Danıştay 13. Daire, Esas No: 2020/3730, Karar No: 2022/753

Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2020/3730 E. , 2022/753 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/3730
Karar No:2022/753

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Akaryakıt Dağıtım Sanayi ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Dağıtıcı lisansı ile faaliyet gösteren davacı şirketin bayisine ait akaryakıt istasyonunda 22/03/2017 tarihinde yapılan denetimde, otomasyon sisteminin doğru ve sağlıklı çalışmamasına rağmen akaryakıt ikmalinde bulunulduğu ve bu kapsamda Kuruma aykırılık bildiriminde bulunulmadığından bahisle, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 19. maddesinin 2. fıkrasnın (c) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca 1.066.327,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı şirketin bayisine ait akaryakıt istasyonunda yapılan denetimde, (1) no.lu yeraltı tankının ıslak ölçümünde boş olduğu, ancak işletme binasında kurulu bulunan otomasyon sisteminde ise yakıt miktarının (12.345) litre olduğu, (2) no.lu yeraltı tankının ıslak ölçümünde (121 cm.) olduğu, otomasyon sisteminde ise yakıt miktarının 0 (sıfır) litre olduğu, (3) no.lu yeraltı tankının ıslak ölçümünde (52 cm.) olduğu, otomasyon sisteminde ise yakıt miktarının 0 (sıfır) litre olduğu, (4) no.lu benzin yeraltı tankının ıslak ölçümünde boş olduğu, otomasyon sisteminde ise yakıt miktarının 0 (sıfır) litre gözüktüğü, yapılan hesaplamalara göre içerisinde motorin bulunan (2) no.lu yeraltı tankında takriben (19.965) litre, (3) no.lu yeraltı tankında ise takriben (8.580) litre akaryakıt bulunduğunun değerlendirildiği, akaryakıt istasyonunun faal olduğu, akaryakıt satışı yapılan satış adalarında bulunan ödeme kaydedici cihazlardan alınan 22/03/2017 tarihine ait (3) adet X günlük satış raporuna göre yaklaşık olarak (19.928) litre motorin satışının yapıldığı, yer altı tanklarının ıslak ölçümleri ile otomasyon sistemindeki verilerin birbirini tutmadığı, ayrıca boş olan (1) no.lu tankta otomasyon sisteminde akaryakıt gözüktüğü, içerisinde akaryakıt bulunan (2) ve (3) no.lu yeraltı tanklarında ise otomasyon sisteminde ürün gözükmediği, dolayısıyla otomasyon sistemi arızalı olmasına rağmen akaryakıt istasyonunda yakıt satışı yapıldığı hususlarının tespit edildiği, söz konusu tutanağın davacı şirketin bayisinin işletme yetkilisi tarafından imzalandığı, bayinin otomasyon sistemine ilişkin veriler incelendiğinde 01/01/2017-01/04/2017 tarihleri arasında yaklaşık 3 aylık süre zarfında istasyonda akaryakıt ikmaline ilişkin hareket görülmediği, bayinin otomasyon sistemi sağlıklı çalışmıyor iken akaryakıt ikmaline devam edildiği, dağıtıcı tarafından aykırılıklar için Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na bildirimde bulunulmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği;
Öte yandan, 7164 sayılı Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 32. maddesiyle değişik 5015 sayılı Kanun’un “İdarî para cezaları” başlıklı 19. maddesinde yapılan değişiklikle idari para cezalarına getirilen asgari ceza miktarı yükseltildiği için yapılan değişikliğin davacının lehine olmadığı;
Ayrıca, … tarih ve … sayılı Kurul kararında “Uzaktan erişim sistemine ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmemesi” fiili düzeltme imkânı olan fiiller arasında sayılmakla birlikte, bayinin otomasyon sisteminin doğru ve sağlıklı veriler içermemesine rağmen akaryakıt ikmalinde bulunulmasına dair eylemin düzeltme imkânı olan fiiller arasında sayılmadığı;
