Danıştay 2. Daire, Esas No: 2021/16413, Karar No: 2022/811
Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2021/16413 E. , 2022/811 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/16413
Karar No : 2022/811
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; … İlçe Emniyet Müdürlüğünde Emniyet Amiri olarak görev yapmakta iken görevden uzaklaştırılan davacı tarafından, kendisine zimmetli silah, şarjör ve mermiler ile Emniyet Teşkilatı Personel Kimlik Kartına el konulması üzerine kendisinin ve ailesinin can güvenliği olmadığı gerekçesiyle geri verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin … günlü, … sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; davalı idarenin Mahkeme kayıtlarına 30/01/2015 tarihinde giren savunmasından, davacının Hakkari ili, … ilçesi, İlçe Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görevli olduğunun ve kendisine ait silah ve personel kimlik kartının iade edildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle dava reddedilmiş; karar, Danıştay İkinci Dairesinin 17/12/2019 günlü, E:2017/266, K:2019/7263 sayılı kararıyla, davacının Hakkari ili, … ilçesi, İlçe Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görevli olduğu ve kendisine ait silah ve personel kimlik kartının iade edildiği anlaşıldığından, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekirken, davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararında hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Danıştay İkinci Dairesinin anılan bozma kararına aynen uyularak İstanbul 3. İdare Mahkemesince verilen temyize konu kararla; konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderleri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; görevden uzaklaştırma kararı gereği davacının kimliğine ve silahına el konulması tedbirinin hukuka uygun olup olmadığı irdelenmeksizin Mahkemece verilen karar verilmesine yer olmadığı kararının ve idare kusurluymuş gibi aleyhine vekalet ücreti hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davalının temyiz isteminin kısmen reddi ile Mahkeme kararının karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmının onanması; temyiz isteminin kısmen kabulü ile Mahkeme kararının Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen vekalet ücretinin davalı tarafından davacıya ödenmesine ilişkin kısmının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın; konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmının oybirliğiyle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine ilişkin kısmının oyçokluğuyla ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/02/2022 tarihinde karar verildi.
(X) KARŞI OY :
… İlçe Emniyet Müdürlüğünde Emniyet Amiri olarak görev yapmakta iken görevden uzaklaştırılan davacı tarafından, kendisine zimmetli silah, şarjör ve mermiler ile Emniyet Teşkilatı Personel Kimlik Kartına el konulması üzerine kendisinin ve ailesinin can güvenliği olmadığı gerekçesiyle geri verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin … günlü, … sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada; … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararla, davalı idarenin Mahkeme kayıtlarına 30/01/2015 tarihinde giren savunmasından, davacının Hakkari ili, … ilçesi, İlçe Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görevli olduğunun ve kendisine ait silah ve personel kimlik kartının iade edildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderleri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Yargılama giderinin kapsamı” başlıklı 331. maddesinde yargılama giderlerini oluşturan unsurlar sayılmış, maddenin 1/ğ bendinde; vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücretinin yargılama giderleri arasında olduğu belirtilmiş, Kanun’un “Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri” başlıklı 331. maddesinin 1. fıkrasında da; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” kuralına yer verilmiştir.
Temyiz başvurusuna konu kararda; silah ve personel kimlik kartının davacıya iade edildiği anlaşıldığından, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesine rağmen, işin esasına girilerek haklılık/haksızlık değerlendirmesi yapılmaksızın yargılama giderlerinin ve bu giderler arasında yer alan vekalet ücretinin davalı idarece davacıya ödenmesine hükmedildiği görülmektedir.
Yukarıda yer verilen kanun hükümleri uyarınca yargılama giderleri ile vekalet ücretine davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumu dikkate alınarak hükmedilmesi gerekirken buna ilişkin bir değerlendirme yapılmaksızın yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine hükmedilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile temyiz başvurusuna konu kararın yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyorum.
