Danıştay 13. Daire, Esas No: 2020/3825, Karar No: 2021/469
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2020/3825 E. , 2021/469 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/3825
Karar No:2021/469
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar 3. Bölge Müdürlüğü Şanlıurfa Şube Müdürlüğü’nce, Şanlıurfa ili Kızılkuyu Yaban Hayatı Geliştirme Sahasında, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu kapsamında kapalı teklif usulüyle, av turizmi kapsamında toplam 9 adet ceylanın avlattırılmasına ilişkin ihale işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; avlanma ihalesi yapılan ceylanın, Dünya Doğayı Koruma Birliği kriterlerine göre “duyarlı” statüde olduğu, Türkiye’nin de tarafı olduğu Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma (Bern) Sözleşmesi’nin “Korunan fauna türleri” başlıklı II no’lu eki listede korunan fauna türleri arasında gösterildiği ve ülkemiz şartlarında kesin korunma altına alınmayacak fauna türlerinin gösterildiği ihtirâzi kayıt listesinde yer almadığı, Bakanlığın koruma altına aldığı hayvanlar listesinde olduğu, avlanmasının yasak olduğu, ancak Bakanlık tarafından koruma altına alınan ve uluslararası düzeyde av turizmi potansiyeli olan büyük memeli yaban hayvanlarının av turizmi kapsamında avlanmasına kırsal kalkınmaya katkı amacıyla izin verildiği, sahadaki toplam ceylan popülasyonu büyüklüğünün 352 olduğunun belirtildiği, buna göre av turizmi kotasının ancak popülasyon büyüklüğünün %1’ini geçmeyecek şekilde 3,5 veya yuvarlama ile 4 adet ceylan olarak tespit edilmesi gerekirken dava konusu ihale işleminde av turizmi kotasının 9 adet ceylan olarak belirlendiği, davalı idare savunmasında avlattırılacak erkek ceylanların foto kapan, ayak izleri, dışkılar ve direk izleme yöntemi ile belirlendiği belirtilmiş ise de, bu belirlemelere ilişkin detaylı ve bilimsel gözlem, veri ve tespitlerin dosyaya sunulmadığı, ihaleye konu avlattırılacak olan ceylanlara ilişkin söz konusu sahada olması gereken minimum ve optimum popülasyon büyüklüklerinin ne olduğu hususunda idarece herhangi bir açıklama getirilmediği ve buna ilişkin bilgi ve belgelerin dosyaya sunulmadığı, ihale konusu ceylanların sayılarının gerekenden fazla olduğuna, tarıma, hayvancılığa ve ormancılığa zarar verdiğine ilişkin herhangi bir tespitin ve buna ilişkin bir bilginin mevcut olmadığı, dolayısıyla dava konusu ihale işleminin hukuka uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, avlanma ve avlattırılma işinin Bakanlık tarafından 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu çerçevesinde gerçekleştirildiği, genel ve devlet avlaklarında avlanmanın tüm hayvan türlerinin doğal ortamda çoğalmalarının sağlanması ve “Hasat için gerekli minimum popülasyon yoğunluğu” üzerindeki artım miktarının avlattırılması esasına dayandığı, uluslararası düzeyde av turizmi potansiyeli olan ceylanın Dünya Doğayı Koruma Birliği kriterlerine göre “duyarlı” statüde olduğu, nesli tükenme tehlikesinin olmadığı, Bakanlığın koruma altına aldığı hayvanlar listesinde yer aldığı, Bakanlık tarafından koruma altına alınan türlerin avlanmasının yasak olduğu, ancak, Bakanlık tarafından koruma altına alınan ve uluslararası düzeyde av turizmi potansiyeli olan büyük memeli yaban hayvanlarının av turizmi kapsamında avlanmasına kırsal kalkınmaya katkı amacıyla izin verilebileceği, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nce yürütülmekte olan av turizmi faaliyetlerinin, koruyucu veterinerlik önlemi olarak popülasyonlarda meydana gelebilecek salgın hastalıkların izlenmesi ve önlenmesi, yaban hayvanlarının optimal yoğunluk seviyelerinde tutulması ve yabanıl güdülerini yitirmemiş, hastalıklara dirençli, ağır hava koşullarına daha dayanıklı bireylere sahip popülasyonlar oluşturulması, köylülerde yaban hayatı koruma bilinci oluşmasının sağlanması, kırsal kalkınmanın desteklenmesi amaçları çerçevesinde gerçekleştiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davalının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunu’nun 24. maddesinin (f) bendinde, kararlarda yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği; 31. maddesinde, yargılama giderleri hususunda Hukuk Usûlü Mahkemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmış; anılan madde ile atıfta bulunulan Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun “Yargılama giderlerinin kapsamı” başlıklı 323. maddesinin (ğ) bendinde, “vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti” yargılama giderleri arasında sayılmış; 326. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği; 330. maddesinde, vekil ile takip edilen davalarda mahkemece kanuna göre takdir olunacak vekâlet ücretinin taraf lehine hükmedileceği; 332. maddesinde ise, yargılama giderlerine mahkemece re’sen hükmedileceği belirtilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin birinci fıkrasında, “Temyiz incelemesi sonucunda Danıştay; a) Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar. b) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar.” kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca Danıştay’ın, temyiz incelemesi neticesinde temyize konu kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayabileceği açıktır.
Mahkeme tarafından, vekâlet ücreti dışındaki yargılama giderlerinin davalı idareye yükletilmesine karar verilmesinde hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davalı idare aleyhine hükmedilen yargılama giderlerinden “vekâlet ücreti” açısından yapılan incelemede:
2577 sayılı Kanun’un 31. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323. maddesinde, yargılama giderlerinin kapsamı belirlenmiş, bu çerçevede, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmış; 326. maddesinde, kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği kurala bağlanmıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde, hukukî yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınarak avukatlık ücretine hükmedileceği belirtilmiştir.
Aktarılan mevzuata göre vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri kapsamındadır.
Bakılan davanın vekille takip edilen davalardan olmadığı, bizzat davacı tarafından açıldığı ve takip edildiği görülmektedir.
Bu durumda, hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş olması nedeniyle davalı idare aleyhine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.700,00-TL vekâlet ücretine hükmedilmesinde usûl hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
Ancak bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, İdare Mahkemesince verilen gerekçeli kararın hüküm fıkrasında yer alan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.700,00-TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin, davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesi suretiyle düzeltilerek onanması gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…., K:… sayılı temyize konu kararının, hüküm fıkrasında yer alan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …-TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin, davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 15/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.