Danıştay 2. Daire, Esas No: 2020/2484, Karar No: 2021/692
Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2020/2484 E. , 2021/692 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/2484
Karar No : 2021/692
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince, Danıştay İkinci Dairesinin 02/10/2019 günlü, E:2019/1675, K:2019/4545 sayılı bozma kararına uyularak verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; davacının, Danıştay Beşinci Dairesince verilen 11/11/2009 günlü; E:2009/4164; K:2009/6159 sayılı kararın uygulanarak müfettiş kadrosuna atanması ve yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesi istemiyle yaptığı başvuruya cevaben verilen … günlü, … sayılı yazıda belirtilen … günlü … sayılı Kurul Kararı ile … günlü, … sayılı Başkanlık Olurunun iptali ile yoksun kalınan parasal hakların yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Bozma kararına uyulmak suretiyle verilen … İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; davacının yoksun kaldığı parasal haklarının; Telekomünikasyon Kurumuna ait 4502 sayılı Kanun uyarınca atanması gereken müfettiş kadrosu ile aynı Kurumda çalıştığı uzman kadrosu arasındaki fark olduğundan, davacının Telsiz Genel Müdürlüğünde görev yaptığı müfettişlik kadrosunun değil, yeni kurulan Telekomünikasyon Kurumuna ait 2000/1006 sayılı Bakanlar Kurulu Kararından önce korunan müfettişlik kadrosu dikkate alınarak hesaplama yapılması gerekirken, Telsiz Genel Müdürlüğündeki müfettişlik kadrosunun dikkate alınmasının gerektiği yolundaki 18/03/2010 günlü Olurda hukuka uyarlık bulunmadığı; davacının yoksun kaldığı parasal hakların tazmini istemine yönelik olarak;
Davacının parasal hak kaybının bulunup bulunmadığının değerlendirilebilmesi için, 15/08/2000 ila 5809 sayılı Yasa uyarınca, davacının uzman olarak atandığı dönem arasında “telekomünikasyon uzmanı” olarak mı, “uzman” olarak mı görev yaptığının tespit edilmesi gerektiği, Mahkemenin 25/04/2017 günlü ara kararına davalı idarece verilen cevapta davacının 15/08/2000 ila 5809 sayılı Yasa uyarınca, davacının uzman olarak atandığı dönem arasında uzman kadrosunda çalıştığının belirtildiği; buna göre, davacının 15/08/2000 tarihinden 5809 sayılı Yasa uyarınca uzmanlığa atandığı tarihe kadar alması gereken parasal tutar ile “uzman” olarak görev yaptığı dönemlerde aldığı maaş tutarı toplamları belirlenerek, yargı kararı uyarınca ödenen bir tutar varsa, bu tutar da dikkate alınmak suretiyle davacının parasal hak kaybının bulunup bulunmadığının saptanması amacıyla Mahkemece yapılan 04/10/2017 günlü ara kararına verilen cevap ekinde gönderilen listeye göre parasal hak kaybının bulunduğunun belirtildiği, davacının; 15/08/2000 tarihi itibarıyla 4502 sayılı Kanunla ihdas edilen Telekomünikasyon Kurumuna ait müfettiş kadrosuna atandığının kabulü gerektiği, 10/11/2008 günlü, 27090 sayılı Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ile kurulan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna anılan Yasa’nın 67. maddesi ile 2813 sayılı Yasa’ya eklenen geçici 8. maddesinin 3. fıkrası uyarınca bilişim uzmanı olarak atanması ve bu işleme karşı dava açmaması nedeniyle bilişim uzmanı olarak atandığı tarihten itibaren müfettişlik görevinin sona erdiğinin açık olduğu, dolayısıyla bilişim uzmanı olarak atandığı tarih itibariyle müfettiş kadrosunda bulunmayan, 5809 sayılı Yasa ile 2813 sayılı Yasa’ya eklenen geçici 8. maddenin ilk fıkrası kapsamında atanma hakkı da sona eren davacının, yargı kararı uyarınca yoksun kaldığı parasal haklarının; 4502 sayılı Kanun uyarınca atanması gereken müfettiş kadrosunun alması gereken maaş ve sosyal hakları ile Telekomünikasyon Kurumuna atandığı uzman kadrosunda fiilen aldığı maaş ve sosyal hakları arasındaki fark olup, idarece davacının müfettişlik görevinin sona erdiği, 5809 sayılı Yasa uyarınca bilişim uzmanı olarak atandığı tarihe kadar, yargı kararı uyarınca yapılan ödemeler de düşülerek hesaplanmak suretiyle yoksun kalınan özlük, sosyal ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle; 18/03/2010 günlü ve 20918 sayılı davalı Başkanlık olurunun iptaline, davacının 15/08/2000 tarihi ile bilişim uzmanı olarak atandığı tarih arasında alması gereken parasal tutar ile, uzman olarak çalıştığı dönemde aldığı tutar ve yargı kararı uyarınca davalı idarece ödenen tutar dikkate alınmak suretiyle davacının parasal hak kaybının müfettiş kadrosuna ilişkin mali haklarının tespitinde aynı kurumda görevli telekomünikasyon uzmanlarının sözleşme ücreti, sosyal haklar, ikramiyesi ve teşvik gibi diğer adlar altında yapılan ödemeler de dikkate alınmak suretiyle yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine hükmedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; davacının parasal hak kaybının müfettiş kadrosuna ilişkin mali hakların tespitinde, Telsiz Genel Müdürlüğünde görev yaptığı müfettişlik kadrosunun değil, yeni kurulan Telekomünikasyon Kurumuna ait 2000/1006 sayılı Bakanlar Kurulu Kararından önce korunan müfettişlik kadrosunun dikkate alınarak hesaplama yapılması yönündeki kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, 5809 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesinin son fıkrası ile kanun koyucu tarafından emsal kadroların belirlendiği, Mahkeme tarafından bu hükmün dikkate alınmadığı, 5809 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen maddesinde bilişim uzmanı (telekomünikasyon uzmanı) kadrosunda çalışanlar dışındakilerin alanına göre teknik veya idari uzman olarak atanması öngörülmüşken, Devlet Personel Başkanlığının belirlediği müfettişin emsal kadrosunun Telekomünikasyon Kurumunda telekomünikasyon uzmanı olduğu yönündeki değerlendirmenin, kanun koyucunun iradesi ile açıkça çeliştiği, dava konusu işlemde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkün olup, 50. maddesinin dördüncü fıkrasında ise Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı hükme bağlanmıştır.
… İdare Mahkemesinin temyize konu kararı; Danıştay İkinci Dairesinin 02/10/2019 günlü, E:2019/1675, K:2019/4545 sayılı bozma kararında belirtilen gerekçeler göz önüne alınarak verilmiş bir karar olduğundan, usul ve hukuka uygun bulunmakta ve bozulmasını gerektirecek bir hukuka aykırılık taşımamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. …. İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.