(X) KARŞI OY :
… İlçe Emniyet Müdürlüğünde Emniyet Amiri olarak görev yapmakta iken görevden uzaklaştırılan davacı tarafından, kendisine zimmetli silah, şarjör ve mermiler ile Emniyet Teşkilatı Personel Kimlik Kartına el konulması üzerine kendisinin ve ailesinin can güvenliği olmadığı gerekçesiyle geri verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin … günlü, … sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada; … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararla, davalı idarenin Mahkeme kayıtlarına 30/01/2015 tarihinde giren savunmasından, davacının Hakkari ili, … ilçesi, İlçe Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görevli olduğunun ve kendisine ait silah ve personel kimlik kartının iade edildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderleri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri” başlıklı 331. maddesinin 1. fıkrasında “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” kuralı yer almaktadır.
Bu durumda; uyuşmazlıkta, karar verilmesine yer olmadığı yönünde sonuçlanan davada yargılama giderleri ile vekalet ücretinin hangi tarafa yükleneceğine karar verilebilmesi için işin esasına girilerek inceleme yapılması gerekmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 137. maddesinde, ”Görevden uzaklaştırma, Devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde, görevi başında kalmasında sakınca görülecek Devlet memurları hakkında alınan ihtiyati bir tedbirdir. Görevden uzaklaştırma tedbiri, soruşturmanın herhangi bir safhasında da alınabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
17/3/1989 günlü, 20111 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeline Görevlerinde Kullanılmak Üzere Bedeli Mukabili Zati Demirbaş Tabanca Satışına Dair Yönetmelik’in 12. maddesinde; “Açığa alınma, görevden uzaklaştırma, işten el çektirme, tutuklanma, gözaltına alınma ve benzeri haller ile akli dengesizlik gösteren personelin tabancası birimince geçici olarak alınıp muhafaza edilir.
Görevden uzaklaştırılan personelden, genel güvenlik politikası açısından önem arz eden adlî, idarî, siyasî ve istihbarî birimlerde çalışan ve can güvenliklerinin tehlikeye düşebileceği hususunda açık veya zımni emareler bulunanların, gerek görülmesi hâlinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 138 inci maddesinde belirtilen görevden uzaklaştırmaya yetkili amirlerin uygun görüşü üzerine tabancası geri alınmayabilir veya alınmış ise iade edilebilir.” düzenlemesi yer almıştır.
Öte yandan dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürülükte bulunan 090/7/2000 günlü, 24104 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan mülga Emniyet Teşkilatı Personeli Kimlik Kartları ile Polis Kimlik Kokartları Yönetmeliği’nin 16. maddesinde; “Kimlik Kartları ve Kokartları;
a) Görevden uzaklaştırma, meslekten veya memuriyetten men cezalarının infazında, silah altına alınma, tutuklanma, hapis cezası ile hükümlü olma, aylıksız izin, geçici olarak başka kurumlara başka hizmetler için ayrılma, akıl hastalığı nedeniyle kimlik kartı ve kokartı taşımasının sakıncalı olacağı hallerde geçici olarak,
b) Müstafi sayılma, istifa, vefat, meslekten veya memuriyetten çıkarma, sınıf değişikliği, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde belirtilen suçlardan mahkum olma, sicilen emeklilik, başka kurumlara naklen atanma hallerinde sürekli olarak, 12 nci maddede belirtilen birimlerce geri alınır.
Görevden uzaklaştırılan personelden adlî, idarî, siyasî ve istihbarî birimlerde çalışan ve can güvenliklerinin tehlikeye düşebileceği hususunda açık veya zımni emareler bulunanların, gerek görülmesi hâlinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 138 inci maddesinde belirtilen görevden uzaklaştırmaya yetkili amirlerin uygun görüşü üzerine polis kimlik kartları geri alınmayabilir veya alınmış ise iade edilebilir. Geçici olarak geri alınan kimlik kartları ve kokartları personelin çalıştığı birim tarafından ilgili personel göreve başlayana kadar muhafaza edilir.” düzenlemesi yer almıştır.