Kaldı ki, 7164 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle 5015 sayılı Kanun’a eklenen geçici 6. madde gereğince bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce Kurulca verilmiş olan idari para cezaları yönünden ihtar yapılması mümkün olmadığından 7164 sayılı Kanun’la getirilen ihtar müessesesinin dava konusu olayda uygulanma imkânının bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, bayisine ait akaryakıt istasyonunda otomasyon sisteminin kurulduğu ve çalışır vaziyette bayiye teslim edildiği, otomasyon sistemi ile ilgili yükümlülüklerin eksiksiz şekilde yerine getirildiği, otomasyon stok verileri ile fiili ölçümler arasındaki tutarsızlığın tank kalibrasyon ve eşleştirmelerinden çıkmış olabileceği ve bu durumun ancak fiili denetim sonucunda ortaya çıkabileceği, fiili denetim yapma yetkileri bulunmadığından tespit edilen aykırılıkların fark edilmesinin mümkün olmadığı, denetime tabi tutulan dönemde birçok akaryakıt hareketi olduğu ve otomasyon sistemine yansıdığı, otomasyon sistemi uygulama zorunluluğu bulunsa da bu konuda davalı idare tarafından belirlenen bir standart bulunmadığı, bayi tarafından kaçak akaryakıt satışı yapıldığına ilişkin bir tespit bulunmadığı, davaya konu eylemin niteliği itibarıyla düzeltme imkânı olan fiillerden olduğu ve idarî para cezası verilmemesi gerektiği, bayi nezdinde ihlâl söz konusu olsa dahi bu ihlâlden herhangi bir menfaat elde edilip edilmediğinin araştırılması gerektiği, başkasının eyleminden dolayı cezalandırılarak cezaların şahsiliği ilkesinin ihlâl edildiği, hangi nedenle üst sınırdan ceza uygulandığı belirtilmediği gibi uygulanan cezanın fahiş olduğu, İdare Mahkemesi ve Bölge İdare Mahkemesi tarafından yeterli inceleme yapılmadan karar verildiği, kendileri hakkında yapılan soruşturmanın eksik ve özensizce yapıldığı, kolluk tarafından düzenlenen tutanaklara dayanılarak işlem uygulandığı, suçlamaya konu eylemin gerçekleştiğinin somut olarak ortaya konulamadığı, 5015 sayılı Kanun’un 7. maddesinin 6. fıkrası ile 19. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve somut norm denetimi yapılmak üzere Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçeli şekilde onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dağıtıcı lisansı ile faaliyet gösteren davacı şirketin bayisine ait akaryakıt istasyonunda 22/03/2017 tarihinde yapılan denetimde, otomasyon sisteminin doğru ve sağlıklı çalışmamasına rağmen akaryakıt ikmalinde bulunulduğu ve bu kapsamda Kurum’a aykırılık bildiriminde bulunulmadığından bahisle, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 19. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca 1.066.327,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Kurul kararının tesis edilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacının Anayasa’ya aykırılık iddiası ciddi görülmemiştir.
7164 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önce, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde idarî para cezaları, 20. maddesinde ise diğer yaptırımlar düzenlenmiş olup, idarî para cezalarının da idarî yaptırım oldukları hususunda tereddüt bulunmamakla birlikte, 5015 sayılı Kanun’da idarî para cezaları ile diğer yaptırımlar farklı usûl ve esaslara bağlanmıştır. Bu bağlamda 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde, 15 günlük süre içerisinde aykırılığın giderilmesi yönünde yapılması gereken ihbar, idarî para cezası verilebilmesinin ön şartı olarak belirtilmediği hâlde, idarî para cezası dışındaki idarî yaptırımları düzenleyen 20. maddesinin önceki metninde, lisans iptali için aykırılığın giderilmesi yönünde 15 günlük süre tanıyan ihbar yapılması zorunlu görülmüştür. Daha da önemlisi, ilgiliye verilen 15 günlük süre içerisinde aykırılıklar giderildiği takdirde piyasa faaliyetinin geçici olarak durdurulmasına karar verilemeyeceği anlaşılmakla birlikte, söz konusu aykırılığın verilen süre içerisinde giderilmiş olması idarî para cezası verilmesine engel değildir. Başka bir anlatımla, ilgilinin mevzuata aykırı fiili hem idarî yaptırım uygulanmasını hem de idarî para cezası verilmesini gerektiriyorsa, aykırılığın verilen süre içerisinde giderilmesi durumunda ilgilinin piyasa faaliyetinin geçici olarak durdurulması ve lisans iptali gibi yaptırımlar uygulanmayacak, ancak söz konusu mevzuata aykırılık nedeniyle idarî para cezası uygulanabilecektir.
