdare Mahkemesinin …günlü, E:…, K:…sayılı kararıyla, dava konusu işlemlerde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, dava reddedilmiş; bu kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Danıştay Sekizinci Dairesinin 18/03/2014 günlü, E:2013/931, K:2014/2130 sayılı kararıyla esastan bozulmuştur.
Anılan bozma kararına uyulmak suretiyle verilen …İdare Mahkemesinin …günlü E:…, K:…sayılı kararıyla, dava konusu işlemlerin iptaline hükmedilmiştir.
Söz konusu bozmaya uyma kararının, davalı idare tarafından temyiz edilmesi üzerine bu kez Danıştay İkinci Dairesinin 08/03/2021 günlü, E:2021/4334, K:2021/465 sayılı kararıyla; İdare Mahkemesince davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek bir karar verilmesinde usul hükümlerine uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle usulden bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Danıştay İkinci Dairesinin 08/03/2021 günlü, E:2021/4334, K:2021/465 sayılı bozma kararına uyulmak suretiyle verilen …İdare Mahkemesinin …günlü, E:…, K:…sayılı temyize konu kararıyla; davanın 2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi gereğince görev yönünden reddine hükmedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; Kabahatler Kanunu’nun 27. maddesinde sadece idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararlarına karşı sulh ceza mahkemesine başvurulacağının düzenlendiği, idarece yapılan işlemin özü nedeniyle davanın esasına girilmesi gerektiği, belediye encümeni kararında itiraz için başvurulacak makam veya kanun yoluna ilişkin bir bilgi olmadığı, belediyenin gerekli bilgilendirmeyi yapmaması nedeniyle yanlış yargı organına başvurulması Anayasanın 40. ve 36. maddeleri çerçevesinde hak arama özgürlüğünün kısıtlanması anlamına da geldiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Davalı idare tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirket tarafından, Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, …köyü …Cadde …ada, …nolu parselde kargo taşımacılığı yapmak için 10/10/2005 tarihinde davalı idareden işyeri açma ve çalışma ruhsatı alındığı, 15/04/2011 tarihinde aynı ada …nolu parselde bulunan (kira sözleşmesinde 3 parsel, dava konusu işlemde …nolu parsel yazılmış) arsanın kargo taşımacılığında kullanılan kendi araçları için otopark alanı olarak kullanılmak üzere 5 yıllığına kiralandığı, Zabıta Müdürlüğü ekiplerince 06/03/2012 tarihinde yapılan denetimde belirtilen parsele ilişkin olarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadığının görüldüğünden bahisle işyerinin ruhsat alınıncaya kadar faaliyetten menine ve davacı şirkete 1.000,00-TL para cezası verilmesine ilişkin Yenimahalle Belediye Encümeninin …günlü, …sayılı kararının tesis edilmesi üzerine temyizen bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT :
1608 sayılı Umuru Belediyeye Müteallik Ahkâmı Cezaiye Hakkında 16 Nisan 1340 Tarih ve 486 Numaralı Kanunun Bazı Maddelerini Muaddil Kanun’un 1. maddesinde; “Belediye meclis ve encümenlerinin kendilerine kanun, nizam ve talimatnamelerin verdiği vazife ve salahiyet dairesinde ittihaz ettikleri kararlara muhalif hareket edenlerle belediye kanun ve nizam ve talimatnamelerinin men veya emrettiği fiilleri işleyenlere veya yapmayanlara belediye encümenince Kabahatler Kanununun 32 nci maddesi hükmüne göre idarî para cezası ve yasaklanan faaliyetin menine karar verilir. Bu kararda ilgili kişiye bir süre de verilebilir. Belediye encümeni kararında belli bir fiilin muayyen bir süre zarfında yapılmasını da emredebilir. Emredilen fiilin ilgili kişi tarafından yapılmaması hâlinde, masrafları yüzde yirmi zammı ile birlikte tahsil edilmek üzere belediye tarafından yerine getirilir. Bu madde hükümleri ilgili kanunda ayrıca hüküm bulunmayan hâllerde uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesinde; ” (1) Bu Kanunun; a) İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, b) Diğer genel hükümleri, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında, uygulanır.” düzenlemesi yer almıştır.
Anılan Kanunu’nun “Saklı tutulan hükümler” başlığını taşıyan 19. maddesinde ise, “(1) Diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen belirli bir süre için; a) Bir meslek ve sanatın yerine getirilmemesi, b) İşyerinin kapatılması, c) Ruhsat veya ehliyetin geri alınması, d) Kara, deniz veya hava nakil aracının trafikten veya seyrüseferden alıkonulması, gibi yaptırımlara ilişkin hükümler, ilgili kanunlarda bu Kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklıdır.” amir hükmü getirilmiştir.
Aynı Kanunun 27. maddesinin 8. fıkrasında ise; idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının, bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görüleceği kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca; Kabahatler Kanununun idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı, diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı, ancak, idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde, idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının, bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görüleceği, Kabahatler Kanunu’nun 27. maddesinin gerekçesinde de, bu hükümle, Kabahatler Kanunu’ndaki düzenlemelerin ortaya çıkardığı bağlantı sorununa çözüm getirilmesinin amaçlandığının açıkça belirtildiği görülmektedir.
Uyuşmazlıkta; 5326 sayılı Kanun’un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olan ve davacı şirket hakkında uygulanan idari para cezasına ilişkin işleme itiraz konusunda, 1608 sayılı Kanun’da, kanun yoluna ilişkin bir düzenlemenin yer almadığı ve bu nedenle idari para cezası yönünden davanın çözümünün bir an için, 5326 sayılı Kabahatlar Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca adli yargının görev alanına gireceği düşünülse de, aynı uyuşmazlıkta, belirli bir süre verilmeden, işyerinin ruhsat alınıncaya kadar süresiz faaliyetten men edilmesine ilişkin kararın da bulunduğu ve bu kararın, idari davaya konu edilebilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu idari bir işlem kimliğinde olduğu, bu işlemin de, 5326 sayılı Kanun’un 19. maddesinde belirtilen belirli bir süre için bir meslek ve sanatın yerine getirilmemesine ilişkin süreli işlemlerden olmadığı açıktır.
Bu durumda, idari para cezasına konu işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren işyerinin ruhsat alınıncaya kadar faaliyetten meni kararının da verildiği ve bu iki işlemin birlikte dava konusu edildiği dikkate alındığında, uyuşmazlığın 5326 sayılı Yasa’nın 27. maddesinin 8. fıkrası hükmü kapsamında değerlendirilerek davanın görüm ve çözümünde idare mahkemesinin görevli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Nitekim Dairemizin bozma kararından sonra benzer bir uyuşmazlıkta, Uyuşmazlık Mahkemesinin 18/10/2021 günlü, E:2021/502, K:2021/520 sayılı kararıyla bu tür uyuşmazlıklarda idari yargının görevli olduğu yönünde karar verilmiş, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 16/02/2022 günlü, E:2021/3948, K:2022/453 sayılı kararında da aynı prensip benimsenmiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,
2. …. İdare Mahkemesince verilen …günlü, E:…, K:…sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun temyize konu ilk kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 1/c fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
3. Aynı Kanun maddesinin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası uyarınca, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Yasa’nın (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştay’da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.