Danıştay 2. Daire, Esas No: 2021/11040, Karar No: 2021/5144
Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2021/11040 E. , 2021/5144 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/11040
Karar No : 2021/5144
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Belediye Başkanlığı / …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; Eskişehir ili Tepebaşı ilçesi …Mahallesi …Sokak No:… adresinde masaj salonu olarak faaliyet gösteren davacıya ait işyerinde masözlük belgesi bulunmayan personel çalıştırıldığından bahisle 1608 sayılı Kanun uyarınca 220,00 TL para cezası verilmesine ve işyerinin 3 gün süreyle “ticaret ve sanat icrasından men edilmesine”; ayrıca masöz olarak çalışanların beyaz önlük giymediğinden bahisle 220,00 TL para cezası verilmesine dair … günlü, … sayılı Tepebaşı Belediyesi Encümen kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; işyerinin çalışma ve faaliyet konusunun ruhsatında yer alan “konu” ile sınırlı olduğu, ruhsat haricindeki konularda faaliyet göstermesinin ancak bu konuda alınacak yeni bir ruhsatla mümkün olduğu, ruhsatta yer almayan konularda faaliyette bulunulması ve/veya mevzuat hükümlerine aykırı bir şekilde işyerinin işletilmesi halinde ise 2559 sayılı Kanun’un 6. maddesi kapsamında işlem tesis edilmesi gerektiğinden, 1608 sayılı Kanun uyarınca “idari para cezası verilmesi ve işyerinin 3 gün süreyle ticaret ve sanat icrasından men edilmesi” yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, dava konusu encümen kararının idarelerinin yasal yetkileri dahilinde tesis edildiği, uyuşmazlığın adli yargıda çözümlenmesi gerektiği, ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği ileri sürülmektedir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay (Kapatılan) Onyedinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 01/08/2016 günlü, K:2016/32 sayılı kararı uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Danıştay Onuncu Dairesine; Danıştay Onuncu Dairesi tarafından ise, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen davada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Temyize konu kararın, 1608 sayılı Kanun’un 1. maddesi uyarınca tesis edilen Belediye Encümeni kararının iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dilekçeler Üzerinde İlk İnceleme” başlıklı 14. maddesinde, “dava dilekçelerinin maddenin 3. fıkrasında belirtilen hususlar bakımından sırasıyla inceleneceği” belirtilmiş; adı geçen Kanun’un “İlk İnceleme Üzerine Verilecek Karar” başlıklı 15. maddesinin 1/a bendinde ise, “ilk incelemede 14. maddenin 3/a bendinde belirtilen görev hususuna aykırılık görülmesi halinde adli (…) yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği” hükmüne yer verilmiştir.
1608 sayılı Umuru Belediyeye Müteallik Ahkâmı Cezaiye Hakkında 16 Nisan 1340 Tarih ve 486 Numaralı Kanunun Bazı Maddelerini Muaddil Kanun’un 1. maddesinde, “Belediye meclis ve encümenlerinin kendilerine kanun, nizam ve talimatnamelerin verdiği vazife ve salahiyet dairesinde ittihaz ettikleri kararlara muhalif hareket edenlerle belediye kanun ve nizam ve talimatnamelerinin men veya emrettiği fiilleri işleyenlere veya yapmayanlara belediye encümenince Kabahatler Kanununun 32. maddesi hükmüne göre idari para cezası ve yasaklanan faaliyetin menine karar verilir. Bu kararda ilgili kişiye bir süre de verilebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Genel kanun niteliği” başlıklı 3. maddesinde, “Bu Kanunun; a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, … uygulanır.” hükmüne; “Yaptırım türleri” başlıklı 16. maddesinde; “Kabahatler karşılığında uygulanacak olan idari yaptırımlar, idari para cezası ve idari tedbirlerden ibarettir. İdari tedbirler, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirlerdir.” düzenlemesine; anılan Kanun’un “Başvuru yolu” başlıklı 27/1. maddesinde de, “İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir” hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
1608 sayılı Yasa’nın mevcut halinde idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır.
Dava konusu olayda uyuşmazlık; dava konusu işyerinin 1608 sayılı Kanun’un 1. maddesi gereğince 3 gün süreyle ticaret ve sanat icrasından men edilmesine ve idari para cezası verilmesine ilişkin Belediye Encümeni kararından kaynaklanmakta olup bu haliyle encümen kararının, 5326 sayılı Kanun’un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım niteliğinde bir işlem olduğu, 1608 sayılı Kanun’da ise, idari yaptırımlara karşı itiraz konusunda görevli Mahkemenin gösterilmediği, Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanunla değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerin, diğer kanunlar da aksine bir hüküm bulunmaması halinde uygulanacağının açıkça belirtilmiş olması karşısında, uyuşmazlığın 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3. ve 27/1. maddeleri gereği adli yargı bünyesinde bulunan sulh ceza mahkemesince çözümlenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesinin istikrar kazanmış 01/04/2014 günlü, E:2014/456, K:2014/487 sayılı ve 28/12/2015 günlü, E:2015/868, K:2015/903 sayılı kararları da bu tür uyuşmazlıklarda adli yargının görevli olduğu yönündedir.
Bu durumda, İdare Mahkemesince davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek bir karar verilmesinde usul hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ KABULÜNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun temyize konu kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 1/a fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
3. Aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası uyarınca, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Yasa’nın (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştay’da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.