Değişiklikten sonra ise, 5015 sayılı Kanun’un 20. maddesinde yapılan yeni düzenleme ile, idarî yaptırımlar sayılmış ve idarî para cezalarının da 20. maddedeki hükme tâbi olacağı belirtilmiştir.
Bu itibarla, 19. maddede yer verilen idarî para cezalarına ilişkin fiillerden Kurul tarafından belirlenen “niteliği itibarıyla düzeltme imkânı olanlar” için otuz günlük süre içerisinde aykırılığın giderilmesi, aksi hâlde hakkında geçici durdurma yapılabileceğinin ihtar edileceğine ilişkin düzenlemenin, idarî para cezaları yönünden cezalandırılmadan önce mevzuata aykırı davranışta bulunan kişi veya kişilere söz konusu aykırılığın ortadan kaldırılması için tanınmış bir imkân olduğu, bu yönüyle ihtarın kişinin cezalandırılabilmesine ilişkin bir ön şart teşkil ettiği ve anılan Kanun değişikliğinin failin lehine olduğu anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda, niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiilleri işleyenlerin önceki kanun döneminde doğrudan idarî para cezasına muhatap oldukları hâlde, söz konusu kanun değişikliğinden sonra aynı fiilleri işleyenlerin ihlâlin ortadan kaldırılması hususunda ihtar edilmelerinin öngörülmesi, böylelikle ihtar edilen kişilerin söz konusu ihlâli ortadan kaldırarak ceza almaktan kurtulabilmelerine imkân tanınması karşısında, ihtar müessesesinin maddî hukuka etkisinin bulunduğu ve lehe kanun kapsamında belirtilen fiilleri önceki kanun döneminde işleyenler yönünden de geçmişe etkili olarak uygulanması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Diğer taraftan, 7164 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile 5015 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 6. maddenin birinci fıkrasında, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Kurulca idarî para cezası verilmemiş olan ve niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiilleri işleyenler için nasıl bir usûl izleneceği öngörülmüş; ikinci fıkrasında ise maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Kurul tarafından karara bağlanmış idarî para cezalarının tahsiline ilişkin kurallara yer verilmiştir.
Söz konusu Geçici maddede, niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiilleri kanun değişikliğinden önce işleyen ve haklarında idarî para cezası uygulanan kişiler yönünden ne gibi bir işlem yapılacağı açıklanmamış olmakla birlikte, yeni düzenlemede yer alan ihtar müessesesi lehe kanun niteliğinde olduğundan, yargı aşamasındaki idarî para cezaları ile ilgili olarak yargı yerleri tarafından lehe kanun hükümlerinin belirtilen kişiler hakkında da uygulanması gerektiği açıktır.
Bu itibarla, İdare Mahkemesi kararında yer verilen, 7164 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle 5015 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 6. madde uyarınca ihtarın yalnızca maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Kurulca idari para cezası verilmemiş fiiller bakımından uygulanabileceği yönündeki gerekçesinde hukukî isabet bulunmamakla birlikte, sübut bulan fiili nedeniyle davacıya idari para cezası verilmesine ilişkin Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönündeki karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan kararın yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 02/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir