Danıştay 2. Daire, Esas No: 2021/14702, Karar No: 2022/1670

Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2021/14702 E. , 2022/1670 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/14702
Karar No : 2022/1670

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; Bursa İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapan davacının, yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullandığından bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/7. maddesi uyarınca meslekten çkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun … günlü, … sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Danıştay Beşinci Dairesinin 22/01/2018 günlü, E:2016/15447, K:2018/4045 sayılı, eksik inceleme nedeniyle bozma kararına uyularak yeniden yapılan inceleme sonucu verilen … İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; … Ağır Ceza Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararı ile davacı hakkında, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçunu işlediğinin sabit olmaması gerekçesiyle beraat kararı verildiği, “görevi kötüye kullanma” suçunu işlediği gerekçesiyle ise (1) yıl hapis cezası verildiği, bu kararın hapis kararına ilişkin kısmının temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay … Ceza Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla bozulduğu,
Yargıtayın bozma kararı üzerine yeniden yargılama yapan … Ağır Ceza Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararında “…kanunda öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre dava zamanaşımı süresinin 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesi gereğince (8) yıl olduğu, … olağan ve olağanüstü zamanaşımı sürelerinin dolduğu…” gerekçesi ile davanın düşmesine karar verildiği,
Her ne kadar; aynı olay kapsamında davacıya isnat edilen ve “görevi kötüye kullanma” suçu kapsamında değerlendirilen ceza davasında zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmiş olsa da bu durumun, memur disiplin hukukunun konusunu oluşturan ve idarece zamanında verilmiş disiplin cezasının düşmesine yol açmayacağı gibi, 657 sayılı Kanun’un 131. maddesinde yer alan -aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olmasının disiplin kovuşturmasını geciktiremeyeceği ve memurun ceza kanununa göre mahkum olması veya olmaması hallerinin, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamayacağına- ilişkin yasal düzenleme dikkate alınarak dava dosyasında mevcut bulunan soruşturma raporu ve ekinde bulunan deliller incelenmek suretiyle bir sonuca varılmasının zorunlu olduğu,
Soruşturma raporu ile eklerinin incelenmesinden; Karacabey Bölge Trafik Denetleme İstasyonunda görevli bazı polis memurlarının fazla tonajla taşımacılık yapan nakliyat şirketlerinden rüşvet aldıkları yolunda yapılan bir ihbar üzerine, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma sonucunda, davacı, Başkomiser …, Polis Memurları …’nin görevli veya istirahatlı oldukları esnada, kendilerine ve başkalarına ait GSM telefonları ile kendi aralarında, diğer meslektaşları ile ve menfaat ilişkileri olan hafriyat ve nakliye işi yapan şirket sahibi ve çalışanları ile görüştüklerinin, trafik hizmetlerinde görevli polis memurlarının Karayolları Trafik Kanunu hükümlerini ihlal ederek, tonajlı araç geçiren şahıslar ve şirketlere ait araçlara ceza yazmadan geçirdiklerinin, şirket sahip ve çalışanlarına güzergah, yol durumu, ekipler ve ekip faaliyetleri hakkında bilgi verdiklerinin, Trafik Kanunu’na aykırı eylemleri ve belgeleri göz ardı ettiklerinin, uygulanması gereken cezai işlemleri tatbik etmediklerinin, zaman zaman bu konuda bazı meslektaşlarına engel olmaya çalıştıklarının, bir takım şirket sahipleri ve çalışanları ile karşılaştıklarında araçlarının Trafik Kanunu’na aykırı eylem ve işlemlerini yok saydıklarının, cezai işlem yapmadıklarının ve yaptırmadıklarının, bilgileri dahilinde olay yerini terk eden araç sahibine, kaskodan para alması için