Dosyasının incelenmesinden; davacının İstanbul ili, … İlçe Emniyet Müdürlüğü emrinde emniyet amiri olarak görev yapmakta iken 657 sayılı Kanun’un 137. ve 138. maddeleri uyarınca 31/07/2014 günlü Valilik Oluru ile görevinden uzaklaştırıldığı, işlem kapsamında davacıya zimmetli silah, şarjör ve mermiler ile Emniyet Teşkilatı Personel Kimlik Kartına el konulduğu, kendisinin ve ailesinin can güvenliğinin olmadığı gerekçesiyle silahının ve kimliğinin geri verilmesi istemiyle 06/08/2014 tarihinde davalı idareye yaptığı başvurunun reddine ilişkin … günlü, … sayılı işlemin iptali istemiyle temyizen incelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıya alınan mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, görevden uzaklaştırılan personelin tabancası ve polis kimlik kartlarının birimince geçici olarak alınıp muhafaza altına alınacağı; görevden uzaklaştırılan personelden, genel güvenlik politikası açısından önem arz eden adli, idari, siyasi ve istihbari birimlerde çalışan ve can güvenliklerinin tehlikeye düşebileceği hususunda açık veya zımni emareler bulunanların, gerek görülmesi halinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 138. maddesinde belirtilen görevden uzaklaştırmaya yetkili amirlerin uygun görüşü üzerine tabancası ve kimlik kartının geri alınmayacabileceği, alınmışsa iade edilebileceği hususlarında idareye takdir yetkisinin tanındığı açıktır.
Öte yandan, davacının görevden uzaklaştırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davanın, … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığınca … soruşturma sayılı olarak yürütülen soruşturmanın selameti açısından görevden uzaklaştırma tedbirinin uygulandığı, davacıya isnat edilen fiillerin niteliği de dikkate alındığında, dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibariyle hakkındaki soruşturma devam eden davacının, yetkili amir tarafından durumu incelenerek soruşturmanın selametle yürütülebilmesi için tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiği, ve kararın kanun yolları tüketilerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; soruşturmanın selameti bakımından davacının görevden uzaklaştırılması üzerine yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri uyarınca davalı idarece takdir yetkisi kullanılarak davacının polis tanıtma kartına ve zati demirbaş silahına geçici olarak el konulması üzerine; silah, şarjör ve mermiler ile Emniyet Teşkilatı Personel Kimlik Kartına geri verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin ilişkin işlemde mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle değişik “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştayın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
Anılan Kanun maddesinin gerekçesinde ise; temyiz incelemesinde sadece maddi hatalarda değil, aynı zamanda yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen eksiklik ya da yanlışlıklarda da düzelterek onama kararı verilmesinin sağlandığı, uygulamada, vekâlet ücretine, yargılama giderlerine ya da faize hükmedilmesinin unutulması ya da bunların yanlış hesaplanması gibi, kararın asli olmayan unsurlarında görülen bir kısım eksiklik ya da yanlışlıklar nedeniyle bozma kararları verildiği, bunun mahkeme tarafından tekrar karara bağlandığı ve yine bu kararlara karşı yeniden kanun yollarına başvurulabilmesi nedeniyle hem zaman hem de emek kaybına neden olunduğunun görüldüğü, bu suretle esasa etkili olmayan konularda Danıştayın kesin karar vermesi sağlanarak uyuşmazlığın hızla sonuçlandırılmasının amaçlandığı hususlarına yer verilmiştir.
Uyuşmazlıkta; İdare Mahkemesince, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolunda hüküm kurularak, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı İdareden alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiş ise de; işin esasına girilerek yapılan incelemede dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu sonucuna varılmış olması nedeniyle yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı İdareye yüklenilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
Bu husus, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan, düzeltilmesi mümkün eksiklik olarak görüldüğünden, hüküm fıkrasında yer alan “… 444,10-TL yargılama giderleri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.040,00 TL avukatlık ücretinin davalı İdareden alınarak davacıya verilmesine …” ibaresi çıkarılarak; hüküm fıkrasının “… yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.040,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı İdareye verilmesine” şeklinde düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın hüküm fıkrasının yargılama giderleri ve vekâlet ücretine yönelik kısmının düzeltilerek onanması gerektiği görüşüyle, Daire kararına katılmıyorum.