Danıştay 2. Daire, Esas No: 2021/16039, Karar No: 2022/279
Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2021/16039 E. , 2022/279 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/16039
Karar No : 2022/279
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. … – Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığında … Daire Başkanı olarak görev yapan davacının, daire başkanlığı görevinden alınarak aynı Daire Başkanlığı emrine şube müdürü olarak atanmasına ilişkin … günlü, … sayılı işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen özlük ve parasal hak kayıplarının yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; uyuşmazlık konusu olayda, davacının, yürütmüş olduğu daire başkanlığı görevinde başarısız veya verimsiz olduğu, hukuken kabul edilebilir, hizmet gereklerine uygun, kamu yararını gözeten somut ve nesnel delillerle ortaya konulamadığı, tesis edilen dava konusu atama işleminin hukuki bir gerekçesinin olmadığı anlaşıldığından ve dava konusu işlemden önce de … günlü, … sayılı işlem ile … Daire Başkanlığına mühendis olarak atandığı, anılan atama işleminin iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararı ile iptaline karar verildiği, bu davanın da halen temyiz aşamasında derdest olduğu hususu da dikkate alındığında, davacının daire başkanlığı görevinden alınmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka, mevzuata, hak ve nesafet ilkelerine uyarlık görülmediği; öte yandan, T.C. Anayasası’nın 125. maddesinde; idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış olup, yapılan yargılama ile hukuka aykırılığı saptanan dava konusu işlem nedeniyle davacının mahrum kaldığı özlük haklarının iade edilmesi, parasal haklarının ise yasal faiziyle birlikte tazmin edilmesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük haklarının iadesi ve parasal haklarının davanın açıldığı tarihten (27/07/2018) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi isteminin kabulüne hükmedilmiştir.
Davalı idarenin istinaf başvurusu üzerine, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; daire başkanlığı kadrosunun da üst düzey kadro olduğu, üst düzey kamu yöneticilerinin, kamu kurum ve kuruluşlarının geleceğe dönük planlarını ve politikalarını saptayan, bu plan ve politikalardaki hedefleri gerçekleştirmek için gerekli kaynakları ve bu kaynakların kullanım yerlerini belirleyen ya da bu kişilerin emir ve direktifleri yönünde uygulamayı yapan veya onlara yardımcı olan kişiler oldukları, ayrıca, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 5393 sayılı Belediye Kanunu’nda atama yapma ve görevden alma konusunda idarelere tanınan takdir yetkisinin bu tür kadrolar için daha geniş olduğunun kabul edilmesinin, bu görevlerden başka görevlere atanmaya ilişkin işlemlerin kazanılmış hakları veya genel olarak hukuk güvenliği ilkesini ihlal eden bir yönü bulunmadığı gibi belediye başkanlarının görevlerini kamu görevlisi olarak yürütmesine karşın görevlerinin seçim süresi ile sınırlı bulunduğu, yürütülen görevin devamı için seçimlerde tekrar başarılı olunmasının zorunlu olduğu, seçilmiş kamu personeli olan belediye başkanlarının, atama suretiyle görev yapan kamu personelinin görevlerinin gereği gibi ve başarılı bir biçimde yürütülememesi halinde doğacak müeyyidelerin yanında bir de seçilememek suretiyle bu görevinin sona ermesi sonucuyla karşılaşılacağından, görev yapacağı personeli seçme ve atama hakkı ile yetkide paralellik ilkesi gereğince görevden alma hakkı bulunduğunun kabulü gerektiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığında Park ve Bahçeler Daire Başkanlığı görevini yürüten davacının, bu görevinden alınması ve aynı Daire Başkanlığı emrine şube müdürü olarak atanması yolunda tesis edilen işlemde hukuka, kamu yararına ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığından işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmediği; diğer taraftan, yukarıda gerekçesine yer verilen Dairenin kararıyla dava konusu işlemin hukuka uygun olduğuna hükmedilmiş olması nedeniyle, hukuka uygunluğu yargı kararıyla ortaya konulan işlemden dolayı özlük hakkı ve parasal hak kaybına uğranıldığından bahsedilemeyeceğinden, davacının özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi isteminin de reddedilmesi gerektiğinin açık olduğu, davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulüne, … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının kaldırılmasına, davanın reddine hükmedilmiştir.
Anılan kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Danıştay İkinci Dairesinin 22/10/2019 günlü, E:2019/2053, K:2019/5327 sayılı kararıyla; davacının görevinden alınmasını gerektirecek, görevinde yetersiz ve verimsiz olduğuna ilişkin hukuken geçerli somut bilgi ve belgenin davalı idarece sunulmaması karşısında, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olarak davacının daire başkanlığı görevinden alınarak şube müdürü olarak atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, aksi yöndeki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi kararında ise hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle bozulmuştur.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararla, Danıştay İkinci Dairesinin bozma kararına uyulmayarak ilk kararda ısrar edilmiştir.
Davacının temyiz istemi üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 30/09/2020 günlü, E:2020/1069, K:2020/1661 sayılı kararıyla; maddi olay göz önüne alındığında; davalı idare emrinde daire başkanı olarak görev yapan davacının bu görevinden alınarak şube müdürü olarak atanmasında davalı idarece herhangi bir gerekçe ileri sürülmediği gibi davacının görevinde başarısızlığı ya da yetersizliği hususunda somut bir neden de ortaya konulmadığı, bu durumda, daire başkanı olarak görev yapan davacı hakkında somut bir neden ortaya konulmaksızın salt takdir yetkisi kullanılarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği, bu itibarla, davanın reddi yolundaki Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulmasına hükmedilmiştir.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararına uyularak verilen 27/01/2021 günlü, E:2021/106, K:2021/168 sayılı kararla; istinaf başvurusuna konu mahkeme kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinde düzenlenen kararın kaldırılması sebeplerinin bulunmadığı belirtilerek, istinaf başvurusunun reddine hükmedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; kendisine en yakın konumda bulunacak üst yöneticileri görevlendirme veya görevden alma konusunda takdir yetkisinin geniş olduğu, dava konusu işlemin hukuka, kamu yararına ve hizmet gereklerine uygun olduğu ileri sürülerek, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Davacı tarafından; daire başkanı olarak görev yaparken hakkında hiçbir adli ve idari soruşturma açılmadığı, disiplin cezası almadığı gibi görevinde başarısız veya yetersiz olduğu yönünde de somut, nesnel ve hukuken değerlendirilebilir bilgi ve belgelerin dosyada bulunmadığı, dava konusu işlemin kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olduğu belirtilerek, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17/2. maddesi uyarınca, davalı idarenin temyiz aşamasında duruşma yapılması yolundaki istemi yerinde görülmeyerek; Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7035 sayılı Kanun ile değişik 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 09/02/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.