yardım amacıyla sonradan Kaza Yeri Terk Bildirim Tutanağı tutturduklarının, bu usulsüz işlemler karşılığında rüşvet olarak yemek yediklerinin, cep telefonu ve kontör şifresi aldıklarının, elden para aldıklarının ve hesaplarına para yatıttırdıklarının, şirket sahipleri ve çalışanlarının yakıt almak için anlaşmalı oldukları benzin istasyonlarından, bu şahısların inisiyatifleriyle kendi özel araçlarına ücret ödemeden akaryakıt aldıklarının ve şahıslardan para talebinde bulunduklarının, kurum anlaşmalı GSM hattından kendi aralarında görüşmeleri ücretsiz olmasına rağmen, başkalarının üzerine kayıtlı GSM hattı kullandıklarının ve suç unsuru içeren görüşmeleri bu hattan yaptıklarının, ceza yazılması gereken tonajlı araç durdurulduğu zaman, araç sürücülerinin telefonları ile araç sahibi veya sorumlusu ile görüştüklerinin, bazı görevlilerin yakalanmamak için sahte isimler kullandıklarının, telefonla konuşurken karşı tarafı isimle hitap etmemesi hususunda uyardıklarının, rüşvet olarak akaryakıt almak istediklerinde şirkete ait araçların plakalarını yazdırdıklarının, bazı polis memurlarının operasyon sırasında ne yapacaklarını görüşmek için buluşma yeri olarak bir restaurantı seçtiklerinin, şirket sahiplerinin ve çalışanlarının tonajlı araçlarından menfaat sağladıklarının, davacının da aralarında bulunduğu çok sayıda şüphelinin “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kurulan örgüte üye olmak, rüşvet almak ve rüşvet vermek, sahte evrak düzenlemek’ suçlarından Bursa Emniyet Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen “…” adlı operasyonla gözaltına alındıktan sonra 20/03/2008 tarihinde tutuklandıklarının anlaşıldığı,
Bu durumda; tonaj konusunda Karayolları Trafik Kanunu hükümlerini uygulamamak ve uygulanmamasını temin etmek suretiyle fazla tonajla taşımacılık yapan bazı nakliyat şirketlerine işlem yapmamak veya yapılmamasını sağlamak, yol denetimleri ile ilgili haber vermek ve bunun karşılığında menfaat sağlamak şeklindeki disiplin cezasına dayanak olan eylemlerinin subuta erdiği görülen davacının, “Yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla kötüye kullanmak” şeklinde gerçekleşen eylemlerinin karşılığında Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/7. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından; kendisine isnat edilen fiilleri işlediği yönünde herhangi bir delil elde edilemediğinden ceza davasının zamanaşımına uğradığı; dava konusu işlemin, herhangi bir dayanağı bulunmadığından iptaline karar verilmesi gerekirken farazi yorumlar sonucu davanın reddine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu; ceza davasında yargılanan diğer sanıklar ile tanıkların yeminli ifadelerinde davacının atılı suçlamalarla bir ilgisinin olmadığının açıkça ifade edildiği; davalı idarenin yürütülen soruşturmanın başından itibaren davacıya ceza verme amacını güttüğü, soruşturmaya konu edilen maddi vakıaların ve dayanılan delillerin gerçeği yansıtmadığı ve hukuka aykırı olduğu; Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 135. maddesinde yer alan suçlar kapsamında bulunmayan fiile ilişkin olan tape kayıtlarının tek başına delil olarak kullanılmasının hukuka uygun olmadığı, soruşturmada adı geçen bir kısım polis memurlarına bir alt disiplin cezası uygulandığı halde aynı veya daha iyi sicil durumu bulunan kendisinin bir alt disiplin cezasıyla tecziye edilmemiş olmasının eşitlik ve hakkaniyet ilkesine uygun olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Davalı idare tarafından; davacı hakkında tesis edilen işlemde mevzuata aykırı bir husus bulunmadığı gibi dilekçede ileri sürülen hususlar 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sayılan sebeplere uymadığından temyiz isteminin reddi gerektiği yolunda cevap verilmiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan 97,70 TL yürütmenin durdurulması harcının davacıya iadesine,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir